44. Bölüm

196 10 0
                                    

Amerika'da Zayn ile beraber kaldığımız otelden ayrılıp Zayn'nin arabasına doğru ilerlerken çantamın içinden çalan telefon sesiyle irkildim. Zayn'e belli etmeden telefonu alıp aramayı kapatırken Aşkım yazısını görmemle ilk gülümseyip sonra bu telefonu hafızam kayıpken kullandığım gözler önüne serildiğinde gülümsemem yüzümde soldu. Hızlıca mesajlara girdim.

Efendim ?

Hayatım dün geceden beri nerdesin Tanrı aşkına bu seni kaçıncı aramam farkındamısın? Başına bir şey geldi diye burda kaç kere öldüm. Lütfen iyi olduğunu ve nerde olduğunu söyle seni almaya gelicem.

Gözlerimden akan yaşı elimin tersiyle yavaşça sildim. Bu olamazdı dimi? Hafızam kayıpken başka biriyle olmuş olamazdım.

Kimsin bilmiyorum ama herşeyi hatırlıyorum  ve şu an Zayn ile birlikteyim.

Bir kaç dakika sonra cevap geldi.

Zayn'de kim Angel? Neyi hatırlıyorsun?

Yalan söylemeyi kes . Kimsin? Hangi niyetle beni neden Zayn'den ayırmak istediğini hem bilmiyorum hem de anlam veremiyorum. Ama herşeye rağmen kader bizi tekrar bir araya getirdi ve ben şu an onunlayım yani olmam gereken yerde. Eminim ki kendince beni Amerika'ya getirmen için iyi bir sebebin vardır ama umrumda değil. Aslında bu mesajları ve numaranı Zayn'e gösterip seni buldurtmam beş dakikamı almaz fakat uğraşmaya değmezsin. Acizsin hasta, hafızası yerinde olmayan bir kızdan faydalanıp kandırıcak kadar acizsin. Şu an İngiltere'ye dönmek için yola çıktık. Üzgünüm ama üzerime kurduğun evcilik senaryosu kısa sürdü.

Cevap gelmiceğini düşünüp telefonu kapatıp atıcağım sırada telefon titredi.

Üzgünüm.. Herşey için çok üzgünüm. İnan bana seni üzmek hayatımda isticeğim son şey. Zaten tüm bu yaptıklarım sen üzülme diyeydi. Acizlik konusuna gelirsek Nasya acizim evet ama senden faydalanıp seni kullandığım için değil. Duygularımı, düşüncelerimi senin yüzüne söyleyemediğim için acizim. Saçının teli için dünyayı yakıcakken sana nasıl zarar verip seni kullanabilirim. Zayn'i seviyorsun biliyorum fakat beni sevmen için elinden gelen herşeyi yapmaya devam edicem güzelim. Herneyse İngiltere'de görüşürüz..

Ağzım açık şekilde ekrana bakarken Zayn'in farketmemesi için dua edip hızla telefonu kapatıp çantamın ücra köşelerinden birine gönderip Zayn'e döndüm.

"En önemli soruyu sormayı unuttum hayatım?"

Soran gözlerle bana baktı.

"Patlama.." dedim o görüntüler aklıma geldikçe içimden bir şeyler kopuyordu. "Çocuklar iyi dimi bir şey olmadı."

Gülümseyip elimi dudaklarına bastırdı.

"Üzme kendini güzelim. Hepsi çok iyi. Sadece.." sesi buruk çıkınca elimle yüzünü okşadım.

"Bir sorun mu var Zayn ne oldu?"

"Harry" dedi ardından derin bir nefes alıp devam etti.

"Senin ölüm haberine dayanamayıp ülkeyi terketti."

"Nereye gittiğini söylemedi mi?"

"Hayır güzelim. Ulaşmaya çalıştık ama ulaşamadık. Belki senin yaşıyor olduğunu öğrenince geri gelir tek temennim bu. Kardeşimi kaybetmek istemem."

Yanağına uzun bir öpücük bırakıp geri çekildim.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

*******

"Niall, Louis, Liam!"

Cırtlak sesimle bağırarak eve girdiğimde hepsi hortlak görmüş gibi bana bakarken Zayn beni omzunun altına alırken gülümsedik.

"Yaşıyorum."

Niall bana doğru koşup sessizce "biliyordum" diye fısıldadı. Yanıma gelip beni kucağına aldığında kahkaha attım ardından Liam ve Louis'de yanımıza gelip kollarını ben ve Zayn'e sardılar.

"Yine eski günlerde ki gibi hep beraberiz"dedi Liam. Louis başını  olumsuz şekilde  sallayarak "eksiğiz" diye cevapladı. Harry'i kastettiğini hepimiz bildiğimiz için herkes sessizleşti. Ortam derin bir sessizliğe gömülürken Zayn elimi kavradı şaşkınca ona baktığımda yaramaz çocuklar gibi gülümsedi.

"Çocuklar size söylemem gereken önemli bir şey var."

Hepsi dikkatlice bize baktığında gözlerimin içine bakıp alnıma uzun bir öpücük bırakıp çocuklara döndü.

"Evleniyoruz."

Yere düşen valiz sesiyle herkes kapıya döndü. Harry gözleri kocaman açılmış şekilde şaşkınlıkla bize bakarken çocuklar ve Zayn kahkaha attı.

"Nasya yaşıyor Harry."

Niall lafa girdi. "Zamanlaman harika dostum Zayn ve Nasya'da yeni geldiler.

Hala şaşkınlıkla bana bakarken kekeledi.

"E-evleniyo-yormusunuz?"

Başımı sallayıp yanına koştum. Kollarımı boynuna sardığımda kulağıma fısıldadı.

"Seni Amerika'ya götüren bendim Nasya."

Vücudumda ki tüm kanın o an çekildiğini hissettim. Başımı olumsuz anlamda sallayıp bir kaç adım gerilerken kapanan göz kapaklarımla beraber yorgun bedenim kendini yere bıraktı.

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin