Merhaba, bölüm yazmaya çok ihtiyaç duyduğum bir anda bu kadar berbat bir bölüm yazdığım için beni affedin.
Zamanla kelimelerim, harflerim gelişir, değişir diye umuyorum. Bunu ısınma turu olarak sayıyıyorum. Uzun zamandır bir şeyler yazıp çizmiyordum sonuçta.
Neyse, iyi okumalar. Yanlışlar olabilir kusura bakmayın! Ve umarım beğenirsiniz. -_-
Daha gözlerimi açmadan belimde hissettiğim ağrı ile neye uğradığımı şaşırdım. Nefes almaya şu saniyeden itibaren başlamış gibiydim. Hastenede olduğumu burnuma dolan doluşan hijyenik kokulardan anlarken yalnız olmadığımı hissettim.
Bana ne olmuştu?
Hastaneye düşmeme dahası bir kamyon dayak yemişim gibi hissetmeme neden olacak ne yaşamıştım? Güçlü bir yapıştırıcı ile birbirine sarılan göz kapaklarımı birbirinden ayırmaya çalıştım. Sanırım ayrılmak istemiyorlardı.
"Uyandı sanırım." Bu sesin anneme ait olduğuna dair bahse girebilirdim. Bir de gözlerimi açabilsem..
"Doktoru mu çağırsak?" diyen kişi kesinlike Derin idi.
"Gerek yok," demeyi umuyordum ama sesim fısıltıdan farksızdı öyle ki ben bile zor duymuştum.
"Bir şeyler anlatmaya çalışıyor sanırım," dedi Derin. Evet seni zeki şey!
"Anne doktora gerek yok," dedim daha güçlü bir sesle. Gözlerimi de tam bu sırada açtım. Bulanık olan görüşüm düzelmeye başladığında başıma toplanan annem, Derin ve Güney'e baktım.
"İyi misin?" diye sordu annem temkinli bir sesle. İyi görünmüyordum elbette ama kendimi iyi hissediyordum, dayak yemişim hissi katlanılacak bir seviyedeydi. Dilimle dudaklarımın üzerinde bir tur atıp başımı onaylarcasına salladım.
"Bana ne oldu?" diye sordum, sesim az önce ki gibi zayıf değildi.
"Merdivenlerden düştün, tatlım." Anneme baktım. Nedense gözüme eskisi gibi güzel gelmemişti. Çöküntüden farksızdı. Gözaltı morlukları belirginleşmiş, çukurlaşmıştı. Babam annemi mi aldatıyordu yoksa?
"Ben Furkan'a haber vereyim." Derin cebinden telefonunu çıkarırken bana göz kırptı ve yanımda uzaklaştı. Her şey gayet normal görünüyordu.
Ama bir saniye Furkan'la aramız bozuk değil miydi?
Beni merak etmiş olmalıydı. Hadi ama bu sağlık meselesiydi, aramızdakileri unutup tabi ki benim için endişelenecekti. İyi olduğumdan emin olduktan sonra tam bir pislik gibi davranmaya devam edecekti muhtemelen.
"Biraz su alabilir miyim?" diye sordum anneme bakarak. Şaşkın görünüyordu. 15-16 yıldır konuşabiliyordum, onu bu kadar şaşırtan neydi ki? Başımdaki ağrı kendini belli etmek istercesine beynime saplandığında yüzümü buruşturdum. Annem hâlâ endişeli bir şekilde beni izliyordu.
"Anne artık su verecek misin?" diye sordum başımdaki ağrıyı görmezden gelerek. Bakışlarım kollarıma indiğinde ufak çaplı bir şok yaşadım. Kollarım yara bere içindeydi. Merdivenden düştüğüme emin miyiz?
"Simay, uyanmışsın!"
Kapı açılıp Furkan içeri girdiğinde dudaklarım kıvrılmasın diye mücadele ettim. Ama kalbimle mücadele edemezdim.
"Evet, niye bu kadar şaşırdın umutsuz vaka gibi mi duruyordum?" dedim gülerek. Anneminkine benzer bir şaşkınlık yüzünde belirdiğinde kaşlarımı çattım. "Sizin neyiniz var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptal Kız
Teen FictionUmursamaz çocuk, masum kız hikayesidir. Kurguyu tamamiyle bilmeden ön yargılı davranma. Her hikâye bir şansı hak eder, sen de bu hikayeye bir şans ver. ;D Kapak Tasarımı: @BurhanAkgun