-bölümleri yüklerken bir yanlışlık yapmışım. Bu bölümü eklemeyi unutmuşum. Bu bölüm Furkan'ın gidişi üzerine. İyi okumalar.
Hissettiğim sıcaklıkla uykum açılırken dün gece nasıl bir pozisyonda uyuduğumu hatırlamaya çalıştım. Ben rahattım. Fakat üzerine uzandığım şeyin -her ne ise- yatağım olmadığına emindim.
Nefes alışverişlerinden olsa gerek ki kafam belli bir yavaşlıkla havaya kalkıp iniyordu. Üstelik dudaklarıma bir tenin sıcaklığı yansıyordu.
Zor zar gözlerimi araladım ve Furkan'ın boyun girintisine gömdüğüm kafamı kaldırdım. Gözlerini diktiği bir noktaya bakıyordu. Sanırım odamın penceresine.
Yataktan destek alarak hafifçe doğrulup oturur pozisyona geçtim. Onun da dikkatini çekmiş olmalıyım ki bakışlarını bana çevirdi ve oda doğruldu. Kucağında oturmam, bir kıza ne kadar utanç verirse sanırım benim ki ondan kat be kat daha fazlaydı. Kalbim birden hızlanmaya başladı.
"Günaydın."
Sesi fazla pürüzlü ve uykulu çıkmıştı. Bakışlarımı çıplak göğüsünden çekip yüzüne çevirdim. Gözleri kızarmıştı ve önlerinde uykusuzluğun gölgesi vardı.
Rahat uyu aptal kızım.... Sabah kadar gözlerimi kırpmadan uyanmanı bekleyeceğim...
Bunları söylerken ciddi olduğunu düşünmemiştim. Fakat o gerçekten de uyumayıp benim kâbus görmeden uyuyabilmemi sağlamıştı.
Kâbuslar..? Sahi dün onun kucağında uyuduktan sonra kâbus görmemiştim. Sadece kâbus değil hiçbirşey görmemiş, sadece uyumuştum.
"Günaydın. Ee şey gerçkten uyumadın mı?"
"Evet. Uyku tutmadı."
Yorgun yüzünde bir gülümseme belirdi ve nedense kendimi suçlu hissettim. Uyku tutmadı demişti fakat ben buna inanmıyordum. Can alıcı kâbuslar görüp histeri krizlerinde ölmemi istemiyordu. Bunu kimse istemezdi. Benim dışımda.
"Rahat uyuyabildin mi?"
Onun gözünde değerimin artması için illa ölümle burun buruna mı gelmem gerekiyordu? Bu düşünce hoşuma gitmese de öyleydi.
"Evet. Kâbus görmedim. Teşekkür ederim." diye mırıldandım.
"Teşekkür etmene gerek yok. İyi uyumana sevindim fıstık," deyip göz kırptı.
Gözlerine bakarken bir an beynimin diplerinden bir anı, uyarılmamı sağladı.
"Günaydın fıstık!" Murat elinde ki poşetle bana gülümseyerek bakarken karşıma oturdu.
"Bu fıstık yakında fındık ezmesi olacak." dediğimde yüzünü buruşturdu ve bu kahkâha atmama neden oldu.
Boğazımın düğümlendiğini hissettim. Bir anlığına gördüğüm siyah irislerin yerini kahverengi irisler aldı ve bakışlarımı gözlerinden çekip yüzüne çevirdim.
Murat gülümseyerek bana bakıyordu. Hem de gülümsemesi o kadar sıcak ve yakındı ki..
Korkuyla, bulunduğum kucağında biraz geri çekildim. Kaşlarım çatıktı ve yüzüm her an ağlamaya hazır bir ifade barındırıyordu.
"Ne oldu?"
Bu ses Murat'a ait değildi. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve az önce gördüklerimin hayâl ürünü olduğunu kendime defalarca söyledim.
"Simay iyi misin?"
Ellerimin titrediğini hissederken gözlerimi açtım. Furkan'ın kucağında oturuyordum ve O bana şaşkın ve merak karışımı bir ifadeyle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Kız
Teen FictionUmursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ver. ;D Kapak Tasarımı: @BurhanAkgun