Beren Akar (multi)
Okuldan çıkar çıkmaz bir taksi çevirip bindim. Şoför nereye gidiyoruz dercesine bakınca,
-Düz, dedim. Dümdüz gidelim.
Nereye gittiğimi bende bilmiyorum. Sadece yalnız kalmaya kırıp dökmeye belkide birisiyle konuşmaya ihtiyacım var ama hangisine bilmiyorum. Kafamı cama yaslayıp düşündüm. 5 yıl önceyi.. Ne kadar da mutluydum. Her çocuk mutlu olmayı hak etmez miydi zaten? Peki ya ben? Ben neden mutlu bir çocukluk geçiremedim.
Taksi evlerin azaldığı o tanıdık yerden geçerken,
-Sağda durur musunuz" dedim.
Kıyafetlerim ıslak olduğu için cebimdeki parada ıslanmıştı ve benim başka verecek hiçbirşeyim yoktu. Bir elimdeki ıslak paraya birde şoföre baktım.
-Tamam sorun değil" diyen şoföre parayı ödeyip taksiden indim. Elbet birgün yüzleşecektim gerçeklerle. Er ya da geç.. Bugün olmaz, dedim içimden. 5 yıl sonra ilk defa babamın yanına gidiyorum. Ne diyeceğim. Verdiğim sözleri bile tutamazken ne diyebilirim. Ayaklarım benden habersiz mezarlığın kapısının önünde durdu.
Ben babama bu kadar yakınken neden bir o kadar da uzağım. Hava kararmaya yakın olduğu için kimse yok. Elim kapıya gitti ama itip bir türlü giremedim.
-Babana git Beren. Babanla konuşmaya ihtiyacın var" dedim. Sadece böyle dizginliyordum kendimi. Sonunda kapıyı itip içeri adımımı attım. Göz yaşlarım yine bana ihanet edip boncuk boncuk akıyordu gözlerimden. Mezarların arasındaki yoldan geçip babamın mezarının bulunduğu yere ilerledim.
Her adımımda nefes almak daha da zorlaştı. 5 yıl aradan sonra babamın yanına gidiyorum. Onu çok özledim ama bir türlü yanına gidecek cesareti bulamıyorum kendimde. Ben babama bir söz vermiştim. Katilinin canını almadan intikamını almadan yanına gelmeyecektim. Şimdi nasıl derdim katilinin yaşadığını.
Kızın beceremedi baba. Sana verdiği sözü tutamadı. Derin bir nefes alıp ilerlemeye devam ettim. Babamın mezarının tam karşısında durup düşündüm. Ne diyeceğim, nasıl özlemimi gidereceğim, söner miydi içimdeki volkan zamanla. Tarık Akar yazıyor mezar taşında. Benim babam, Tarık Akar. Boğuk bir sesle,
-Ben geldim baba" dedim.O an bir hıçkırık çıktı ağzımdan.
-Kızın geldi baba Berenin geldi. Bir hıçkırık daha. Kendimi tutamayıp sarıldım babamın soğuk mezar taşına.
"Lütfen baba! Beni de al yanına. Ben burda sensiz nefes alamıyorum, yapamıyorum baba. Geçmesini beklediğim acılarım daha ağır bir şekilde geri dönüyor bana. Hani babalar kızlarını hiç yalnız bırakmazdı? Babalar kızlarının kahramanı olur hep. Neden, neden yoksun baba? En ihtiyacım olduğu zaman niye yoksun?
Almayın babamı benden demiştim. Nereye götürüyorsunuz? Bizim eve gitmemiz gerekiyor. Hem babamın ceketi ayakkabısı ve kıyafetleri evde o öyle üşür. Yalvarırım babamı almayın benden ben onsuz yapamam.
Aldılar seni benden baba. Çok özledim seni. Sesini, kokunu, Berenim deyişini, varlığını çok özledim. Sözümü tutamadım ama birdaha ki gelişimde tutmuş olacağım baba. Ben senden öğrendim verilen sözün tutulması gerektiğini. Şimdi sen annen merak eder git diyeceksin. Gideceğim ama biraz daha kalayım. Son kez hasretle sarıldım babama. Mezar taşını öpüp doğruldum. Kıyafetlerim ıslak olduğu için çamur oldu. Hava da iyice karardı. Takside geçmez ki şimdi. Nasıl gideceğim ben? Telefonum da ıslandı açılmaz ki..
Düşüncelerle çıktım mezarlıktan. Caddeye kadar yürümem gerekiyor. Bende yürümeye başladım. Nasıl bir yer burası? Her türden insan var. Bu sarhoşlardan burda da var ama onlar ürkütücü gelmiyor. Sokak içip içip sızanlarla dolu. Annem de merak etmiştir.
Bugün olanları düşündüm. Kolay şeyler yaşamıyorum. İnsanların bana acıyarak bakmasını istemiyorum. Ben güçlüyüm. Tarık Akar'ın kızı Beren Akarım ben. Tıpkı babası gibi.. Ben düşüncelerimle yürürken arkamdan bir ses geldi kulağıma;
-Pişt yavrum! Baksana bi güzellik. İyi hatunmuşsun.
Bu sarhoş bana mı sesleniyor. Yanımda çantam yok. Bıçağımda yanımda değil. Ne yapacağım şimdi? Arkamdaki sarhoşun bana yaklaştığını ayak seslerinden anlıyorum. Ama arkamı dönemem.
-Koş Beren" dedim. Koş..
İçimden üçe kadar sayıp,
- 1, 2, 3 koşmaya başladım.
-Bi bekle ya. Valla birşey yapmıycam. Eğlenicez sadece hem sende istersin" dedi arkamdaki sarhoş.
-Rahat bırak beni git başkasını bul" dedim. "Allahım ne diyorum ben?"
-Ben seni istiyorum güzelim. Hadi gel naz etme" dedi arkamdaki dengesiz.
Nefes nefese koşarken ayağımın burkulmasıyla asfaltı öpmem kaçınılmaz oldu. Ne ayağa kalkabiliyorum ne de hareket edebiliyorum. Sonumun geldiğini anlayıp bağırmaya başladım.
-İmdaaaaat yardım ediiin!
Tepemde dikilen adamın kahkahası böldü bağırmamı.
-Boşuna bağırıp kendini yorma istersen sana kimse yardım edemez" dedi alay eder gibi. Ben bugün başıma daha ne gelebilir ki diye düşünürken sarhoşun yavaş yavaş üzerime eğilmesiyle birdaha çığlık attım.
-Dokunma bana pis teke!
Adam zevk alırcasına daha çok üzerime eğildi. Bense debelenmekten başka birşey yapamıyorum. Tam anlamıyla üzerime gelip öpecekken birinin adamı tutup fırlatması bir oldu. Kimdi bu? Okulda hayatımı kurtaran çocuk birkez daha kurtardı hayatımı.
Sarhoş adama ardı arkası kesilmeyen yumruklar atıyordu. Adamın yüzü tanınmaz hale gelene kadar dövdü. Sanırım adam bilincini yitirdi. O çocuğun bırakmasıyla yere yığıldı. Oh olsun pis herif bana saldırmak neymiş görmüş oldun. Sonra alışkın olmadığım bir ses yankılandı boş sokakta.
-İyi misin" dedi hayatımı ikinci kez kurtaran çocuk.
Titrek bir sesle " ii...iiyy iyiyim" dedim. Yerden kalkmaya çalışırken tam bu sefer oldu derken yerden havalanmam bir oldu. Tekrar o ses;
-Anlaşılan ayağın iyi değil. Arabaya kadar ben taşıyayım seni" dedi. Kaslı kolları hiç zorlanmadan taşıyor beni. Bende şişman değilim sonuçta.
-Sarp" dedi. Ben anlamamış gibi bakınca,
-Adım Sarp. Tanışamamıştık" dedi.
-Beren" dedim alaycı bir tonla.
-Biliyorum" dedi.
Aynı tonda bu kez ben konuştum.
-Gerçekten mi" dedim.
Sonra sokağı dolduran gülme sesi, nasıl gülüyorsun sen öyle? Tövbe tövbe kendine gel Beren! Sarpın kollarında olmak mayıştırmış bedenimi. Uykulu bir tonda;
-Teşekkür ederim" dedim kısık bir sesle.
-Neden" dedi.
Kollarında daha çok mayışarak,
-İkinci kez hayatımı kurtardığın için" dedim. Sarp birşeyler söylüyor ama duyamıyorüm. Bilincimi tamamen kaybettim ve uykunun kollarına bıraktım kendimi..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 YAŞIM
Novela JuvenilSiz hiç 17 yaşınızda intikam almaya kalktınız mı? Peki ya ölesiye özlem çekip içiniz acıdı mı? "Verilen kayıplardan bahsetmiyorum bile". Bir insanın 17 yaşında başına neler gelebilir dediğim zaman başlıyor işte. Kim bilir o gün belki de "Yok canım...