Uzun zaman sonra ilk defa hep birlikte akşam yemeği yemiştik. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Tüm yemek boyunca Jung Shin ve JongHyun'un espirilerine maruz kalmıştım. Ardından kahvelerimizi yudumlamıştık ve şimdi meyve yiyorduk.
"SoHwa-ya annen sana iyi davranıyor mu?"
bu üst düzey mantık hataları içeren soruyu odun burningimizden başka kim sorabilirdi ki? SoHwa Shin'in yanından kalkıp benim yanıma geldi. Bilmiş bilmiş ellerini belinin iki yanına koyup JongHyun'a döndü.
"Benim annem dünyadaki en iyi annedir oppa!"
son söylediği kelimeyle gözlerim faltaşı gibi açılmıştı. Üstelik sadece benim değil. Başta Yong olmak üzere herkesin.
"Kızım oppa değil Acoşi!"
diyerek uyardım. Ama SoHwa yine aynı çok bilmiş tavrıyla bu sefer bana döndü.
"Hayır anne. Acoşi olmak için fazla yakışıklı. Oppa sevgilin var mı?"
yok artık! Kızım JongHyun'a abayı yaktı. E tabi çocuk haklı bu kadar yakışıklı olursa çok normal. Yong yanımıza gelip SoHwa'yı havaya kaldırdı.
"Bu kabul edilemez küçük hanım! Çünkü o çok yaşlı."
Jonghyun kaşlarını çatarak ayağa kalktı.
"Hiçte bile! Prensesim bana ne demek isterse diyebilir. Öyle değil mi prenses?"
SoHwa Yonghwa'nın kucağından kendisini JongHyun'un kucağına bıraktığında Jongie'nin yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.
"Oppa sen benimsin. Sadece benimle evlenebilirsin!"
odadakiler kahkahalarla gülmeye başladığında Jung Shin aceleyle yanımıza geldi.
"Büyük bir sorun var!"
"Neler oluyor?"
diye sordu Min. Ardından Shin elindeki telefonun kilidini açıp bize uzattı. Ekranda bizim bugün avukat ofisinin önünde ve lunaparkta çekilmiş fotoğraflarımız görünüyordu. Altında da netizenler yorum yağdırmışlardı.
"-Bu kadın kendini ne zannediyor? Hiç utanması yok",
"-Yonghwa böyle basit bir kadınla evlenerek bir kez hata yapmıştı ve şimdi her şeyi yine eline yüzüne bulaştırdı.",
"-Gong Yoo'ya acıyorum.",
"-Kadın ünlü avcısı gibi. Önce Yonghwa sonra GongYoo ardından yine YongHwa!"
yazılan birkaç yorum bu şekildeydi. Nasıl bilip bilmeden bizim hakkımızda böyle şeyler yazabilirlerdi? Benim neler çektiğimi bilmeden nasıl böyle kötü şeyler yazabilirler? Gözümden damlayan bir damla yaşı elimin tersiyle sildim, salonu terkedip yatak odasına gittim. Tamam Elif! Yong'la barışmayı düşündüğünde zaten böyle şeyler olacağını biliyordun. Şimdi neden bu kadar çok üzüldün ki? İşte insan üzülüyor yine de. Bir umut oluyor insanın içinde ve ardından içini dışına getiriyorlar insanın. Odanın kapısı tıklatılınca arkama dönüp gözyaşlarımı silmeye çalıştım. İki büyük el omuzlarımdan kavrayıp beni kendisine döndürünce başımı önüme eğdim.
"Her şey geçecek!"
içimdeki ses yanımda o olduğu sürece her şeyin geçeceğine inanıyordu fakat eğer yanımda kalmaya devam ederse en çok zarar gören de o olacak.
"Ben büyük bir hata yaptım. Tekrar seninle bir aile kurabileceğimizi düşünmem tam bir aptallıkmış."
Çenemden tutup havaya kaldırdı. Diğer eliyle de belimden tutup kendine çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umduğum ve bulduğum
FanfictionBazen hayatta hiç ummadığımız şeyler olur. Ama mutlaka olmasını istediğimiz şeylerde olur. Elif'in umduğu adam bulduğu gibi çıkmamışsa ya? Ya da henüz onu kendi düşünde bulamamışsa?