3. Bölüm

1.5K 113 17
                                    

ZAYN

Kızıl saçlı kızın önümde dans etmesiyle ellerimi beline yerleştirip kendime bastırdım ikimizinde aynı anda ağzından çıkan zevk sözcükleri onu kendime daha da bastırıp dudaklarımızı birleştirmemi sağladı. Ellerim kalçalarını okşarken onun eli vücudumda gezmekle meşguldü. Dudaklarımızı ayırmadan etrafa bir göz gezdirip sevişcek yer olmadığını görüp dudaklarımızı ayırdım ve ardından gözlerine bakarak konuştum.

"Adın ne."

"Elisa" dedi sakallarımı okşarken.

"Güzel, peki Elisa evime gitmeye ne dersin?"

Cevabını dudaklarıma öpücük bırakıp verdi. "Hadi gidelim."

Eliisa'ya gülümserken kapıdan çıktık. Doğum günü bardan farksızdı sızanlar, nerde olduğunu düşünmeden sevişenler. Elisa arabaya bindiğin de bende tam binicektim ki cebimde telefonumun olmadığını hissedip tüm ceplerimi yoklarken içerde unuttuğumu düşünüp durumu Elisa'ya açıkladım ve villaya ilerledim. Oturduğum masanın üstünden telefonumu alıp hızla cebime atıp kapıya ilerledim. Kapıdan tam çıktığım sırada telefonum cebimden düştü, onu almak için eğildiğim de karşımda kendinden geçmiş yere boylu boyunca yatmış sırtı duvara yaslı son derece mini siyah elbisesiyle Nasya vardı. Yanına gelip onu soymaya çalışan çocuğu yakasından tutup duvara fırlattım. Yumruklarımı art arda suratına indirip sinirlice konuştum.

"Bir daha seni bu kızın etrafında görürsem gözümü kırpmadan öldürürüm."

Başını olumlu anlamda sallayıp kan tükürdü yere fırlatıp son kez tekmemi midesine geçirdim. Nasya'yı kucağıma yavaşça alıp suratına bakarak söylenmeye başladım.

"Başımın belası oldun kaç gündür nereye baksam sen ama sorun şu ki güzelim hep başın belada oluyor."

Laflarımı bitirip hızlanmaya başladım saniyeler sonra arabamın yanına vardık. Elisa arabadan hızlı bir şekilde çıkıp bana soran gözlerle bakmaya başladığında Elisa'nın kalktığı koltuğa Nasya'yı yerleştirdim.

"Bu sürtük de kim Zayn" Elisa'nın sözleri üzerine sinirlerime hakim olamayıp tokadımı suratına geçirdim.

"Burada senden başka sürtük göremiyorum Elisa şimdi siktir git" onu itleyip kendimde sürücü koltuğuna geçtim. Gaza yüklenip evime son sürat sürerken göz ucuyla Nasya'ya baktım durumu kötü gözüküyordu onu ayıltmak için anlaşılan baya uğraşıcaktım. Dakikalar sonra eve geldiğimizde hızlıca arabadan inip Nasya'yı kucakladım. Anahtarı kilide sokup içeri girdim ve kapıyı tekmemle kapatıp merdivenlerden yukarı odama çıktım. Nasya'yı yatağa yatırıp onu ayıltmak için bir şeyler düşünmeye başladığım da kızarmış suratı dikkatimi çekti, yanına usulca oturup dudaklarımı alnına bastırdım. Suratının cayır cayır yandığını hissettiğim anda yanından hızlıca kalkıp kucağıma aldım ve banyoya ilerledim. Nasya'yı küvete sokup buz gibi suyu açıp üstüne tuttum. Titrediğini görünce dolaptan havlu alıp ona sardım ve tekrar kucağıma alıp söylenmeye başladım. O ise az da olsa kendine gelmiş sayıklıyordu.

"Ne vardı bu kadar içicek" dedim onu yatağa yatırırken.

"Üşüyorum" diye mırıldandığında ıslak elbiselerle onu yatırdığım aklıma yeni gelmişti.

Dolabımdan siyah tişörtümü altınada mavi eşofmanımı çıkarttım. Yatağa oturup Nasya'yı bacak arama yerleştirdim ve nazikçe elbisesini çıkardım. Elbisenin kısalığı karşısında istemsizce çatılan kaşlarıma anlam vermeye çalışırken anlam aramanın onada banada zararlı olucağını düşünüp bu fikirleri bir kenara attım. Elbiseyi çıkarttıktan sonra yere atıp ateşine bakmak için tekrar alnına dudaklarımı bastıracağım sırada kafasını yukarı kaldırdı dudaklarımız arasında santimler varken mırıldanmaya başladı.

"Üşüyorum" titremesi gittikçe artarken gözlerimi iç çamaşırlı vücudundan çekip kendime geldim. Kıyafetleri giydirdikten sonra kendimde üstümü değiştirip yanına uzandım. Düşünceler aklımı bir bir kemirirken neden bu kızla bu kadar sık karşılaştığımızı yorumlamaya çalıştım. Başını göğsüme yasladığında bakışlarımı tavandan çekip ona yönelttim. Beni ona çeken şeyler vardı, istemsizce onu izlerken sırıtıyordum ya da ona dokununca kalp ritmim değişiyordu. Uzun zaman sonra beni gerçek anlamda güldürebilen tek kızdı. Elimi yanağına götürüp usulca okşadım pürüzsüzlüğü karşısında büyülenirken daha fazla bakmamın onun zararına olucağını bildiğim için kafasını göğsümden çekip sırtımı ona döndüm ve uykuyla verdiğim savaşta mağlup oldum.

