-Bölüm 21-

14.1K 511 48
                                    


Sırtımı yasladığım duvar yavaş yavaş rahatsız etmeye başlayınca hafifçe kıpırdandım. Telefonuyla uğraşan Güney kafasını kaldırıp bana döndü.

"İyi misin?" diye sordu telaşla. Dudaklarım istem dışı yukarı kıvrılırken, sıcak bir gülümsemeyle kafamı olumlu anlamda salladım. Gözlerini yavaşça açıp kapattıktan sonra bu sefer telefonla uğraşmak yerine dikkatini derse verdi.

Pencere tarafına kayınca bakışlarım Güney'in yapılı cüssesinden dolayı pek birşey göremiyordum. Hafifçe kıpırdanıp kafamı yana eğerek Furkan'ın yan profilini izlemeye başladım.

Aslında tam olarak yan profili sayılmazdı çünkü kafasını cama doğru çevirmiş dışarıyı izliyordu. Önüme dönmek üzereyken bu sefer Furkan'ın sırasının önünde ki sıraya takıldı bakışlarım.

Orada Güney'le beraber oturuyordum. Ta ki birkaç gün öncesine kadar... Masanın boş kalacağını düşünüyordum fakat Berfin, Berfin'liğini yapıp Heves'le birlikte o masayı işgal etmişti.

Berfin'in kahverengi saçlarını izlerken o lanet gün, Güney beni okuldan çıkarırken yüzünde gördüğüm alayla sabitlenmiş zafer sırıtışı aklıma gelmişti.

Birkaç gün bocalasam da koca bir tuzağın ortasına düştüğüm sonucuna varmıştım. Berk, bana karşı birşeyler hissettiği için yani beni geri kazanmak için, Heves benden nefret ettiği için, Berfin ise Furkan'la aramda başladığı gibi biten isimsiz ilişkiyi kıskandığı için... Böyle birşey yapmışlardı.

Defalarca hesap sormaya çalışsam da her seferinde itiraz etmişti. Elimde bir kanıt olmadığı için boşa çırpınıyordum. Berfin'de üzerime 'iftiracı' etiketi takıp kendini temize çıkarıyordu.

İki gün içinde hayatım çıkmaza girmişti. Daha birkaç gün önce çocuklar gibi sevinip heyecanın en koyu tonlarını tadarken, şuan içimde yaşama isteği bile yoktu. Yorgundum, bitmiştim, ve yorulmaya devam ediyordum.

Furkan'ın yüzüne bakamayacağımı dayanamayacağımı düşündüğüm için duvar tarafında ki en son sıraya Güney'le birlikte oturmuştum. Derin ise tek başına önümüzde oturuyordu.

O da Doruk'la konuşmuyordu. Sevgili olma raddesine gelmişlerdi ve şu son olaydan sonra Derin beni savunurken Doruk onu şiddetle azarlamıştı ve tartışıp bir süre görüşmemeye karar vermişlerdi. Uzun lafın kısası herkese zarar veriyordum. El bombası gibiydim.

Aklıma broşürde ki fotoğraf gelince yüzümü buruşturdum. Fotoğraf öyle bir çekilmişti ki.. Sanki öpüşmemiz kasıtlı değil de gönüllü olarak görünüyordu.

Saçlarım önüme döküldüğü için yüzüm görünmüyordu. Ve ellerimin omzunda olması beni istekli gösteriyordu. O günden sonra o broşürleri görmemiştim. Güney hepsini ortadan kaldırmıştı. Ona bir kez daha minnettardım.

Kaç gündür hiç bir teneffüste dışarı çıkmamıştım. Çünkü herkes benimle ilgili bir dedikodu tutturmuş peşinde sürüklüyordu. Her ağızdan bir laf çıkıyordu. Sınıftakiler bile bana iğrenerek bakıyorlardı.

Hepsinden nefret ediyordum. Beni 3 yıldır tanıyorlardı. Nasıl bir insan olduğumu gayet iyi biliyorlardı. Ama onlar için önemli olan insanlık değilde, bir insanın dibe batışını izlemek ve yardım etmek...

Ellerimle gözlerimi ovuşturup derin bir nefes aldım. Geceleri ağladığım için derslerde uyuyordum. Bazen uyuyordum bazen de şuan olduğu gibi sırtımı duvara yaslayıp düşüncelerin beni boğmasını izin veriyordum.

Herşey o kadar hızlı olmuştu ki nevrim dönmüştü. Bir anda olup bitmişti herşey... Onlara göre kötü kız rolüne bürünmüştüm. Kim bilir benim hakkımda daha kötü neler düşünüyorlardı?

Aptal KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin