Ayça Çetin (multi)
Tek başıma kutladığım doğum günümü geride bırakıp gözlerimi açtım. Artık 17 yaşındayım. Her ne kadar yalnız kutlamış olsamda artık sorumluluk sahibiyim, ve gitmem gereken bir okulum var. İstemeyerek yatağımdan kalkıp banyoya gittim.
Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra formamı geçirdim üzerime. Mutfaktan burnuma gelen yumurta kokusuyla biraz sarsıldım. Ne de olsa son 3 aydır hazır yemek dışında başka yemek girmiyordu eve. Hemen aşağıya inip mutfağa girdim. Babam masayı hazırlıyor, annem yumurta pişiriyor. "Hayırdır" dedim içimden.
-Yumurta dedim sevinmiş bir halde.
Sevindiğimi anlamış olacak ki annem de güldü.
-Sevdiğin için yaptım, dedi annem.
Nedense bir anda sevincim gitmişti. "Ne zamandan beri beni umursuyordu bunlar"
-Ne zamandan beri beni umursuyorsunuz anne? deyiverdim bir an.
-Her zaman kızım biz seni se..viyo..r
-Hayır anne! Beni sevdiğiniz falan yok. Dün günlerden neydi biliyor musun? Dün benim doğum günümdü ve siz yoktunuz. Yoktunuz anne!
-Gerçekten gelmeyi istedik ama..
-Boşver anne.
-"Ben seni bırakırım okula" dedi babam.
-Gerek yok. deyip evden çıktım.
Bir taksi çevirip okula doğru giderken biraz telefonumla oyalandım. Okula geldiğimde taksinin parasını ödeyip okula doğru ilerledim. Okulun tabelasını görünce bir an duraksadım. "ÖZEL ULUĞ KOLEJİ" Aman ne güzel! Adeta bir cehenneme benziyor.
Okulun kapısından içeri girip girişteki panoya yöneldim. Sınıfıma bakıp nerde olduğunu bulmaya çalıştım. "11-B"
Sağımdaki merdivenleri çıkarak sınıfıma ulaştım. Ulaştım ama ölecek gibiydim. Çık çık bitmiyor. Üçüncü katta sınıf mı olur. Bir de özel okul..
Sınıfın kapısını açıp içeri adım atmamla kapıya sıkışmam bir oldu. Sol tarafıma kafamı çevirmemle bana söylenen kızı görmemle irkildim.
-"Çekilde geçeyim" demişti bana.
-Asıl sen çekilde ben geçeyim. dedim kızgın bir ses tonuyla. İnat edip geçmeye çalışırken yere düştüm. Herkes başımıza toplandı ve ben hala yerde yatıyorum. O kızın bağırmasıyla ayağa kalktım.
Sınıfa bağırdığı yetmezmiş gibi birde bana,
-"Hep senin yüzünden niye dikkat etmezsin ki" dedi kızgınlıkla.
-Bi git be! Seninle mi uğraşacağım. dedim ve onu kendimden uzaklaştırmak için ittirdim. Arkamı dönüp ilerleyecekken saçımdan tutup üzerime yürüdü. Tam o sırada duyduğum sesle ondan uzaklaştım.
-Ne oluyor burda? diyen hocaya baktım.
-Siz ikiniz! Müdürün odasına, deyince ikimizde afalladık.
Ağır adımlarla hocayı takip ederken nerede olsuğunu bilmediğim müdürün odasına gidiyordum. Müdürün odasına geldiğimizde ben kapının önünde hocanın bizi çağırmasını bekledim.
-Gelin içeri! diye hoca bağırınca içeri girdik.
O kız kendi kendine söylenirken katil dediğini duydum.
-Bu ne ya ne katili? dememle bana dirseğini geçirdi.
Müdür kıza:
-Ne o küçük hanım birine mi benzettin? dedi alaycı bir tavırla.
-Beş yıl önce izlediğim filmdeki katile benzettim. demesiyle ikinci şokumu yaşadım. Birden ağzımdan,
-Beş yıl öncesinde izlediğin bir filmi nasıl hatırlıyorsun ki? cümlesi çıkıverdi.
O da bana,
-Çünkü o katilin gözlerini hiç unutmadım" dedi müdürün gözlerine bakarak..
Sanki birşeyler gizliyormuşda söyleyemiyormuş gibi.
Müdürün bu durumdan rahatsız olduğu çok belli. Zilin çalmasıyla ürpermem bir oldu ama yanımdaki kız gözlerini müdürün gözlerinden bir an olsun kaçırmadı.
-Hadi sınıfınıza gidin. İlk günden ceza vermek olmaz"dedi gergin bir tonda.
Bende kapıya yöneldim ve odadan dışarı çıkıp yürümeye başladım. Duyduğum sesle arkamı döndüm ve o kızı gördüm. Elini duvara geçirmiş. Yanına gidip,
-İyi misin, neden böyle birşey yaptın ki deli misin sen? dedim.
-Evet deliyim ne olacak deyince orada kalakaldım.
Bende arkasından sınıfa girdim ve sadece bir tek boş yer olan onun yanına oturdum. Benim oturmamla birlikte içeriye bayan bir hoca girdi. Hepimiz ayağa kalktık ama o kızın kalkmaya hiç niyeti yok gibi..
-Kalksana" diye mırıldandım. Bana ters ters bakmasıyla hep biraz korktum hemde sinirlendim. "Hıhh ukala şey"
Tekrar sınıfta hocanın sesi yankılandı.
-Gördüğüm kadarıyla aramıza yeni katılanlar var" diyerek yanımıza geldi.
-Merhaba hocam"dedim gülümseyerek.
-Tanıtın bakalım kendinizi" deyince,
-Ben Ayça Çetin. Annem güzellik uzmanı ve bir kuaför salonu var. Babam da avukat" deyip oturdum. Sıra yanımdaki kıza geldi. Kendini tanıtmaya pek hevesli değil gibi.
Tam hoca konuşacakken ayağa kalkıp,
-Ben Beren Akar" deyip oturdu.
-Ne yani bu kadar mı? Annen ya da baban yok mu?" dedim. O da,
-Babam öldü. Rahatladın mı" deyip ağlayarak sınıftan çıktı.
Ne dedim ki ben şimdi? Nereden bilebilirdim diye düşünmeden de edemedim.
Hoca adını yeni öğrendiğim Sarp adındakı çocuğa,
-Sarp gidip bakar mısın? Kendine birşey yapmasın" dedi.
Bizde sınıfta oturup hocayla sohbete devam ettik ama aklımda o kız vardı;
Beren..Yazardan;
Eveeet sevgili okurlarım. Ben yazarınız Sena Özer. Yani Ayça karakterine hayat veren kişi. Umarım iki karakterde hoşunuza gitmiştir. Ya da ufak tefek aklınızda canlanmıştır. Her türlü yorumlarınızı bizimle paylaşırsanız gerçekten çok mutlu oluruz. Buna ihtiyacımız var. Seviliyorsunuz.. ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 YAŞIM
Teen FictionSiz hiç 17 yaşınızda intikam almaya kalktınız mı? Peki ya ölesiye özlem çekip içiniz acıdı mı? "Verilen kayıplardan bahsetmiyorum bile". Bir insanın 17 yaşında başına neler gelebilir dediğim zaman başlıyor işte. Kim bilir o gün belki de "Yok canım...