Baran'ın anlatımından;
Söylediği ile o kadar sinirlendim ki tokat attım. İlk defa kardeşime tokat attım. Biraz okkalı bir tokat atmıştım. Berna yatağa yığılınca endişeyle hemen kucağıma alıp hastaneye götürdüm.
Hastaneye giderken yolda hemen Sarp'ı aradım. Gidince de bizi hemen karşıladı ve Berna'nın kanayan burnuna muayene yapmak için odaya aldı. Ben de sinirle koltuğa oturup söylenmeye başladım.
-O çocukla görüşmeyi kesmiş olsaydı bunlar olmazdı. Ben dedim ama senin canın yanacak diye. Al işte sen böyle olunca benim de canım yanıyor salak kız...
Kafamı kaldırdığım da gördüğüm manzara karşısında adete şok oldum. Ağzım açık karşıya bakıyorum ve tepki verme hissimi bile kullanamıyorum.
Nazlı bir oğlanla sarılıyordu. Ben ayağa kalktığım da dudağına öpücük kondurdu ve çıkışa yöneldi. Hemen Nazlı'nın arkasından gidip kolundan sıkıca tutup kendime döndürdüm. O da şok oldu ama hemen cevap verdi.
-Ne işin var senin burada ve o oğlan kim?!
-Baran biraz midem bulanınca buraya geldim de o da doktor normal de tanımıyorum ve şu kolumu bırakırsan artık çok acıtıyorsun...
-Yazık be ben senin kolunu acıtıyorum ama sen benim kalbimi acıttın ulan... İnsan doktoru ile öpüşür mü özellikle tanımadığı bir doktor ile!
-B-Baran ya-yanlış anladın yo-yok öyle bir şey...
-Sus be sus! Hala yalan söylüyorsun!
-Ben çok özür dilerim ne olur affet Baran... Yalvarırım beni bırakma, ben sensiz ne yaparım?!
-Seni öl-sem af-fet-mem! Anladın mı?! Ve... Sen o tanımadığın doktor ile bence gayet mutlusun. Ben neye üzülüyorum biliyor musun?..
-N-n-ne?..
-Hıh... Ben seninle çok ciddi düşünmüştüm Nazlı... Ben seni hayatımın kadını yapmak istiyordum...
Ağzından bir hıçkırık kaçırdı ve koluma yapıştı.
-B-ben çok ö-özür dilerim Baran ne olur affet ne olur...
-Hayır Nazlı... Hayır...
Kolunu ittirdim ve daha demin ki oturduğum yere tekrar oturdum. O kadar üzgün, yıkılmış, sinirli hissediyordum ki... Ağlayabilirdim. İçeriden Sarp çıkınca burnumu çekip boğazımı temizledim.
-O... İyi mi?
-Evet de sen pek iyi görünmüyorsun, hayırdır dostum?..
-Sarp... Nazlı beni aldattı.
-Ne! Oğlum ne diyorsun sen? Sen ona evlilik teklifi etmeyecek miydin?
-Evet...
-Dur bakalım... Sen şu olayı baştan anlatsana bana.
Olayı anlatınca Sarp da çok şaşırdı.
-Oğlum Nazlı'dan çok ümitliydin ya. Ben şimdi üzüldüm ve sinirlendim var ya...
-Artık burada kalmak için hiç bir nedenim yok...
-Ne yani beni önemsemiyor musun?..
-Oğlum saçmalama seni ne kadar önemsediğimi biliyorsun...
-Sağ ol kardeşim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN PRENSİ (TAMAMLANDI)
Romance-Teşekkür ederim Yankı beni iyi ki buraya getirdin, burası o kadar güzel ki kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. -Ben senin iyi olman için buraya getirdim Berna'm. Bana yanaşıp alnımı öptü ve sıkıca sarıldı, ben de ona. İşte huzuru bulmuştum...