Gözlerimi araladığımda hala gördüğüm rüyanın etkisindeydim. Ona yakın olmak, sarılmak imkansızdan da öteydi. Yataktan kalkıp lavaboya gittim. Tam kapıyı açacakken kendiliğinden açıldı. Çapaklı gözlerimle karşımda duran uzunca şeye baktım. Omg! Beni bu tipimle gördü değil mi? Allah'ım sana geliyorum! Min hyuk gülerken kaybolan gözleriyle ne yapacağını bilemezcesine bana bakıyordu. Bir adım sağa kaydığımda o da sağa kaydı. Pardon da dizi felan mı çekiyoruz? Tekrar sola kaydım ve o da kaydı. Böyle romantik sahneler yaşamak güzeldi güzel olmasına ama bizi izleyen bir çift göz bana "mezarını kaz Yağmur!" diyordu. Annem ne zaman gelmişti yanımıza?
"çocuklar iyi misiniz? Yumurtlamak üzere olan bir tavuk gibi bir o yana bir bu yana dönüyorsunuz."
Her zamanki annemin soğuk espirileri... eh ben bunca yaşa geldim alışamadım sevgili Min ne yapsın. Şaşkın şaşkın anneme bakıyordu. Geri çekildim hemen.
"ben en iyisi kahvaltıyı hazırlayayım!"
alelacele mutfağa kaçtım. Allah'ım ben daha fazla onu görmeye dayanamıyorum. Kalbim... kalbim sanki atmayı unutmuş ama hala kan sızıyor. Sanki delik teşik olmuş ruhum. Allah'ım nolur yardım et şu Yağmur kuluna. Gerekirse al şu canımı.
ELİF POYRAZ
Üzerimdeki örtüyü bir kenara bıraktım. Üzerimi giyindiğim sırada Yong'un uyanması tevafuk olamaz herhalde. Yüzüm patlamaya hazır bir domatesi andırıyordur eminim.
"günaydın karıcığım!"
başımı sebepsizce yere eğdim.
"günaydın."
Evli kadınları şimdi daha iyi anlıyorum. Yong yüzümdeki anormalliği fark etmiş olacakki bileğimi kavrayıp beni kendisine çekti.
"konuşurken göz teması kurmak önemlidir. Ama benim parlayan yıldızı andıran Elif'imin gözleri neden bana bakmıyor?"
bu adam ne zamandan beri bana böyle iltifatlar yağdırıyor? Şuracıkta düşüp bayılacağım böyle giderse.
"Yong saçmalama! Yengemlere yardım etmeye gideceğim."
Biraz ters mi konuşmuştum? Sevgili kocam eliyle çenemi tutup ona bakmamı sağladı.
"Elif! Benden utanma. Benden çekinme. Biz evliyiz. İleride çocuklarımız olacak. Hem ben bir sürü çocuk isterim haberin olsun."
Bunları söylerken öyle samimiydi ki... çocuk mevzusu açılır açılmaz midem bulanmaya başlamıştı. Anlayacağınız psikolojim vefat.
"çocukları doğuracak olan benim ama zekiciğim!"
"altı üstü bir çocuk karıcım kasma bu kadar"
bay çok bilmişe ters bir bakış atıp ayağa kalktım.
"o zaman sen doğur kocacım!"
diyip kapıyı açıp çıktım. Cidden bu konuları konuşacak olgunluğa gelmedim henüz. Mutfak kapısından içeri girdiğimde Yağmurla çarpıştık. Deli gibi bir o yana bir bu yana gidip duruyordu. Beni görünce gözleri büyüdü. Tabi büyür. İntikam almak öyle olmaz Yağmur Hanım. Canına okuyacağım senin!
"E-elif!"
yaaa Elif dersin tabi. Ellerimi boynunun hizasında açıp ona doğru yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umduğum ve bulduğum
FanficBazen hayatta hiç ummadığımız şeyler olur. Ama mutlaka olmasını istediğimiz şeylerde olur. Elif'in umduğu adam bulduğu gibi çıkmamışsa ya? Ya da henüz onu kendi düşünde bulamamışsa?