20. Bölüm

892 66 34
                                    

Harry'nin söylediklerini kafamda tartarken ne demek istediğini anlayamayıp başımı ona çevirdiğimde uyuyakaldığını gördüm. Ayağımızın kenarında olan beyaz çarşafı yavaşca alıp üzerimize örtüp Harry'i izlemeye başladım. Kıvırcık saçları gözlerinin önününe düşmüştü. Yavaşca parmaklarımla saçını kaldırdıktan sonra istemsizce elim yanağında gezdi. Yaptığımın yanlış olduğunu kısa sürede idrak edip elimi çekip yataktan dikkatli bir şekilde kalktım. Adımlarımı salona yöneltip ortadaki siyah deri koltuğa oturdum. Aklıma telefonum gelince yerde duran montuma eğilip cebinden telefonumu aldım. Uzunca bir süredir kapalı olan telefonumu açıp pin kodunu girdikten sonra telefonumdan gelen aralıksız bildirim sesiyle Harry'i rahatsız etmemek için sessize aldım. Zayn'den gelen arama ve mesajları umursamayıp dolan gözlerimi sildim ve koltuğa iyice uzanıp soğuk hava karşısında Harry'nin yanına gitmek yerine bir nebze ısınmak için montumu üstüme örttüm.

ZAYN

"Şuan ne yapmam gerektiği konusunda en ufak bir fikrim bile yok Louis." gözlerimi Louis'den ayırıp camdan dışarıyı izlemeye başladım. Ama ne zaman camdan dışarıyı izlemeye başlasam onunla karşılaşıyordum.

"Neden bir kez daha aramıyorsun?" Niall'ın sözleri üzerine gözlerimi devirip salondan odama gitmek üzere merdivenlere yöneldim. Odanın kapısını araladığımda cebimden telefonumu çıkarıp bir kez daha Nasya'nın  numarasını tuşladım. Kapalı. Hala kapalı.

Lanet olası telefon hala kapalı!

Sinirlerime hakim olamayıp önümdeki vazoyu alıp duvara fırlattım. Parçalar ortalığa dağılırken umursamayıp yatağıma uzandım. Aklıma gelen tonlarca kötü düşünceyle kenarda duran telefonu alıp Paul'u aradım. Paul'un kalın sesi kulağıma dolarken gereken talimatı vermek üzere derin bir nefes aldım.

"Anastasia şuan nerdeyse hemen buldur."

Paul homurdanmaya başladığında sinir kat sayım tavan yaptı.

"Sana dediğimi yap yoksa homurtu çıkarmanı sağlayan dilini keserim ."

"Anlaşıldı efendim özür dilerim."

Parmağımı dudağımda gezdirip telefonu kapatıp yatağa oturdum. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Tüm duvarlar üstüme yıkılacak gibiydi sanki. Evin bu derece sessiz olması beni deli ediyordu. Şuan Nasya olmalıydı. Kollarımın arasında kahkahalarını atıp ellerimle oynaması gerekti. Benden nefret ettiğini söyleyip sonra pişman olup beni öpmesi, boynuma sarılıp sakallarımla oynaması gerekti.

Onun yanımda olması gerekti.

Liam'ın içeri girmesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Bir şey demeden yanıma oturdu.

"Esrar var mı?"

"Hani bırakmıştın Zayn."

"Nasya varkendi o uzatmada ver."

Nasyayla birlikte olduğum gün ona karşı hissettiklerimin geçici olmadığını bildiğim için onu korkutmamak adına esrar içmiyordum. Ama şuan onun yüzünden bıraktığım esrara yine onun yüzünden başladım. Gözlerimin önünden gitmeyen yüzü için. Dumanı içime çektikten sonra sakince dışarı verdim. Nasya önümde belirince salaklaşmış gibi bakakaldım.

"Mutlumusun yine kalbimi kırdın?"

Ortadan kaybolunca kalanı tek nefeste içime çekip yatağa uzanıp yastığını alıp göğsüme bastırdım. Yastığı burnuma götürüp kokladıktan sonra esrarın etkisiyle küçük bir çocuk gibi Liam'a yalvardım.

"Nolur kardeşim onu bulun benim olmasın ama iyi olduğunu biliyim."

"Unutmayı denesen Zayn sen bir kıza bu kadar kolay kapılcak bir adam değildin."

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin