17. Bölüm

870 67 15
                                    


Dudaklarını benden hışımla ayırıp elini göğsüme bastıra bastıra konuştu.

"Anlamıyorsun Zayn seni sevdiğimi senden başkasını gözümün görmediğini sana defalarca söylememe rağmen sen hala bana inanmamakta ısrar ediyorsun."

Gözlerinden süzülen yaşın canımı acıttığını hissettiğim de ne zaman yumruk yaptığımı bilmediğim elimi yüzüne götürüp küçük suratını avucumun içerisine aldım.

"Asıl sen anlamıyorsun seni başka bir erkekle gördüğümde canımın nasıl yandığını. Aptalca bir şey bu, seni başka biriyle gördüğümde saç uçlarıma kadar canım yanıyor. Yaptıklarım belki de son derece iğrenç emin değilim aslına bakarsan güzelim seni sevdiğimden başka hiç bir şeyden emin değilim."

"Zayn." dolgun dudaklarından çıkan ismim tahrik olmamı sağlarken kendime gelmek için silkelendim.

"Lütfen sadece uyuyalım her şeyi telafi edicem söz veriyorum."

Ağzını cevap vermek için araladığında bir şey söylemesine izin vermeden tekrar söze başladım.

"Lütfen Nasya hem hasta olabilirsin yanında olmama seni iyileştirmeme izin ver eğer istersen sabah uyandığımızda giderim.

Başını olumlu anlamda sallayıp yatağa ilerledi, çarşafı boğazına kadar çekerken gözlerini benden kaçırıyordu. Bende yavaşca yanına yerleşip onun gibi gözlerimi tavana diktim.

Aklıma aniden gelen fikirle gülümsedim. "Yarın çocuklarla birlikte buz pateni yapmaya gitmeye ne dersin?"

"Çok iyi fi" sözlerini bitirmekten vazgeçip gözlerini kırpıştırıp devam etti "bilmiyorum bakarız." onun bu haline kıkırdayıp belinden tutup kendime çektim şaşkınca bana bakarken yanlış bir şey yapmış gibi ellerimi belinden çekip mahçupluğumu tüm benliğimde hissederken konuştum.

"Kendime engel olamadım, olmalıydım ama olamadım güzelim özür." lafımı ağzıma tıkayıp elleriyle yüzümü okşadı.

"Seni seviyorum Zayn her ne yaparsan yap sana olan sevgim hiç bir zaman azalmıyor. Senden kaçmaya çalışıyorum ama senden kaçtıkça sana daha çok geliyorum. İçimde ki duyguları açıklıcak kelimeleri ne yazık ki bilmiyorum. Sen benim her şeyimsin sana bu kadar yakınken uzak durmam saçma."

Elimi saçlarında gezdirirken yüzüme yerleşen tebessüm beraberinde konuştum. "Seni seviyorum kadınım."

İkimizde gülümserken gözleri dudaklarıma kaydı. Titrek çıkacağını bildiğim sesime rağmen sordum. "Seni öpebilirmiyim?" bir saniye bile beklemeden cevap verdi. "Öpebilirsin." Yumuşak ve dolgun dudaklarıyla dudaklarımı buluşturdum. Özlemle onu öperken dudaklarını araladı dillerimizi buluşturduğumda onu ne kadar özlediğimi farketmiştim.

*******

NASYA

Yağmur damlalarının geniş cama vurmasıyla gözlerimi araladım. Tabi ki beni izleyen bir çift ela göz beklemiyordum. Ona hafifçe gülümseyip kurumuş dudaklarımın üstünde dilimi gezdirdim.

"Günaydın güzelim" ayağa kalkıp yatağın kenarına oturdu. Saçlarımı sol yanımda toplayıp boynuma uzun ve ıslak bir öpücük bıraktı.

"Günaydın Malik."

Arkasında sakladığı gülü çıkartıp bana uzatırken şaşkınlıkla gözlerimi açtım. O ise daha da şaşırtmak istercesine kocaman bir kahvaltı tepsisini kucağıma yerleştirip içten bir şekilde gülümsedi.

"Hadi güzelim kahvaltını et çocuklarda birazdan gelir hep beraber çıkarız."

"Zayn." dedim inlercesine. Gözlerimden süzülen yaşlar görünüşümü bulanıklaştırdığı sırada tepsiyi yatağa bırakıp ayağa kalktım. Kollarımı Zayn'nin boynuna dolayıp burnumu boynuna gömdüm. Çok geçmeden elleri belimi bulduğunda kemiklerimi kırarcasına sıkıp kendine iyice bastırdı. Uzunca bir süreden sonra bedenlerimizi ayırıp yanağımı okşadı.

"Efendim bebeğim."

Gözyaşlarımı yeni görmüş olacak ki baş parmağıyla akan yaşı silip kızgınca bana baktı.

"Birdaha sakın bu güzel gözlerinden yaş akmasın. Senin gözünden akan her yaş benim kalbime kurşun gibi düşüyor."

"Se-sen Zayn benim hayatımda gördüğüm en mükemmel insansın."

"Sende bebeğim evrende ki en mükemmel kadınsın."

Kahvaltımızı gülücükler eşliğinde yaparken çocuklar gelmiş bizde kahvaltımızı yarıda bırakıp hızlıca duş almıştık. Şimdi de ben aynanın karşısına geçmiş giydiklerime bakıyordum. Saçlarımı düzeltirken belime dolanan ellerle sıçradım. Çenesini omzuma yasladı ve ellerini göbeğim de birleştirdi. Tişörtümün içine soktuğu eli buz gibi tenime dalgalar yayarken konuştu.

"O kadar mükemmelsin ki" dudaklarını açık olan omzuma bastırdı. "Güzelliğin beni çıldırtıyor. Senin yanında adeta aşk adamı oluyorum." Gülümsedim. "O dolgun dudaklarından sadece benim adım çıksın istiyorum."

"Seni seviyorum Zayn."

ZAYN

Nasya'yla el ele merdivenlerden inerken çocuklar oturdukları koltuktan kalkıp şaşkınca bize baktılar. Tahminen bu kadar çabuk barışmamıza şaşkındılar. Nasya'nın kulağına eğilip fısıldadım.

"Sanırım bizi kıskandılar."

Nasya'nın eşsiz kahkahası kulağıma dolduğunda istemsizce kıkırdadım.

Çocuklarla ayak üstü sohpet edip bahçeye çıktık. Ben Nasya'yla siyah bugattime binerken Louis ve Harry Louis'in range roverıyla Niall ve Liam ise Niall'ın porschesine yerleşti. Yol boyu Nasya'nın soruları art arda gelince torpidodan sigara çıkartıp ateşledim.

"Neden ben Zayn?"

Kırmızı ışıkta durmamızdan faydalanarak saçlarını yukarıya kaldırıp dudaklarımı ensesine değdirip çektim.

"Bilmem, farklısın."

Gözlerini kısıp kıkırdadı. "Seni bunalttığımın farkındayım Malik."

"Hayır bayan Malik aksine her sorunu cevaplarken zevk alıyorum."

"Bayan Malik mi?" şaşkınca bana bakarken gözlerinin içinin parladığına yemin edebilirdim.

"Şimdiden alış bebeğim böyle hitap edileceğin günlerinde gelmesi yakındır."

Sohbetimiz en güzel halleriyle devam ederken Disney Channele çoktan gelmiştik. Nasya arabadan ineceği sırada Harry'nin Nasya'nın kapısını açmasıyla kıskançlık duygusunu tüm benliğimde hissettim. Hep beraber içeri girip buz pateni yapılan alana ilerledik. Patenleri vermek için gelen öğreticinin Nasya'ya olan yakın ilgisine daha fazla dayanamayıp adamın elinde tuttuğu 37 numara patenleri alıp Nasya'nın yanına ilerledim. O koltukta otururken bende ayağındaki benim kötü adam botlarıma benzeyen siyah ufak botları çıkardım. Tabiki hiç kimse bu botların içinden pembe ayıcıklı çorap çıkacağına inanmaz. Görmesem bende inanmazdım. Çorapların tatlılığı karşısında kıkırdayarak verilen patenleri ayağına giydirdim.

"Komik olan ne Malik."

Ayağa kalkıp ellerini beline koymuş bana kızgınca bakan görüntüsü karşısında sesli bir kahkaha attım. Sinirli görünmeye çalışsıda çok geçmeden o da en güzel kahkasını attı. Salondan ayrılıp beraber buzun üstüne çıkıp birbirlerini kovalayan çocuklara bakarak gülümsedik. Aniden Harry'nin Nasya'yı kolundan tutup yanımdan çekmesiyle Nasya ürkek bakışlarını bana gönderdi.

"Harry kemiklerini kırmamı istemiyorsan bırak kızı beyinsiz herif."

Harry aldırmayıp gülerken Nasyayla çocuklar kaymaya başladı. Hepsi çok iyi denmese bile iyi bir şekilde kayıyolardı. Tabiki ben hariç. Düşüncelerimden kopmamı sağlayan Nasya'nın yumuşak elinin elime kenetlenmesi aynı zamanda diğer eliyle burnumu sıkması. Normal bir zaman da herkesin içinde burnumu sıkmasına izin vermezdim ama aramızda az da olsa bir soğukluk vardı ve ben bunu düzeltmek için buraya getirmiştim. Onu terslemem aptalca olurdu.

"Hadi Zayn kayalım."
Gülümsediğinde ister istemez bende gülümsedim.

"Sen kay güzelim ben böyle iyiyim." Derken gözüm üstümüze gelen Louis ve Liam'a takıldı. Şakalaşarak arkası dönük bir şekilde buraya doğru kayıyolardı. Saniyeler sonra Nasya'ya çarpmalarıyla ikimizde dengemizi kaybedip buza yapıştık.

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin