HOŞ KARŞILAMA

1.6K 48 12
                                    

Boğucu ve karanlık odada zayıf bacakları endişeyle titriyorken terlemiş ellerini önündeki masaya koydu. Hızlı soluk alıp veriyor kalbi her an çıkacak gibi oluyordu . Gözlerini masanın önündeki kapının altından gelen ışık sayesinde görebildiği iki sandalyeye çevirip derin bir nefes aldı. Seslerin gelmesiyle kapı açılıp içeriye elinde dosyalar bulunan ince, uzun, orta yaşlarda ve kel olan bir adam girdi. Adamın odaya girmesiyle ışıklar aniden açıldığında adam da sandalyelerin birine oturup dosyaları karıştırmaya başladı. Onun dosyaları karıştırmasını seyrederken adamın gözleri ona kilitlendi ve soğuk ve sert bir tonla ona yöneldi.

" Fizik mühendisi Profesör Doktor Robert  GREEN. Ben Rick HOUSE. Buranın sorumlusuyum." 

Kendisi kısaca tanıttıktan sonra onu derinden inceliyor bakışlarıyla onun ruhunu donduruyordu ve bu durum her bir saniye onun daha bir ürpermesine neden oluyor bu da Rick'e daha bir haz veriyordu. Bakışlarıyla onu iyice uyuştuğuna emin olduktan sonra Rick, aynı şekilde konuşmaya devam etti.

"Sizi bu kasvetli odada bu şekilde tuttuğum için üzgünüm. Yemeğinize kattığımız ilaç ışığa aşırı duyarlılık sağlıyor. Etkisi üç saat sürüyor. Bu yüzden endişelenmenize gerek yok." 

Deyip cebinden telefonunu çıkarıp saate baktı. Yüzünde hafif alaycı bir gülümseme belirirken gözlerini Profesöre çevirdi ve yüzündeki gülümseme iyice belirginleşti çünkü Profesör'ün içindeki derin tedirginlik yavaş yavaş daha da belirginleşiyordu. Profesörün ise aklı karışmış üzerindeki gerginliği atmak için kendisine sorular soruyor ve onlara çözüm arıyordu. Kaç saattir buradaydı? Ne zaman gelmişti? İlacın etkisinin bitmesine ne kadar kalmıştı? En son hatırladığı şey ; arabaya  bindirildikten sonra ona verilen sandviçi yemesiydi. Kendisini bir an delirmiş gibi hissederken atmak istediği gerginliğini daha da arttırmıştı. Bunu gören Rick'in suratında ise  artık kocaman bir gülümseme vardı ve bu durum Profesör'ün sinirini daha çok bozmaya başlamıştı ki Rick tekrardan ciddiyetini toplayıp daha da sert bir tavır takındı:

"Profesör, daha önceden de belirttiğim gibi artık geri dönemezsiniz. Öncelik olarak sizden isteğimiz şey ; burada olanların burada kalması. Daha da belirginleştirecek olursak , burada yaşanılanı dışarıya çıkaramazsınız . Şayet çıkaracak olursanız, sonuçlarını ağır ödersiniz. Buradaki görevinize gelecek olursak , birini izlemenizi istiyoruz. Bu kişi bizim öğrencimiz. Bizim için buradaki diğer öğrencilerden daha farklı. Onun olağan dışı her bir hareketini bize bildirmenizi istiyoruz. Açıkçası sizi uyarmam gerek , sizi zorlayacaktır. Ama merak etmeyin size yardımcı olması için birini görevlendirdik . "

Demesiyle  kapı açıldı. İçeriye genç, uzun boylu, sarışın, iri kahverengi gözlü ve iyi görünümlü bir adam geldi. Yüzündeki sıcak bir gülümsemeyle boş olan sandalyeye oturdu. Bu durum Profesörün içini oldukça rahatlatmış üstündeki yükü hafifletmişti. Profesör'ün az da olsa rahatladığını gören adam ise gülümseyerek:

"Merhaba ben Tom. Sadece Tom.  Kimya mühendisiyim. Görünüşe göre Rick sizi iyi karşılamış."  

dedi ve sandalyeye iyice yerleşti. Profesörün güveni biraz yerine gelmişken kendisini  toparlanmaya çalışmıştı ve  ses tonunu ayarlayarak:

"Anlayamadığım bazı şeyler var. Mesela bu öğrenci neden bu kadar önemli. Ya da neden bu kadar gizli tutmam gerekiyor. Yapacağım şey sadece bir sınıfa , basit bir öğretmenlik. Ve bunun için neden bir fizik mühendisi tuttuğunuzu hala anlamış değilim. Dışarıda o kadar öğretmen varken neden ben?"

dedi. Yüzünde ciddi bir ifade varken içinde bulunduğu bu duruma bir çözüm bulmak ve  garipliği yok etmek istiyor ama tek yapabildiği Rick ve Tom'u süzmek oluyordu. İkisininde yüz ifadesi ise onunla dalga geçer gibiydi. Sonunda, sessizlikle hüküm süren birkaç dakikanın ardından , sessizliği Rick bozdu.

"Profesör gereksiz sorulara takılıp aklınızı boş yere meşgul etmeyin. Bunları düşünmeyi bırakın sadece işinize odaklanın. Sizi ilgilendiren kısmı yeterince açığa kavuşturduk. Bugünlük bu kadar yeter. Size odanızı Tom gösterir." 

dedi. Ardından dosyalarını toparlamaya başladı. Bir an duraksayıp ,Profesöre döndü.

"Bu arada yarın dersiniz başlıyor. Sabah dokuzda. "

dedi. Dosyalarını toparlamayı bitirince odadan ayrılırken Tom  hala sırıtıyordu. 

"Sanırım buradaki en yakın arkadaşınız ben olacağım. Lütfen benimle gelin. Size odanızı göstereyim."


99Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin