61. bölüm~sen böyle biri değilsin~

88 6 7
                                    




Gözlerim çoktan yaşarmaya başlamıştı. Dile kolay tam 6 yıl geçmişti. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen saçonnimi tam 6 yıl sonra ilk defa görüyordum. 

"Merhaba E.Elif." 

vereceğim tepkiden çekiniyordu. Kim bilir belkide gidişimden dolayı kendini suçluyordur hala. Aslında giderken ona çok kırgındım. Yanımda duracağına emin olduğum tek kişiydi. Hiçbir şey yapmadı. Dahası SoHwa'yı aldırmamı bile söyledi. Bu yüzden ona çok kırgındım. Ama derler ya zaman her şeyin ilacı diye. Benim saçonnimin açtığı yaraları bile iyi etti. Ve zaman bir şeyi öğretti. Sevdiklerin ne yaparsa yapsın her zaman sevmeye devam ediyorsun. Koşup boynuna sarıldım. İstem dışı ikimizde ağlıyorduk. 

"Saçonnim!" 

geri çekilip gözyaşlarını sildim. 

"Nasılsın?" 

başını olumlu anlamda salladı. 

"Seni bulduğum için iyiyim! Eğer biraz daha gelmeseydin... eğer gelmeseydin-" 

 "şşş! Merak etme artık geri döndüm. Artık hep beraberiz." 

 Gözlerim Gong Yoo'ya kaydı. Duygulanmış gibi görünüyordu. Yanaklarımı elimin tersiyle silip saçonnimi gösterdim. 

"Kuzenim Yağmur. Sana bahsetmiştim." 

Sonra Yağmur'a döndüm. 

"Bu evlendiğim adam Gong Yoo." 

Gözleri faltaşı gibi açılan saçonnimin gözleri Gong Yoo ile buluşunca hemen normale döndü. 

"Evlendiğini hiç düşünmemiştim." 

Gülümsemekle yetindim. Koltuklara geçip konuşmaya devam ettik. Gong Yoo nöbet tutar gibi yanı başımızda duruyordu ve saçonnimi çok iyi tanıyorsam kesinlikle ondan hoşlanmamıştı. 

"Yonghwa seni bulmak için her taşın altına baktı ama bulamadı. Onu hiçbir zaman affetmedim ama artık onun bir suçu olmadığına kesinlikle inanıyorum." 

Çantasından bir flash bellek çıkarttı. 

"Bunu sana verip vermemekte çok tereddüt ettim ama artık haklıyı ve haksızı ayırmak zorundasın. Benim düştüğüm yanlıştan uyanmamı sağladı umarım senide uyandırır." 

Tüm bunları Türkçe söylediği için Gong Yoo tek kelime anlamamıştı. Belleği alıp cebime koydum. 

"Anne!" 

SoHwa koşarak yanımıza geldi ve sarıldı. 

"Anne bu ajummada kim?" 

ajumma! Bu ifade o kadar çok komiğime gittiki 32 diş sırıttım saçonnime bakarak. Ama o benim dalga geçtiğimi fark etmemişti bile ve yine ağlıyordu. Elimi omzuna koydum. 

"Lütfen yapma böyle." 

Yüzünü avuçlarına gömüp hüngür hüngür ağlarken içim cız etmişti. SoHwa'ya döndüm. 

"Bu senin teyzen Yağmur. Seni ilk defa gördüğü için çok heyecanlandı. Ona sarılmak ister misin?" 

usulca kucağımdan inip saçonnimin karşısına geçti. Yüzünü gömdüğü avuçlarından tutup başını kaldırmasını sağladı. Yağmur kızarmış yüzüyle şaşkın şaşkın SoHwa'ya bakıyordu. 

"Sen gerçekten benim teyzem misin?" 

çocuğu bir anda bağrına bastırıp ağlamaya devam etti. Sakin ol saçonnim burda Türk Filmi çekmiyoruz demek istesem de demedim. SoHwa bu seferlik kurbandı. Bir süre sonra geri çekilip SoHwa'yı yanağından kocaman öptü ve benim şirin kızım kıyafetiyle öptüğü yeri sildi. Yağmur kaşlarını çatarak bana döndü. 

Umduğum  ve bulduğumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin