Bir Mafyaya Aşığım

13. Bölüm

Siyah çarşafı üstüme biraz daha çekip kollarımı yanımda hala uyuyan Zayn'in boynuna daha sıkı sarıp yüzümü yüzüne yasladım. Uyku sersemliğiyle kıpırdandı bense kıkırdayıp boynumun ağrısını umursamadan başımı kaldırıp göğsüne yerleştirdim çok geçmeden elleri belimi sardığında huzurun, mutluluğun en uç noktasını tüm benliğimde hissettim. Göğsünün baştan çıkarıcı kokusu karşısında dudağımı dişledim ve kokusunu içime derince çektim. Gözlerini yarım yamalak aralayıp eliyle saçımı okşarken konuşmaya başladı.

"Güzelim" uykulu ses tonuyla başımı yukarı kaldırdım gözleri dudaklarımı odak noktası seçmişken soran gözlerle muhteşem gözlerine baktım.

"Efendim Zayn?"

"Boynun acıyor mu?

"Sen yanımdayken hep güvende hissettiğimi söylemiştim şimdi de sen yanımdayken hiç bir acı hissetmediğimi söylemek istiyorum." gülümseyerek söylediğim sözler karşısında dikkatlice beni üstünden alıp kendi üstüme çıktı.

"Beni her saniye kendine daha çok aşık ediyorsun Nasya." burnuma öpücük bırakıp gözümü kapatan saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bulunduğumuz pozisyon yüzünden ikimizinde kalbi hızlıca atıyordu.

Derin bir nefes alıp sesimin düzgün çıkması için Tanrı'ya yalvardım.

"Za-Zayn."

Parmaklarını dudaklarıma götürüp konuşmamı engelledi ardından başını boynuma gömüp kokladı. Ağzımdan istemsizce bir inleme kaçtığında boynumda olan dudakları gerildi. Gülümsediğini hissetmiştim. Dudaklarını dudaklarıma bastırıp birleştirdi. Ellerim boynunda, saçlarında, yüzünde gezerken nefessiz kalmamı bahane ederek geri çekildim. O ise üstümden kalkıp yatağın diğer ucuna oturdu ardından elini saçlarından geçirip bana döndü.

"İstersen kahvaltı etmeye gidelim."

Gülümseyip ayağa kalktım ve yanına gidip yüzünü avuçlarım arasına aldım.

"Sen utanıyormusun Zayn" ardından derin bir kahkaha patlattım "Londra'nın en yakışıklı aynı zamanda da en korkunç erkeği Zayn Malik bir kızdan utanıyor.

Bana sertçe bakarken yanlış bir şey söylediğimi düşünüp başımı yere eğdim. Özür dilemek için ağzımı araladığım sırada kahkayı atan taraf bu sefer o oldu.

"Sen beni kandırdın" dedim omzundan iterken. Elimi tutup beni kendine çekti ve kucağına oturttu.

"Sende suratını astığında bu kadar şirin olmasaydın bebeğim."

"Seni seviyorum Zayn."

"Seni seviyorum güzelim."

Ayağa kalkıp dolaptan üstüme beyaz gömleğimi ve dar kot pantolonumu geçirdim. Zayn dolaptan aldığı kıyafetlerini banyoda giyip çıktığında seksiliği karşısında ağzımdan su akmaması için çabaladım. Kot pantolonu beyaz gömleği ve üstündeki deri ceketiyle muhteşem duruyordu. Gülümseyip yanına gittim oda elimi tutup kapıyı açıp merdivenlere yöneltti. Aşağıda çocukları görünce onlarıda davet ettik onlar Niall'ın arabasına yerleşirken bende Zayn'nin siyah range roverında ki yerimi aldım. Zayn'de sürücü koltuğuna geçip ilk önce yanağıma öpücük bıraktı ardından yanağımı okşayıp kontağı çevirdi ve Niall'ın arabasını geçmek istercesine alışık olduğum Bradford'un trafiğini karıştırabilicek hızıyla sürdü. Yaklaşık 20 dakika sonra oldukça şık bir mekanın önünde durup arabaları önlü arkalı parkettik. İçeri girip altı kişilik bir masaya yerleşip kahvaltı sipariş ettik.

Herkes kahvaltısını gülücükler eşliğinde yaparken gözlerim tam karşımda olan Zayn'le birleşti. Bana bakarken gözlerinin içi parlıyordu ve buda ona sahip olduğum için kendimi bir kez daha dünyanın en şanslı insanı gibi hissetmemi sağlıyordu. Bir yandan da çocuklar Zayn'nin komik anılarını anlatırken Zayn korkunç bakışlarını çocuklara gönderdi bense onu yumuşatmak adına masada ki elini kavradım. Gözlerini gözlerime diktiğinde elalarında kaybolmamayı diledim. Dikkatimizi dağıtan Niall'ın ağzıma reçelli ekmeği sokuşturmasıydı öksürdüğüm de Harry telaşla sürahiden bardağa su doldurup içirdi. Teşekkür edip masada titreyen telefonumu açtım.