ŞEYTANLARLA İLK DANS

77 5 0
                                    

   Doksan Dokuz bu günkü asıl görevini bitirmek için ilerlerken birden yanında Mikaela belirdi. Elinde  kutu şeklinde bir gitar kabı vardı. Gitar kabını Doksan Dokuz'a doğrulturken nazik bir tonla onunla konuşmaya başladı.

"Sana bunu yapmamam gerektiğini söylesem de beni dinlemeyeceğini biliyorum. Buna ihtiyacın olacak. R-11 etkisini göstermeye başlasa da insan formundayken onları yenmen güç."

Doksan Dokuz bir an durup Mikaelay'a bakıp cevap verdi.

"Bebek bakıcılığın için teşekkürler."

Deyip gitar kabını Mikaela'nın elinde hızlıca alıp uzaklaşmaya başlamasıyla Mikaela peşinden koşturmaya başladı.

"Doksan Dokuz!"

"Varlığını hissetmiyor musun Mikaela?"

"Hissediyorum ama emin değilim..."

"Eğer emin değilsen, neden buradasın?"

Mikaela sessizleşti, haklıydı. Uzun süredir varlığını hissediyordu. Bu da sergisinde istemeden  onun düşüncelerini işlemesine neden olmuştu ve Doksan Dokuz da bunu fark etmişti. Elçiler arasındaki bir bağ buna neden oluyordu... Çaresizce gitmesine izin verip ona şans diledi. 

"Dikkatli ol, iyi şanslar..."

 Doksan Dokuz, Mikeala'nın yanından ayrıldıktan sonra dünyayı incelemek için kurmuş olduğu üsse doğru attığı her bir adımda kişi sayısını hesaplıyor aynı zamanda binanın stratejik konumunu belirliyordu. Kanındaki R-11'in aktif olmaya başlamasıyla yavaş yavaş dönüşmeye başlamış, aynı zamanda  içeridekilerin kan kokusunu da almaya başlamıştı ve kişi sayısını belirleyip seviyelerini ölçmüştü. Birinci, ikinci ve üçüncü seviyelerden oluşuyordu ama bir tanesinin seviyesini tam belirleyememişti. Belli ki uyuşturucunun etkisi hafifte olsa devam ediyordu. Bu durumu umursamayıp düşük seviye olduklarını anladığında yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. En alt kattaki ile oynamayı düşünüp onun zihnine girdi. En alt kattaki laboratuvardaydı ve yaptığı çözeltiyi koklarken, Doksan Dokuz onun zihninden koku aldığı anı çaldı. Adam ilk boş bulundu ve ne olduğunu anlamadı ve tekrardan koklamayı denedi. Doksan Dokuz tekrardan o anı çaldı ve adam tekrardan denedi. En sonunda yanında çalışan adam onun ne yaptığını sordu.

"Neden durmadan çözeltiyi koklayıp duruyorsun?"

Koklayan adam şaşkın ifadeyle yanında çalışan adama baktı ve sordu.

"Durmadan mı? Sadece bir kere kokladım."

Yanında çalışan adam ona şüpheyle bakarken Doksan Dokuz gülüyordu ki gelmiş olduğunu fark etti. Binayı derinden süzüp organ bağışı yazan tabelayı okudu. Yine kendisini tutamayıp güldü ve alaycı bir ifadeyle kendisiyle konuştu.

"Daha yaratıcı bir isim bulamadınız mı?"

Derin bir iç çekerek yürümeye devam edip binanın içerisine girdi. Köşede oturmuş olan güvenlik görevlisi onu fark edince  nazik bir tonla:

"Tadilat nedeniyle bu gün kapalıyız efendim"

dedi. Doksan Dokuz yüzündeki alaycı ifadeyle görevliye döndü.

"Sorun değil. Benim müdürle bugün özel bir görüşmem vardı. "

Dedikten sonra güvenlik görevlisi bir şey demeyip geçmesine izin verdi. Çünkü siviller olmadan konuşulması gereken bir konu olduğunu düşündü ama yine de gözünü ondan ayırmayacaktı. Doksan Dokuz, güvenlik amacıyla konulan x-ray cihazından geçerken cihaz ötünce güvenlik görevlisi nazik bir tonla uyardı:

99Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin