33. Bölüm

374 10 3
                                    

Edward'la beraber geldiğimiz barda içkiyi fazla kaçırıp sahneye kendimi tam manasıyla attığımda  müzik grubunun çalmasıyla beraber önce neye uğradığımı şaşırıp ardından sandalyeye iyice yerleşip mikrofonu dudağıma yaklaştırdım.

Would you dance?

Dans edermiydin?

If I asked you to dance?

Eğer sana dans teklif etseydim?

Would you run?

Yoksa koşarmıydın?

And never look back.

Asla geri dönmemek üzere.

Kapalı gözlerimi araladığımda karşı tarafta sinirlice beni izleyen Zayn'le bakışlarım birleşti. Şaşkınlıkla gözlerim kocaman açılırken bir yandan onu ne kadar özlediğimi yeni anlıyordum. Gözümden bir damla yaş usulca akarken şarkının devamını ağlayarak ve aşık olduğum adama bakarak getirdim.

Would you cry?

Ağlarmıydın?

If you saw me cry?

Eğer benim ağladığımı görseydin?

And would you save my soul, tonight?

Ve bu gece benim ruhumu korurmuydun?

Would you tremble?

Titrer miydin?

If I touched your lips.

Eğer dudaklarına dokunsaydım.

Would you laugh?

Gülermiydin?

Başını sağa sola sallayıp bana nefretle bakarken pozisyonunu bozup kapıya yöneldi. O an ne yapacağımı bilemez şekilde etrafıma bakıp ardından sandalyeden aniden kalkıp peşinden gittim.

Arabasına bineceği sırada kolundan tutup kendime çevirdim.

"Zayn."

"Gözümün önünden çekil yoksa elimde kalıcaksın."

Sinirle gözlerime baktığında hızlı bir şekilde sağ eliyle çenemi kavrayıp sıktı.

"Sen kimsin Nasya? Seni tanıyamıyorum. Bu halin ne? Bu elbiseyle o kadar azgın erkeğin önünde şarkı söylemekte neyin nesi? Benim aşık olduğum sevdiğim kız bu değil."

Elini süratle çenemden çekip Zayn'i itledim.

"Bana seni sevmiyorum dedin. Bana yüzünü görmek istemiyorum evimden git dedin. Benim için kolay mı sanıyorsun senden uzakta olup bunları yapmak. İçmediğim zaman tüm hücrelerimin canı yanıyo Zayn.

Yüzümü okşadığında geri çekilip yaşlı gözlerimle suratına baktım.

"Seni düşünmekten yorulucam sanıyorum yok olmuyor yorulmuyorum. Tam bitti derken tekrar yanmaya başlıyor canım. Her başımı yastığa koyduğumda her şey düzelecek diyorum ama lanet olsun hiç bir zaman düzelmiyor."

Elini saçından geçirip arabanın tekerine tekme atmasıyla yerimde sıçradım.

"Sensiz geçen her günüm kolay mı sanıyorsun? Oyunun içindeyiz berbat bir oyun. Yaşadığımız her şeyin bir açıklaması var. Bana son kez güvenmeni istiyorum sana her şeyi unutturcam."

Başımı olumsuz anlamda sallarken barın kapısından bizi izleyen Edward'la göz göz geldik.

"Lütfen Anastasia." Zayn elimi kavradığında bakışlarımı Edwarddan alıp Zayn'e çevirdim. Bugün burada bir tercih yapmak zorundaydım. Ya Zayn'i seçip üzüntünün her şeklini yaşatmasını beklicektim ya da Edward'ı seçip mutlu bir birliktelik yaşıcaktım.

Zayn'in elimi saran elini sıkıca kavradığımda yüzünde beliren o muhteşem ifadeye şahit oldum. Çok geçmeden beni sıkıca kendine çekip sardığında fısıldadı.

"Bir daha asla bu kadar çaresiz hissetmek istemiyorum. Beni sensiz bırakma. Yapamam."

Burnumu hasret kaldığım boynuna gömerken fısıldadım.

"Sana aşığım lanet herif."

"Sana aşığım güzelim"

Alkış sesleriyle başımı Zayn'den ayırıp sesin geldiği tarafa bakmamla Edward'la karşılaştım. Kolumu sıkıca kavrayıp sinirle tısladı.

"Vay vay vay. Beklenen son he? Genç aşıklar her kavgalarında olduğu gibi yine barışırlar. Bu ne demek oluyor Nasya?"

Zayn'in Edward'ın suratına yumruğunu geçirmesiyle kolumda ki elinden kurtulup geri geri sendeli. Zayn beni yanına çekip omzunun altına aldı.

"Arabaya bin Nasya."

"Açıklama yapmam gerek Zayn."

Sinirle suratıma soludu.

"Nasya beni zorlama."

Yalvarırcasına suratına bakıp elinden tuttum.

"Sadece beş dakika lütfen."

Bir şey demeden arabaya binip oturduğunda adımlarımı Edward'a yönelttim.

"Üzgünüm."

Alayla gülümsedi.

"Ben seni her koşulda sevdim ama bu senin hiç bir zaman umrunda olmadı. Beni sürekli hayal kırıklığına uğratıyorsun. Ve ben hala seni seviyorum lanet olsun."

"Zayn'siz olabilceğimi düşünmek onu unutabilceğimi sanmak saçmalıktı. Onsuz yapamıyorum. Her ne olursa olsun bana aşk dolu gözleriyle baktığında her şeyi unutuyorum. Seni bırakmak istemezdim ama kalbim onun. Ve ben kalpsiz sadece bir ölüyüm. Özür dilerim. Hoşçakal."

"Bana sarıldığında herşey güzeldi."

Şaşkınlıkla ona baktığımda sırıttı.

"Zayn acaba bunu bilse nolurdu."

Sessiz olması için yalvarmaya başladığımda oda arabaya Zayn'in yanına ilerledi. Ne yapacağımı bilmez halde peşinden bakarken arkasından bağırdım.

"Eğer Zayn'e söylersen kendimi öldürürüm."

Önce korkuyla bakıp sonra kahkaha attı.

"Çocuk yok karşında bunu yapmıcağını ikimizde çok iyi biliyoruz."

"Deneyelim o zaman. Zayn'siz zaten ölüden farksızım."

Sinirle yanıma gelip boynumu sıktı.

"Madem bu  bu kadar seviyordun niye benim yanımdaydın niye benimle kaldın."

"Ca-canımı yakıyorsun çek elini."

Edward'ın yere yığılmasıyla Zayn'in yanımıza gelip Edward'a yumruk attığını yeni idrak edebilmiştim. Tekrar vurmak için yeltendiğinde elini kavradım.

"Lütfen gidelim."

Sinirle elimi bırakıp Edward'ın yanına gidip yerde duran elini ayağıyla ezdi.

"Bir daha sakın benim kızıma elini kaldırmayı deneme. Seni mahvederim."

Karnına tekme atıp bağırdı.

"Duydun mu beni!"

Son kez tekmeleyip yanıma gelip beni koltuk altına aldı.

"Kimsenin canını yakmasına izin vermem. Sen benimsin."

Bir Mafyaya AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin