39. bölüm ~ben evleniyorum~

146 11 34
                                    




"Şu yumruğunu sıkmayı bırakır mısın? Neden endişelisin?"

Diye sordu sevgili kocam. Aah Yongie sana söylemeden bir halt yedim ve şimdi her şey daha da karmaşıklaşacak!

"Onu da nereden çıkardın? Sadece bu benim için bir ilk. Biraz heyecanlandım!"

Dedim gülümsemeye çalışarak. Kırmızı halının önünde araba durdu ve aşağıya indik. Yonghwa'nın uzattığı koluna girip yüksek topukluların üstünde düşmeden salona girmeyi başarmıştım. Saçlarımdaki kızılları topuz yaparak kapatmaya çalışmıştım. Umarım çözülmez. Salondaki yerlerimizi aldık ve soru bombardımanı başlamıştı.

"Yonghwa-sshi eşinizle çalışmayı nasıl karşıladınız? Zorlandınız mı?"

İlk soru Yonghwa'ya yöneltilmişti.

"Eğer eşim sunbae ile olan kiss sahnesini çekseydi gerçekten zorlanacaktım."

Salon bir anda gülmeye başladı. Bense utançtan kızarmıştım.

"Elif-sshi duyduğumuza göre birçok anti fan sayfan açılmış. Bu seni üzüyor mu?".

Bir an donakaldım.

"Aslında bazen düşünüyorum ölmemi isteyecekleri kadar kötü birisi miyim? O kadar çok tehdit içerikli mesajlar alıyorum ki! Ama onları şikayet etmek içimden gelmiyor. Yonghwa'ya gerçekten değer veriyorlar. Bende bir boice'tim. Onlar için bunun ne demek olduğunu iyi biliyorum. Keşke beni de sevseler. Çünkü ben kimseyle sorunum olsun istemiyorum.".

"Peki Elif-sshi sen bu dizi hakkında ne düşünüyorsun?".

Sunucunun sorduğu soru karşısında yüzüm gülmüştü. Nasıl gülmesinki? Yongla birbirimize tamamen duygularımızı ifade etmiştik.

"Bu benim ilk deneyimimdi bu yüzden gerçekten heyecanlıydım. Ama Yong'un yanımda olması... nasıl desem? Bu beni rahatlattı bana güven verdi. Umarım rolümün hakkını vermişimdir.".

Birkaç sorunun ardından ara vermiştik. Arka çıkışta bekleyip temiz havayı içime çektim. Kameralar karşısında bunalıyordum. Bu diziyi bile nasıl çektim hiç bilmiyorum.

"Gülşah!".

Beynimde kırmızı alarmlar ardı ardına ötmeye başlamıştı. Burada ne arıyordu? Yavaşça yüzümü Kübra'ya döndüm. Bana şaşkınlık ve nefret karışımı bir ifadeyle bakıyordu.

"Kübra."

Ağzımdan sadece ismi bir fısıltıyla çıkmıştı. Bana doğru iki adım attı.

"Sen...".

Başımı önüme eğdim.

"Sana söylemediğim için üzgünüm.".

"Üzgünsün öyle mi?".

Başımı evet anlamında salladım.

"Geldiğini bana haber vermeliydin! Bende yeni gelmiştim."

İçimden bir rahatlama reaksiyonu baş göstermişti.

"Bende! Bende yeni gelmiştim zaten."

dedim alelacele. Bu tatlı mı tatlış kıza yalan söylemekten hoşlanmamıştım ama daha başka ne yapabilirdimki?

"Hadi çoktan başlamıştır salona girelim."

Salona mı? İmkansız. Herkes beni gördü zaten.

"Iıı şey ben Yong Tae'i bekleyeceğim!"

Kız tamam deyip salona girdi. Allah'ım başım büyük belada n'olur yardım et!

Umduğum  ve bulduğumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin