21. Bölüm

781 58 30
                                    

Hıçkırıklarım bütün evi doldururken istemsizce titriyordum. Harry beni sakinleştirmek adına tek bir şey bile dememiş kucağına alıp dışarıya çıkarmıştı. Şuan yağan yağmuru umursamadan ormanın kalın gövdeli ağaçlarından birinin altındaydık. Harry sırtını ağaca yaslayıp benide bacağının arasına aldı. Sırtım kaslı son derece yumuşak göğsüne yaslıyken bacaklarım yağmur yüzünden çamurlaşmış toprakla bütünleşmişti. Ama bu benim için şuan hiç bir önem taşımıyordu. Harry kollarını üşümemem için etrafıma sararken birden sinirli ses tonuyla konuştu.

"Zayn sana vuruyor mu?"

Sorusu karşısında afallayıp şaşkınca başımı ona çevirdim.

"Ha-hayır nerden çıkardın?"

"Bu bileğindeki izler ne ya da boynundaki o zaman?"

"Bilmiyorum."

Hızlıca ayağa kalkıp bileğimi sıkıca kavradı. Onu ilk defa böyle görüyordum bu kadar sinirli ve sert. Bileğimde ki elini daha da sıkıp diğer elini saçlarının içinden geçirip dişlerinin arasından tısladı.

"Lanet olsun o sana vurdumu doğru söyle bana."

Başımı yere eğip gözyaşlarımın yanaklarımdan sessizce süzülmesine izin verdim. Ona Zayn'in bana sinirlenince vurduğunu söyleyemezdim.
Kolumda ki elini bırakıp hızlıca ilerledi.

"Çok fazla oldu bu sefer ona sana vurmak neymiş göstericem."

Sesi ormanda yankılanırken hıçkırıklarım tekrardan başladı. Çıplak ayaklarımla Harry'nin peşinden koşup elinden tuttum.

"Bana ne dediğini hatırlıyormusun Harry? Ben hep yanındayım demiştin. Eğer öyleyse neden şuan herkes gibi beni bırakıyorsun. Sana ihtiyacım var. Yanımda olmana ihtiyacım var."

Çatmış kaşları yavaşca inerken sinirli suratının yerini gülümseyen bir surat aldı. Ardından yanağımı okşayıp alnıma dudaklarını bastırdı.

"Tanrı şahidim olsun ki güzelim son nefesimi verene kadar yanında olucam."

Gülümseyip zümrüt yeşili gözlerine baktım. Sevgi, üzüntü, sinir, nefret. O güzel gözlerinde her türlü duyguyu barındırıyordu. Bir şey demeden gözlerine bakmaya devam ettim. Harry'de sessizliği bozmak istemedeği için sanırım sessiz kalmayı tercih etmişti. Anı bozan şiddetlenen yağmurun toprağa düşme sesiydi. Başımı gökyüzüne kaldırıp yağmurun yüzümü ıslatmasına izin verdim. O an gözlerimin önünden çocukluğumda buna benzer bir ormanda dedemle geçirdiğim zaman dilimi gelmişti.

-2004-

"Hadi dede yakala beni."

Sarı saçlarım bir sağa bir sola savrulurken dedemin yaklaştığını görüp adımlarımı hızlandırdım. Çok geçmeden belimden kavrayıp kucağına aldı.

"Hasta olucaksın kızım bak terlemişin."

Kucağında rahat durmayıp saçlarıyla oynarken tekrar beni yere indirip yüzümü avucunun içine aldı.

"Sen benim hazinemsin Anastasia."

Bal rengi gözlerine şaşkınca bakarken gülümseyip alnıma öpücük bıraktı. Ağzını şaşkın bakışlarıma yanıt vermek için araladığı sırada bir anda şiddetli yağmur yağmaya başladı.

Başımı gökyüzüne kaldırıp gözlerimi kapadım. Ardından dedeme seslendim.

"Beni hiç bırakma dedecim."

Saçlarımı okşayıp üzerinde ki montunu çıkarıp bana giydirdi ve küçük bedenimi kucağına aldı.

-Günümüz-

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin