Bir Mafyaya Aşığım

11. Bölüm

NASYA

Suratıma atılan bir kova suyu algılamama rağmen gözlerimi tam olarak açamamıştım ardından mideme aldığım sert tekmeyle inledim. Gözlerimi yarım yamalak açıp karşımdakine baktım. Bu benim evimde Zayn'le bizi bağlayan adamdı. Saçlarımdan tutup beni ayağa kaldırıdı ve duvara fırlattı. Sırtımın ağrısından dolayı ağzımdan acı dolu bir çığlık çıktığında karşı odadan Harry'nin sesi yankılandı.

"Bırak onu Brad seni öldürürüm."

Adının Brad olduğunu hatırladığım adam tekrar yanıma gelip saçlarımı kavradı ve az önce Harry'nin sesinin geldiği odaya yönlendirdi.

"Biliyormusun Harry hiç iyi bir arkadaş değilsin Zayn sana hastaneden yeni çıkmış sürtüğünü emanet ediyor ve sen onu koruyamıyorsun şimdi düşünüyorum da Londra'nın korkulu rüyası Zayn Malik şimdi bir kız çocuğu gibidir." kahkahası odayı doldururken Harry ellerinin bağlı olmasına rağmen hışımla yerinden kalkıp kafasını Zayn'nin daha önce kırdığı burnuna geçirdi. Brad elini saçlarımdan çekip geri geri sendelerken adamlarını çağırdı. Saniyeler sonra iki tane kalıplı adam içeri girdi Harry'e zarar vericeklerini düşünüp koşarak önüne atıldım. Adamın tokatıyla başım sağa düştüğünde Harry beni arkasına aldı, yumruğunu adamın suratına geçirip keskin bir tonda konuştu.

"Eğer ona bidaha dokunursanız sizi canlı canlı gömerim."

Diğer esmer adam Harry'e vuracağı sırada erkekliğine attığım tekmeyle sinirli gözlerle bana bakarken Brad'in kemiklerini kırana kadar vurun emriyle üstümüze gelmeye başladılar. Harry tek hamleyle beni altına alıp ellerini ve bacaklarını vücuduma sarıp kendi vücudunu adamlara siper yaptı. Adamların acımasızca vurmasıyla hıçkırıklarım arasından konuştum.

"Harry lütfen üstümden kalk."

Kan tükürürken yüzümü okşadı. "Sana zarar vermelerine izin vermem."

Başımı ona çevirdiğimde burun buruna gelmiştik. Bu durum beni heycanlandırırken kendime gelip ellerimle Harry'nin başını tuttum ve darbe almaması için göğsüme bastırdım.

Dakikalarca tekmeleri acımasızca vücudumuzu bulurken yorulup odadan çıkıp kapıyı kilitlediler.

"Harry" dedim sessizce cevap vermeyince altından çıkıp başını avuçlarım arasına aldım ve kucağıma yerleştirdim.

"Lütfen gözlerini aç Harry lütfen." hıçkırıklarımın arasından bağırmaya başladım.

"Lütfen lütfen!"

Tekrar ses gelmeyince başını yavaşca yere bırakıp kapıya ilerledim. Yumruklarımı kapıya bir bir geçirip açmaları için avazım çıktığı kadar bağırdım.

"Açın şu kapıyı lanet olsun açın!"

Kumral mavi gözleri olan adam yanıma gelip yanağımı sıktı.

"Canın beni mi istedi güzelim."

Onu umursamayıp gözlerimi devirdim. "Su lütfen su verirmisin."

Gözleriyle ayak tabanımdan başlayıp başıma kadar beni süzdükten sonra sırıttı.

"Karşılığında bana ne vericeksin peki."

Bileğimdeki pırlanta künyemi çıkarıp ona gösterdim.

"Bunu sana verebilirim."

Gözleri ışıltıyla parlayıp ardından bana baktı "bekle " başımla onaylayıp geri çekildim tekrar kapıyı kilitleyip gitti. Dakikalar sonra elinde ufak su şişesiyle gelip bana uzattı. Elimdeki künyeyi ona uzatıp şişeyi aldım ve Harry'nin yanına koştum. Başını tekrar kucağıma yerleştirip şişeyi ağzına sokup yavaşça içirdim. Sessizce inlediğinde elbisemin uçlarıyla suratındaki kanları sildim.