NASYA

Gözlerimi korkarak araladığımda kendi evimde olmadığımdan adım gibi emindim. Dün gece naptığımı hatırlamıyordum aklıma gelen partideki içkili halimle gözlerimi kocaman açtım ve odaya göz gezdirdim. Tanıdık geliyordu ama yinede çıkaramıyordum buranın neresi olduğunu. Kendimi incelemeye başladığımda üzerimdeki mini elbisem yerine oldukça şık ama bol bir eşofman ve onu aratmıcak bollukta tişört vardı. Gözlerimi yan tarafa çevirirken sırtını bana dönmüş yatan esmer çocuğu yeni görmüştüm. Arkadan oldukça yakışıklı görünüyordu. Dün bu çocuğun beni zorla eve getirmiş olucağı fikri aklıma gelirken komidinin üzerindeki vazoyu kafasına geçirmek için aldım ve çocuğunun önüne yavaşça ilerledim. Vazoyu havaya kaldırıp tam kafasına geçireceğim sırada bunun Zayn olduğunu anlamamla yavaşca indirip yerine koydum. Tekrar yanına gelip suratını incelemeye başladım. Sık kirpikleri Londra'da alışılmamış sabah güneşiyle yüzünde gölge bırakıyordu. Kirli sakalları tüm kızlar üzerinde etki bırakıcak kadar suratında seksi duruyordu. Ona bu iyiliklerinin karşılığını nasıl ödüceğimi düşünmeye başladığım da ikidir hayatımı kurtaran bu erkeğe teşekkür etmek için kahvaltı hazırlamaya karar vermiştim. Aynanın karşısında saçlarımı düzene sokup yavaşca kapıyı açıp aşağıya indim ve salonun solundaki mutfağa girdim. Buraya önceden geldiğim de içeriyi inceleme fırsatı bulmuştum o yüzden mutfağı bulmakta zorlanmadım. Mutfağa girip ilk olarak buzdolabından yumurtaları çıkarıp krep yapmakla işe başladım ardından çayı koydum. Krepleri tabağa yerleştirip çayın altınıda kapattığımda salatalık ve domates alıp doğradım. Kahvaltılıkları alıp masaya çıkardım belki çay sevmiceğini göz önünde bulundurup  portakal sıkıp bardağa doldurdum. Masaya tekrar baktığımda her şey mükemmel gözüküyordu tek sorun Zayn'i nasıl uyandıracağımdı. Yukarı aheste aheste çıkıp tam Zayn'in odasına gireceğim sırada açılan kapısıyla burun buruna gelmiştik gözlerimi gözlerine odak noktası yaptığım da uzun ve gür kirpikleri suratımda gıdıklanma hissi uyandırıyordu. Gözleri dudaklarıma kayarken aramızdaki yakınlığı bozan taraf ben oldum.

"Sanırım dün seni yine yordum" mahçupca başımı yere eğip tebessüm ettim.

"Alışkanlık oldun" dedi kıkardarken bakışlarımı ona çevirdiğimde "her gece yatmadan önce seni kurtarmak benim içinde macera oluyor." Diye devam etti.

İkimizde gülmeye başladığımızda tekrar lafa girdim.

"Teşekkür ederim Zayn senin yaptıklarını ödemem imkansız ama sana ufak bir teşekkür olsun diye kahvaltı hazırladım"

Şaşkınca bana baktıktan sonra hiç bir şey demeden mutfağa ilerledi.

"Domuz" diye arkasından sessizce söylendiğimde arkasını dönüp konuştu.

"Seni duydum" kıkırdadı "iki gündür seni kurtaran birisine oldukça kibar davranıyosun"

Cevap vermeye utandığım için dudağımı dişledim. Kafasını çevirip mutfağa girdi ve masaya bakıp gözünü inanamamış gibi üç kez kırpıştırdı. Onun bu halini tebessüm ederek izledim. Kahvaltımızı konuşa konuşa eğlenceli bir şekilde bitirip  masayı toplamaya başladım Zayn ise koltuğa geçmiş televizyon izliyordu. Ne kadar kaba teşekkür bile etmedi diye düşünürken toplama işini bitirmiş karşısındaki koltukta oturuyordum düşüncelerimi bölen yine onun mükemmel sesiydi.

"Uzun süredir böyle kahvaltı yapmamıştım teşekkür ederim."

Ona kaba dediğim için kendime lanetler savururken cevap verdim. "Senin yaptıklarının yanında bu hiç" cevap vermek için ağzını açtığı sırada evin her tarafından gelen silah sesiyle korkuyla Zayn'e baktım beni bir anda koltuktan kendine çekip yere fırlattı ve üstüme kapandı dudaklarıma değen dudakları kalbimin hızlı atmasına neden olmuştu. Saçlarımı okşayıp konuşmaya başladı ve belimdeki ellerini iyice sıkıp bedenimi bedenine hapsetti.

"Sakın korkma güzelim, ben yanındayken kimse sana zarar veremez."

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin