Selam gençler. Size kısa bir bölüm yazdım. Uzun bölümler de yakın zamanda gelecek.
----------------------------------------------------------
Şu an kıskançlıktan ölebilirdim! Hayır konuş ama koluna neden dokunuyorsun?! Pelin'in ne hissettiğini şu an anladım. Kız bir şey söyledi ve Yankı'da kafasını salladı. Kız ne yaptı peki?! Yankı'ya sa-rıl-dı! Tam onlara yürüyeceğim sırada Arzu kolumdan tuttu.
-Salak mısın Berna? Oğlana önce 'seni sevmiyorum' diyorsun sonra başka bir kızla konuşunca yanına gitmeye kalkışıyorsun. Bence ne istediğine karar vermelisin... Hadi kantine gidelim.
Yavaşça kafamı salladım. Sarılmaları kısa sürse de hala konuşuyorlardı. Onlara bakarak yürüyordum ki aniden başım döndü ve gözlerim karardı.
Yankı'nın anlatımından;
Kız yarım saattir bir şeyler anlatıyordu ve sıkılmıştım. Aniden sarılınca mecbur karşılık verdim. Utanmasa öpecekti de. Alt üstü sinemaya gitmek istemişti ve bende kabul etmiştim. Arkadaşının işi çıkınca karşısına ilk ben çıkmışım da bana teklif etti güya. Ben de ayıp olmasın diye kabul ettim. Sol tarafta bir kargaşa çıkınca hemen o tarafa yöneldik. Berna'yı yerde görmemle kalbim sıkıştı. Ne oldu ki? Yoksa... Hayır canım, daha neler... Hemen Berna'yı kucağıma alıp odasına taşıdım. Gözlerine ışık tutup baktım, bayılmıştı. Derin bir nefes alıp Yasemin'e döndüm.
-İğnesini yaptıktan sonra ayağa kalkmamasını söylemedin mi?!
Gürlediğim an yerinde sıçrasa da hemen cevap verdi.
-Tabi ki de söyledim. Beni dinlemediği için hak et-
-Sus. Çık. Dışarı.
Berna'ya yapılan bu iğne ağır bir iğneydi. Onu yoracağı için ayağa da kalkmaması gerekirdi. Eğer hep böyle yaparsa bayılırdı ve bayıldığı zaman da kendini yoracaktı, yorduğu zaman da hastalığı vücudunu daha hızlı ele geçirecekti. Oflayıp Arzu'ya baktım. O da bana bakıyordu.
-Seni hala seviyor, sakın vazgeçme tamam mı?
Duyduğum şeyle otuz iki diş gülümsemeye başladım.
-Gerçekten mi?!
-Evet. Sen koridor da o kızla konuşurken kıskançlıktan çatladı...
Gülümseyerek Berna'ya baktım. Onu öpmek istiyordum ama onun da rızası olarak. Hele bir affetsin beni, asla bırakmayacaktım onu...
Odadan çıktım ve kendi odama geçip askılıktan montumu alarak hastaneden çıktım. Arabama binip, samimi bir dostumun çiçekçi dükkanına doğru sürdüm. Yaklaşık 15 dakika sonra gelebilmiştim. İçeri girer girmez Hakan beni gördü ve yanıma gelip sarıldı.
-Ooo kardeşim hoş geldin.
-Hoş buldum kardeşim. Nasılsın?
-Seni gördüm daha iyi oldum sağ olasın sen?
-Ben de iyiyim kardeşim sağ ol. Demet gül alacaktım da, acil...
-Anladım kardeşim bekle sen 10 dakikaya hazırlıyorum. Hatta sen de gel bakayım yanıma...
Gülerek arkasından takip ettim. Sorguya çekeceğini açıkça belli etmişti. Arka tezgaha geçip demeti hazırlamaya başladı. Tabi sorularını sormaktan da geri kalmadı.
-Bu güller kime acaba?
-Çok aşık olduğum bir kıza.
-Ooo hayırlı olsun kardeşim. Yakın bir zamanda düğün var o zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN PRENSİ (TAMAMLANDI)
Romantik-Teşekkür ederim Yankı beni iyi ki buraya getirdin, burası o kadar güzel ki kendimi hiç bu kadar huzurlu hissetmemiştim. -Ben senin iyi olman için buraya getirdim Berna'm. Bana yanaşıp alnımı öptü ve sıkıca sarıldı, ben de ona. İşte huzuru bulmuştum...