Açıkçası çocuklarımız diye bahsetmesi ile o kadar duygulandım ki... Zaten zor tuttuğum gözyaşlarımı kayıt bitince serbest bıraktım. Berna'da bana sarıldı ve sessizce kulağıma fısıldamaya başladı ama ben daha çok ağlamaya başladım...
-Canım benim ne kadar güzel konuşmuş bak... Ama bu kayıtı dinleyince ağladığını Baran görse üzülmez miydi?..
-A-ama çok gü-güzeldi bee...
-Of kızım ağlayıp da harap etme kendini sonra abim beni kenara sıkıştırıp 'Orzo nodon oğlodo?!' diye sorup duracak.
Ağlamam epey durunca ayağa kalkıp banyoya gidip işlerimi hallettim. Çıkınca Berna'ya seslendim ama ses gelmeyince aşağı inmeye başladım. Dışarıda sesi geliyordu. Dışarıya çıktığım da gülmeden edemedim. Sandalyeye oturmuş, bir elinde gevrek yediği kaşık, bir elinde telefon instagramda geziniyor, bir yandan da şarkı söylüyor. Beni de nah duyar zaten. Koluna cimcik atınca çığlık attı. Yan villa da ki yakışıklı çocuk da bu tarafa bakaya başladı.
-Of niye cimcikliyorsun ya?!.
-Yarım saattir sana sesleniyorum canım ölsem haberin olmayacak be!
-Pardon ya.
-Şu karşımız da ki evden de yakışıklı bir çocuk buraya bakıyor.
-Senin başın bağlı ben bakarım.
Ben gülmeye başlayınca karşı eve baktı ve gözlerini büyütüp geri döndürdü kafasını.
-Oğlum bu ne?!
-Kısık sesle konuşmana gerek yok bizi duyamaz ki...
-Olsun da analar neler doğuruyor be... Kızım siz de yapın şöyle bir tane ya...
Ben kızarmaya başlayınca Berna güldü. Oğlana baktığım da Berna'ya bakıp gülümsüyordu. Benim ona baktığımı anlayınca kafasını bana çevirip gülümseyip selam verdi ve balkondan içeri girdi.
-Kaçırdın çocuğu gülüşünle.
-NE?!
Bu sefer ben ona gülmeye başladım.
-Şaka kızım. Başıyla selam verip içeri girdi.
-Neyse...
-Hadi kalk da hazırlanalım.
-Peki.
Kulaklığını boynuna asıp telefonunu şortunun cebine koydu.Kasesini de eline alıp içeri geçmeye koyulmuştuk ki arkamızdan biri seslendi. Bir erkek...
Berna'nın Anlatımından;
Duyduğum ses ile nefesimi tuttum. Arkama dönmeye cesaretim yoktu. O muhteşem ipeksi otoriter sesi nerede duysam tanırdım. Bu oydu ama neden şimdi... O kadar hazırlıksız yakalandım ki elimde ki kase yerle buluştu. Sanki dizlerimde ki kemikler yok oldu ve beni taşıyamaz hale geldiler. Onu her ne kadar unutmak istesem de her akşam yatmadan aklıma o güzel yüzü ve muhteşem gülümsemesi geliyordu. Canım ne kadar yansa da onu unutmam gerekiyordu çünkü abim unutmamı istiyordu. Ama olmuyordu, yapamıyordum. Yapamazdım bunu bize...
Arkamda ki ayak sesleri gitgide yükseliyordu ve ben titremeye başlamıştım. Korkuyor muydum? Seviniyor muydum? Onu tam unutmaya çalıştığım anlarda geri dönmesinden mi rahatsız olmuştum? Yoksa onun günlerdir görmediğim yüzünü göreceğim için heyecanlı mıydım? Bu düşüncelerle boğulurken omuzum da bir el hissettim. Benimkinden iri ve uzun elleriydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN PRENSİ (TAMAMLANDI)
Romance-Teşekkür ederim Yankı beni iyi ki buraya getirdin, burası o kadar güzel ki kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. -Ben senin iyi olman için buraya getirdim Berna'm. Bana yanaşıp alnımı öptü ve sıkıca sarıldı, ben de ona. İşte huzuru bulmuştum...