MERHABA CANLARIM. YENİ BİR BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ. BİRAZ KISA OLDU KUSURA BAKMAYIN. YAZIM HATALARINI EN AZA İNDİRMEYE ÇALIŞIYORUM. LÜTFEN OYLAMAYI UNUTMAYIN... SİZİ SEVİYORUM ♥♥♥
----------------------------------------------------------------------------
Berna'nın anlatımından;
Bu duyduklarım gerçek olamazdı değil mi? Ne yani Yankı beni sevmediği, benden bıktığı için bırakmamış mıydı? Savaş bu kadar mı kinci bir insandı? Yankı beni hala gerçekten seviyor muydu? Aklımda o kadar çok soru vardı ki, cevaplayamadığım sorular... Ağlamaktan bıkmıştım artık. Yankı gittiğinden itibaren o kadar çok ağlamıştım ki... Tamam hala onu aklımdan tam anlamı ile çıkaramamıştım, çıkartamazdım da ama böyle bir anda karşıma çıkması da hiç hoş değildi. Onu hala seviyordum ama hemen affedemezdim. Bu kadar kolay değildi. Karşıma geçip özür dileyip her şeyin geçeceğini sanıyorsa büyük bir yanılgı içerisindedir. Ağlamam az çok durduğunda Arzu elleri ile ellerimi tutup gözlerimin içine bakmaya başladı.
-Berna... Biliyorum senin için hiç kolay değil-
-Ne zaman kolay oldu ki?!
-Tamam sakin ol öncelikle. Ben Yankı'nın gerçekleri söylediğine inanıyorum.
-Ben de inanmak istiyorum ama olmuyor Arzu...
-Zamanla sen de inanacaksın Berna, ben sana güveniyor ve inanıyorum. Biliyorum kalbin paramparça ama onu hala seviyorsun...
-Berna... Onu hala seviyor musun?!
Baran'ın sorusu ile ona döndüm. Gözlerimden süzülen yaşlarla cevabımı verdim. Ondan nefret etmek istiyordum ama olmuyordu. Baran sinirle odayı terk edince iç çektim.
-Berna bu arada, Yankı artık senin doktorun. Hastalığın süresince sana o bakacak.
Midemin bulanmasıyla hızla kalkıp banyoya gittim. Klozete, boş midemde ne olabilecekse onu çıkartıyordum. Dün doğru düzgün bir şey yememiştim ve midem bulanıyordu, aynı zamanda da canım hiç bir şey istemiyordu. Aynaya bakınca şaşırdım. Bu ben olamazdım değil mi? Yüzümde ki elmacık kemikleri belirginleşmişti ve göz altlarım da çökmüştü. Umursamamaya çalışarak yüzümü yıkadım ve dişlerimi fırçaladım. Neyse ki açılmamış bir diş fırçası vardı. Banyodan çıkıp odaya girdim. Arzu elinde tuttuğu kıyafetleri bana verince geri banyoya girmek zorunda kaldım. Altıma siyah bir tayt ve üstüme de siyah askılı vermişti. Taytın modeli çok hoştu.
Odaya girdiğimde Arzu ıslık çaldı. Gülerek bana uzattığı siyah topuklu ayakkabıları giydim. Saçımı tarayıp açık bıraktım.
-Gel otur şuraya da yüzüne renk vereyim az, ruh gibisin.
Somurtarak oturdum.Haklıydı, ruh gibiydim. Bembeyaz yüzüm, iyice zayıflamış olan vücudum... Arzu epey bir uğraştıktan sonra geriye çekilip bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN PRENSİ (TAMAMLANDI)
Romansa-Teşekkür ederim Yankı beni iyi ki buraya getirdin, burası o kadar güzel ki kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. -Ben senin iyi olman için buraya getirdim Berna'm. Bana yanaşıp alnımı öptü ve sıkıca sarıldı, ben de ona. İşte huzuru bulmuştum...