Bir hafta sonra okula gelebildiğimde David ilk beni gördüğünde şaşkınca bakmış ardından kollarını sıkıca belime dolamıştı. Sorularını art arda sorup beni bunaltınca hasta olduğum için gelemedim deyip konuşmayı kesip attım ve bahçede ki banklardan birine oturup Zayn'i düşündüm. Çok geçmeden David yanıma yerleşip kolunu omzuma attı. Kolunu çekeceğim sırada gözüm park yerinde ki siyah jaguar arabasına yaslanmış beni izleyen Zayn'le kesişti. Elindeki sigarasını dudaklarına götürdü ardından yere atıp ayağıyla ezdi. Adımlarını bize doğru yöneltirken kötü bir şeyler olucağını anlayıp David'i kendimden uzaklaştırıp Zayn'nin yanına koştum. Önünü kesip yürümesini engellediğimde ellerini saçından sinirlice geçirip konuşmaya başladı.
"O piç kurusu nasıl benim kızıma yaklaşır en önemlisi sen ona nasıl izin verirsin?"
"Be-ben kolunu çekiceğim sırada seni gördüm."
Kolumdan tuttuğu gibi beni arabaya sinirlice fırlattı belimin ağrısıyla ona bakarken gözlerim çoktan dolmuştu. Arabada ışık hızıyla yerini alıp direksiyona elini geçirdi ardından gaza aniden köklendiğinde emniyet kemerim takılı olmadığı için başımı arabanın torpidosuna çarptım. Elimi ağrıyan yere koyarken başımdan akan sıcak kanı hissettim. Zayn başını bana çevirip kanayan yeri görüp zaman kaybetmeden frene bastı ve üstündeki beyaz tişörtünü yırtıp kanayan yere bastırıp konuştu.
"Ben çok özür dilerim Nasya." üzgünce bana bakarken dolan gözlerimin akmasına izin verdim.
"Beni anlamıyorsun bir şeyleri sana açıklamama izin vermiyorsun Zayn."
"Konu sen olunca gözüm hiçbir şeyi görmüyor" çenemden tutup ona bakmamı sağladığında gözlerimden akan bir kaç damla yaşı silip cevap verdim.
"Sanırım biraz ayrı kalmalıyız." dedim ellerime bakarken.
"Buna izin veremem benden ayrı durmana benden ayrı uyumana izin veremem."
"Zayn senden izin istemiyorum."
Acıyla bana bakıp bir şey demeden eve sürdü. Bende ağzımı açmamayı tercih edip başımı cama yasladım ve ona şuan ne kadar sarılıp öpmek istediğimi düşündüm. Az önce ona biraz ayrı kalmalıyız demiştim ve ben şuan bu kararımdan oldukça pişmandım. Arabanın freniyle başımı camdan çektiğimde eve geldiğimizi anlamıştım Zayn yüzünü bir an bile bana çevirmeden arabadan inmemi bekledi. Arabadan inip kapıyı kapattığımda hiç beklemeden gaza basıp gitmişti. Dudağımı dişleyip eve doğru yürürken çantamdan anahtarı çıkarıp kapıyı açtım üstümdeki hırka ve çantamı koltuğa fırlatıp yukarı odamıza çıkıp duş aldım. Banyodan çıkıp üstüme bordo saten geceliğimi geçirip aşağıya inip televizyon izlemeye başladım.
ZAYN
Nasya'yı eve bırakıp kendimi çocukların bulunduğu bara attım. Yıkık görüntümü görüp neler olduğunu sormaya başladılar onlara olanları anlattığımda hepsi Nasya'ya hak verirken kendime onu çok sevdiğim için, kısa bir zaman da ona bu derece bağlandığım için ve hayatımdaki en önemli şey olmasına izin verdiğim için küfürler savurdum. Onu çok seviyordum ama ona zarar vermekten canını acıtmaktan kendimi alı koyamıyordum. Çünkü konu Nasya olunca gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Onu hiç tanımamayı diledim bir an, o zaman orta da bir zaafım olmucaktı ve ben hayatıma eskisi gibi devam edicektim öte yandan iyiki hayatıma girdi karanlık dünyama güneş gibi doğdu diyordum. Kendime sinirlenip önümdeki bardakları sinirle fırlatıp önüme gelen her şeyi yıkıp döküyordum. Elime aldığım tekila şişesini tuzu ve limonu alıp çocukların yanına yerleştim. Yaklaşık onuncu tekilamı fondip yapıp limonu ağzıma alıp emdim. Tekrar aynı şeyi yapacağım sırada Niall tekilayı alıp önümden çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mafyaya Aşığım
RomanceBelki de hayatımda ki tüm sorunlar yetmezmiş gibi birde suç işleme makinası Zayn Maliğe aşık olmak gibi bir hataya düşmeseydim, ya da onu alışkanlık edinmeseydim. O zaman başım daha az dertte olmaz mıydı? Büyük ihtimalle evet. Fakat hiç biri önemli...