Bölüm Şarkısı: Bora Duran - Duman Duman (son kısımlarda dinleyin).
Çooook uzun bir bölüm oldu. Lütfen bol bol bol yorum yapın. Pasaj alıp yorumlarla düşüncelerinizi belirtin. :")
Gelecek okuyucularıma not: Sizde bol bol bol yorum yapın.
Ufak mantık hataları olabilir görmezden gelin. İyi okumalar. :)
"Simay nerede?" diye sordum ters bir sesle. Kimse cevap vermeyip bakışlarını kaçırdığında sinirlerim gerilmeye başlamıştı.
"Cevap verin lan!" diye kükredim. Nazerin Hanımın hıçkırıkları artarken sinirle ağır bir küfür savurdum.
"Simay'ı kaçırmışlar." dedi Güney ifadesiz bir sesle. Ne kadar üzüldüğü ortadaydı. Fakat o da ifadesini gizleyebiliyordu.
"Kim?" diye sordum kısık bir sesle. Alacağım cevaptan korkuyordum açıkçası. Hiç bir şeyden korkmayan ben o ihtimalden korkuyordum.
"Demir Maske..."
Yan tarafımda duran duvara elimi yaslayıp destek almaya çalıştım. Beynim kabul etmiyordu. Reddediyordu.
Demir Maske...
Demir Maske...
"Neden kaçırmış?" diye sordum ifadesiz bir sesle. Beynim durmuştu sanki. Aklımdan hiçbir şey geçmiyordu.
Kimseden cevap gelmeyince sinirle gözlerimi yavaşça kapatıp açtım. Doğan Karahan kaçırdıysa öldürmeden bırakmazdı. Buna adım gibi emindim. Öldürmeden bırakmazdı.
Onu ölü olarak düşünmek... İyi hissettirmiyordu. Kötüydü.
Düşüncelerimin arasında boğulurken girişte donuk bakışlarla etrafı süzen Savaş'ı fark ettim. Lanet olsun! Ne işe vardı burada!?
Sinirle kan akışım hızlanırken hızla ona doğru ilerledim. Onun yüzünden kaçırılmıştı. Doğru ya! Eğer Simay'ı pis işlerine bulaştırmasaydı, şuan beni mesajlara boğacatı. Aptal kızım...
Yakasına yapışıp yumruğumu suratına geçirdim. Geriye doğru sendelerken burnunu tutarak bakışlarını bana çevirdi. Şaşkındı.
"Senin yüzünden kaçırıldı!" diye kükredim. Tekrar yumruğumu suratına geçirecekken kafasını çevirip kendini kurtardı. Refleskleri hala çok güçlüydü. Eski günlerde ki gibi...
"Ben çok üzgünüm. Ona defalarca gelmemesini söylemiştim." diye mırıldandı kafasını olumsuz anlamda sallarken.
Savaş'ın Simay'a aşık olması canımı sıkıyordu. Ben ona aşık olamamışken Savaş'ın benden önce davranması içimde onu öldürme isteği yaratıyordu.
"Senin yüzünden!" diye bağırdım nefretle yüzüne bakarken. Her ne kadar gizlemeye çalışsada onunda canı yanıyordu. Pişman ve üzgündü.
"Bizim yüzümüzden."
Kaşlarım çatılırken yavaşça arkamı dönüp Simay'ın babası, Hakan Bey'e baktım. Ne saçmalıyordu?
"Kimin yüzünden?" diye sordum anlamayarak. Cevap vermeyip ayağa kalktı. Ellerini saçlarından geçirip derin bir nefes verdi.
"Anlat!" diye tısladım sinirle.
Bakışlarını bana çevirip açık yeşil tonlarındaki gözleriyle yüzüme baktı. Tekrar bir nefes alıp konuşmak için dudaklarını araladı. Yorgundu.
Her cümlesinde adım adım ona doğru ilerlerken içimde kızgın ateşte kaynayan öfke kazanı fokurduyordu. Ne demek ihaleyi kazandıkları için? Ne demek holdingleri zirvede olduğu için? Tek kaşımı kaldırıp aramızdaki mesafeyi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Kız
Teen FictionUmursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ver. ;D Kapak Tasarımı: @BurhanAkgun