Harry çıkış işlemlerini yaptırmış sonrasında evimize yerleşmiştik. Ancak eve geldiğimizden beri her saniye kafamda başka soru işaretleri oluşuyordu. Ev hiç tanıdık gelmemişti, hiç bir fotoğrafımız yoktu, bir kaç kıyafetim dışında hiç bir eşyamda yoktu.
"Hayatım."
Harry'nin seslenmesiyle düşüncelerimden ayrılıp düz bir sesle karşılık verdim.
"Efendim?"
Suratının düştüğünü görmemek imkansızdı.
"Yemek hazır soğumadan başlayalım."
Yerimden yavaşça kalkıp yemek masasındaki yerimi aldım. İkimizde sus pus olmuştuk ve sadece yemeğimizi yiyorduk. Harry bu durumdan rahatsız olduğu için sanırım sessizliği bozdu.
"Bir sorun mu var?"
"Açık konuşmak gerekirse Harry" dedim elimde ki bardağı masaya bırakıp. "Kafamda soru işaretleri var."
Yutkunup cevapladı.
"Ne gibi?"
"Öncelikle seni kesinlikle hafızamı kaybetmeden önce tanıdığıma inanıyorum çünkü hissediyorum fakat ne bu evde ne de bu şehir de önceden yaşadığımı düşünmüyorum. Yada şu üstümde ki kıyafetlerin benim olduğunu sanmıyorum. Yerine oturmayan parçalar var Harry. Belki yanlış düşünüyorum emin değilim ama beni anla lütfen."
"Haklısın." Gözlerimi şaşkınca ona diktiğimde devam etti.
"Sen hafızanı kaybetmeden önce burada bu evde yaşamıyorduk. Kıyafetlerinde eski evde kaldığı için burdan bir kaç gün seni idare edebilecek kıyafetler aldım."
"Bana niye bunları daha önceden söylemedin?"
"İtalya'da yaşıyorduk. Sen bu olaylar olup günlerce yoğun bakımda yattığında ruhsal bozukluk yüzünden yaşadığımız evi yakmıştım. Acı çekiyordum ve naptığımın farkında değildim."
Gözlerine baktığımda nedense karşımda yeşil değilde bir çift ela göz görmek istemiştim. Niye böyle bir şey istediğime fazla takılmayıp masadan kalktım.
"Ben uyumak istiyoru."
"Odamız üst kattaki sağdan birinci oda."
"Harry ben herşeyi hatırlayana kadar tek uyumak istiyorum."
Anlayış ve üzgünlükle başını sallayıp sessizce fısıldadı.
"Nasıl istersen güzelim."
Odama çıkıp kapıyı kapatıp kendimi yatağa attım. Tüm bu yaşadıklarımı düşünürken içten içe lanetler okuyordum. Hiç bir şey hatırlamayıp sana anlatılan her şeye inanmak zorunda olmak. Sanırım en kötüsü bu. Ben düşüncelere dalmış tavana bakarken kapı tıklatıldı.
"Gelebilirsin."
Harry yavaşça kapıyı aralayıp yanıma gelip ayak ucuma oturdu ardından elindeki kartı bana uzattı.
"Düşündümde tek başına alışveriş yapıp kafa dinlemek sana belki iyi gelir."
Gülümsediğinde beni böylesine sevip düşünen biri için kafamdaki soru işaretlerinin manasız olduğunu düşünüp Harry'in elini kavrayıp gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Mafyaya Aşığım
RomanceBelki de hayatımda ki tüm sorunlar yetmezmiş gibi birde suç işleme makinası Zayn Maliğe aşık olmak gibi bir hataya düşmeseydim, ya da onu alışkanlık edinmeseydim. O zaman başım daha az dertte olmaz mıydı? Büyük ihtimalle evet. Fakat hiç biri önemli...