Jung Shin kısa bir süre yanımızda kalıp bir bahane uydurmuş ve sevgili kocamla birlikte kaçmayı başarmıştı. İnşallah her şey yolundadır. Mutfağa geçip annemin gönderdiği asma yapraklarını haşlamaya başladım. Bugün kafama koymuştum. O yaprak sarmaları sayesinde bugün bebeğime halay çektirtecektim. Gerçi annesi ve babasının müthiş dans becerilerini göz önünde bulundurursak bırak halayı emeklemeye başlamadan kpop danslarını bile yapar. Tabi inşallah bana çeker. Yonghwa'nın bu konudaki yeteneği fanlar tarafından dillere destan. Weekly idole çıktıklarında yaptıkları danslar hala gözümün önünden gitmiyor. Bu Korelilerin erkek sanatçılara kadın dansları yaptırmalarını belki kabul edilebilir bir şey olarak görebilirim ama onları kadın gibi süslemeleri insanda "alo! Burası dünyamı? Emin misiniz?" deme isteği uyandırtıyor. Gerçi çoğu erkek kadınlara benzetildiğinde gerçektende benziyor. Çünkü pürüzsüzler. Acaba Yong nasıl görünürdü? Zil sesiyle kafamda oluşan tuvalet giyip peruk takan Yonghwa silüeti kaybolmuştu. Tam ellerimi batırmışken bu gelende kim şimdi? Ellerimi yıkarken kapı çalmaya devam ediyordu. İstem dışı Türkçe olarak bağırdım.
"Patlama geldim!"
kapıyı açar açmaz Han başkanla karşılaşmam bir olmuştu. Uyy uşağum köbekli Huan nedeysun burada? Diyecek oldum ama destur dedim iç sesime.
"Oh? Hoşgeldiniz ama Yong Jung Shin'le birlikte şirkete geçti."
Han başkanın yüzünde gülücükler açıyordu. Sırıtarak –hatta nerdeyse o saygıdeğer göbeğiyle göbek atarak- içeri geçti. Ancak ben onu içeriye buyur etmiş miydim? Her neyse. Bu neden bu kadar mutlu? Yani Han Başkan sonuçta bu her gün hakkında çıkan kirli oyun haberlerine üzülmesi gereken bir insan.
"Elif sana çok güzel bir haberim var."
beklenti içinde gözlerine baktım. Hayır yani oburiks çıkarsa birazda ağzındaki baklayı burda dokuz doğurmasam. Doğurmak demişken ben beş aylık hamileydim zaten. Her an doğuracakmış gibi hissettim.
"Bir film teklifi aldık. İsmi Voice of the night."
Eee? Yong için benden izin almaya mı gelmişti yoksa? Devam etmesi için kaşlarımı yukarı doğru kaldırdım.
"yani anlayacağın kadın başrol olarak teklifi sana gönderdiler."
Hı iyiymiş oynasın o zaman. Ne dur bir dakika! Bir çığlık atıp Han başkana sarıldım.
"Efendim siz doğru mu söylüyorsunuz bu çok güzel bir haber."
Adam geçirdiği boğulma tehlikesinden sağ olarak çıkma çabası içine girmişti. Ne yaptığımı fark edip uzaklaştım ama hala dönüp duruyordum yerimde. Sahibinden komut bekleyen bir köpek gibi gözlerimi dikmiş bir an olsun ayırmıyordum.
"sakin ol. Gel otur şuraya bir şey olacak sonra Yonghwa benden bulacak."
Yavaşça gösterdiği yere oturdum.
"eğer kabul edersen çekimlere hemen bu hafta başlayacaklar. senaryo hamile bir kadın başrollüğünde dramatize edilecek olduğu için şanslı kişi sen oldun. Üstelik senin Yong'la birlikte acemice oynadığın diziyi çok beğendiklerini söylediler."
Kaşlarımı çatıp Başkana dudak büzdüm. Gayet iyi bir kere benim oyunculuğum sen kendi göbeğine bak!
"ah benim o berbat oyunculuğumumu beğenmişler omo bu çok güzel! Peki başrol erkek kim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umduğum ve bulduğum
Fiksi PenggemarBazen hayatta hiç ummadığımız şeyler olur. Ama mutlaka olmasını istediğimiz şeylerde olur. Elif'in umduğu adam bulduğu gibi çıkmamışsa ya? Ya da henüz onu kendi düşünde bulamamışsa?