Doruk'tanEllerimi saçlarımdan geçirip sesli bir şekilde esnedim. Yatakta doğrulup örtüyü üzerimden attım. Bakışlarım yatakta ki sarışın kıza kaydığında yüzümü buruşturup banyoya doğru ilerledim.
Kısa bir duş aldıktan sonra kıyafetlerimi giyip banyodan çıktım. Komidinin üzerinde ki telefon, cüzdan ve arabamın anahtarını alıp kapıya doğru ilerleyecekken, geri dönüp komidinin üzerine bir miktar para bıraktım.
Otel sanıyordum ama sarışın kızın evine gelmiştik. Bahçeyi geçip arabama doğru ilerledim. Islak saçlarımdan elimi geçirip geriye doğru attım.
Arabayla ilerlerken yan koltuğa attığım telefonun melodisi kulaklarımı doldurdu. Sesli bir küfür mırıldanıp telefona uzandım.
"Efendim?" diyerek açtım telefonu. Eh arayan Furkan'dı.
"Nerdesin?" diye sordu.
"Yoldayım." diye cevapladım.
"Berk denen piçle ilgili bütün sınırlarını zorlayıp hayatını araştır. Kimdir? Nedir? Ailesi? Herşeyi istiyorum." dedi emirci sesiyle.
"Tamam. Nerde buluşuyoruz?" diye sordum.
"Akşam Barlar Solağı'na gelin." deyip telefonu kapattı. Telefonu yan koltuğa atıp önüme döndüm.
Bakalım Berk Aslan kim?
Aklıma dün olanlar gelince yüzümü buruşturdum. Simay'a yaptıkları... o çocuk kesinlikle şerefsizin önde gideniydi.
Furkan'ın konuyu kapatacağını sanmıyordum. Zengin piçi olmasaydı ortadan kaldırırdı. Öldüreceğini düşünüyordum fakat bu durum fark edilir ve hemen soruşturma başlatılırdı.
Dün Furkan belli etmese de gerildiğini görebiliyordum. Çok sinirliydi. Mila'dan sonra ilk defa birine değer veriyordu. Emin değildim. Ama Simay'ı koruyordu. Bunu görebiliyordum.
Çocukluğumdan beri tanıyordum Furkan'ı. Ve hayatımda değer verdiğim insanların en başında geliyordu. Gruba katıldığımda sadece Yudum, Furkan ve Mila vardı. Sonra aramıza Onurcan, son olarakta Savaş katılmıştı.
Furkan'la tanıştığımda 6 yaşındaydım. Mahalle çocuklarının elinden kurtarmıştı beni. O günden sonra da hep birlikteydik. Savaş'ın yaptıklarından sonra hiç birşey eskisi gibi olmamıştı. Mila gitmişti. Grup dağılmıştı. Sonra bir şekilde toparlamaya çalışmıştık. Bizim için zor değildi ama Furkan'ın yaşadıkları da kolay değildi.
Olanlardan sonra tek olumlu yön, birbirimize daha sıkı bağlarla bağlanmıştık. Yudum, ben, Onurcan ve Furkan kalmıştık. Ve asla ayrılmayacaktık...
Telefonun mesaj sesi geldiğinde tekrar koltuğa doğru uzanıp elime aldım. Mesajı açtığımda yattığım sürtüklerden geldiğini fark ettim. Kafamı kaldırıp yola bakmak üzereyken, iki araba birbirine çarptığında çıkan tuhaf sesi duydum.
Telefonu koltuğa atıp kapıyı açtım. Hayır yani neden mesajı açıyorsam? Bana sürtük kızlardan başka mesaj atan olmazdı ki. Bizimkiler mesaj atmak yerine direkt arayıp derdini anlatırdı.
Arabadan çıktığımda önümde ki kırmızı Mini Copper arabaya baktım. Fena çarpmıştım.
"Lanet olsun! Gerizekalı mısın? Neden önüne bakmıyorsun?" diye bir cırlama duyduğumda bakışlarımı o tarafa çevirdim.
Siyah güneş gözlüğünü uzun sarı saçlarının arasından geçirmişti. İçinde ki beyaz askılısı, altında su yeşili şortu ve siyah ince hırkasından bakışlarım pürüzsüz beyaz bacaklarına kaydı. Kafamı zorla kaldırıp yüzüne baktığımda bana kızgın bakışlarla bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Kız
Teen FictionUmursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ver. ;D Kapak Tasarımı: @BurhanAkgun