Selam. Bu bölümü, sürekli mesaj kutumu taciz eden meraklı mı meraklı ve bir o kadar sabırsız okuyucum, @gizem3329 'a ithaf ediyorum. Umarım beğenirsin.
Herkese keyifli okumalar!
Kar taneleri ölümcül bir yavaşlıkla, yerde ki beyaz örtünün üzerine sinerken gözlerimi kırpıştırdım.
Diz kapağıma yasladığım şakak kemiklerimin ağrıdığını hissederken yavaş bir hareketle kafamı kaldırdım. Boynumda ki sızıyı umursamayıp kafamı arkamda ki duvara yasladım.
Pencerenin geniş pervazında oturmuş, boş gözlerle dışarda ki kar yağışını izliyordum.
Karlar yerle buluştukça, kalbimde hissettiğim boşluk derinleşiyordu. İçim sıkıntılarla doluydu ve her zaman ki gibi kötü hissediyordum.
Furkan'ın gidişinin üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti. Belki az, belki daha fazla. Zaman kavramını yitirmiştim. Annemin tabiriyle yaşayan bir ölüydüm.
Derin bir nefes alıp rahatlamayı umdum, ama başarısızdım. Odamın kapısı pervasızca açılırken bakışlarımı o tarafa çevirmek yerine kar yağışını izlemeye devam ettim.
Her kim ise, kapıyı çalmadan girmesi büyük terbiyesizlikti. Ama bunu umursayacak hâlim yoktu.
"Simay!"
Kaşlarımı çatıp duyduğum tanıdık fakat yabancı gelen sese anlam yüklemeye çalıştım.
"N'e haber kız depresif?"
Bakışlarımı pencereden çekip sesin geldiği yöne baktım. Helin yüzünde ki muzur gülümsemeyle bana bakıyordu. Bir anlık şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırarak ona baktım.
"Helin?" diye mırıldandım fakat devamını getiremeden bana doğru koştu ve hızla boynuma sarılıp, kollarını sıktı. Sanırım ölüyordum.
"Nefes alamıyorum." diye seslendim boğuk bir sesle.
"Ah! Kanka pardon ya," diye mırıldanıp geri çekildi fakat sadece bedeni geri çekildi. Dudaklarını yanaklarıma bastırarak ard arda öptü.
Ellerimi midesine doğru indirip nazikçe ittirdim. Istem dışı başımı omzuma doğru eğip, polarımla sildim.
"Öpülmeyi sevmediğimi biliyorsun Helin," dedim sinirle. Öpücükleri suluydu ve evet gerçekten biriyle tensel temas etmeyi pek sevmezdim. Derin bazen yüzüme dokunduğunda bile tuhaf hissederdim, kaldı ki pek samimi olmadığım birinin dokunması midemi bulandırırdı. Berbat bir huydu ama yapacak birşeyim yoktu.
"Ya ne yapayım çok özlemişim." Çocuksu bir ses tonu ve surat ifadesiyle bana bakarken kaşlarım hafifçe çatıldı ve elimde olmadan gülümsedim.
İki hafta boyunca ağlamaktan başka hiç bir şey yapmayan ben, iki hafta sonra, gülümsemiştim. İç dürtüme engel olamayarak Helin'e sarıldım.
Onu aylardır görmüyordum. Sahi ne olmuştu da biz iletişimi kesmiştik? En son Furkan'la tanıştığımız zamanlarda görüşmüştük.
"Kızım neler yaşamışsın sen ya! Anan biraz anlattı, şok oldum! Yaşadıklarınla Teen Wolf'a on sezonluk bölüm çıkabilir." Bunları söyledikten sonra kıkırdayıp elimi tuttu ve yatağımın üzerine oturttu.
Gözlerine baktım. Acıyan bakışlar ya da telaşlı bir ifade yoktu. Eskisi gibi enerjik ve sevimliydi. Diğer herkes gibi bana acımak yerine normal bakıyordu.
Şaşkınlığımı silkeleyip, "Bana acımayacak mısın? Ya da sorular falan sormayacak mısın?" diye sordum şüpheli bir ifadeyle onu süzerken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Kız
Teen FictionUmursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ver. ;D Kapak Tasarımı: @BurhanAkgun