#42 -Bir Hiç Uğruna-

26 2 0
                                    

Yağmur mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsan,
Aldırmıyorum.
Niyetin beni ıslatmaksa, ben zaten ağlıyorum.

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte kalktım yatağımdan.  Güneş tam doğmamıştı. Elimi yüzümü yıkayıp saçlarımı topladım. Eşofmanlarımı giyip kimseye görünmeden çıktım evden. Nefes almam gerekiyor .

Bazen öyle an geliyor ki babamın yokluğunu daha da derinlerde hissediyorum. Bu da o anlardan biri. Dışarı çıkıp nefes almam gerekiyor . Sokakların boş oldu zaman bana yetecek oksijeni derin derin alayım.

Apartmandan  çıkar çıkmaz yüzüme çarpan soğuk havayla ürperdim. Kapşonumun şapkasını takıp ellerimi cabime koydum. Birden ufak bir tebessüm belirdi yüzümde kendimi eroin satanlara benzettim tövbe tövbe ne diyom ben! Kafamı sağa sola sallayarak yürümeye devam ettim.

Sahil boyu koştuktan sonra bir banka oturup kafamı toparlamaya çalıştım. Bugün gördüğüm rüya geldi aklıma.

"Bir telefon çalıyor bana kötü bir haber geliyor. Ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendimi sokakta buluyorum heryer öyle karanlık ki nereye gittiğimi bilmeden koşuyorum. Hem karanlık hemde yakıcı sıcak. Biri sürekli koşmamı söylüyor . Geç olacak diyor . Deliler gibi koşuyorum. Sonra okadar aydınlık bir yere geliyorum önce ışıktan gözlerim kamaşıyor önümü göremiyorum. Daha sonra morgda olduğumu anlıyorum . Önümde beyaz çarşafla örtülmüş biri yatıyor  .

Sonra arkamda  yükselen kahkaha sesleri biri kafayı yemiş gibi gülüyor . Kim olduğuna bakmak için kafamı çeviriyorum. Ayçanın gerçek annesi olmayan annesi. İdrak edemiyorum önce ne işi var bunun burada ? Ya benim işim ne ?kim burda yatan? Gülme sesinden sonra yankılanan feryatlar. Kendimi bir anda sedyede yatana bir adım daha yakınlaşmış buluyorum. Elimi uzatıyorum sedye uzaklaşıyor sonra tekrar tekrar deniyorum her deneyişimde biraz daha uzaklaşıyor.  En son denememde başarıyorum. Karşımda yatan kişi  kardeşim Ayça . Nefesim tutuldu sonra bastığım yer kaymaya başladı. Bu acıyı neden ikinci kez yaşıyorum. Gözümden sadece bir damla indi sonrası boşluk sonrası karanlık".

Sanki rüyayı tekrar görmüş gibi içim titredi. Keşke evden çıkmadan Ayçaya sarılsaydım. Ne diyom ben ya hem rüyaların tersi çıkarmış. Kafamda dönüp duran düşünceleri bir kenara bırakıp kahramanıma gitmeye karar verdim.

Babamın yanına küçükken onunla söylediğimiz şarkıyı mırıldanarak gitmeye başladım. Tıpkı babası yurt dışında çalışan ve aylardır görmeyen görmek için sabırsızlanan küçük bir kız çocuğu bibi , babamın yanına gidebilmek için adımlarımı hızlandırdım.  Oysa ne kadar da çok özlemişim.

Ah be hayatta olsaydı da sım sıkı sarıla bilseydim. İnsanlar şimdi yaşadıklarını mutluluk sanıyor mutluluk mu lan bu . Siz mutluluk görmemişsiniz . Büyük bir özlemle biraz daha hızlandım.  Sanki ilk kez gelir gibi içim içime sığmıyor.

Mezarlık kapısını açıp içeri girdim. Tam ilerleyeceğim mezarlıkta ilk kez gördüğüm bekçinin sesi durdurdu.

-Pardon çıkışta bu kapıyı kullanmazsanız sevinirim.

-Anlamadım neden?

-Yolda çalışma olacak da geri dönmek zorunda kalmayın. Arka kapıyı kullanın sizin için iyi olur.

-Tamam haber verdiğiniz için teşekkürler.

Gerekli bilgiyi de aldıktan sonra babamın yanına gittim. Niye bilmiyorum ama bir yanım yanıp tutuşurken diğer yanım huzur dolu.

Oturdum mezarın kenarına. Toprağına dokundum önce konuşmaya nerden başlayacaktım.  Derin bir nefes aldım. Gözümden düşen yaşları kapşonumun koluna sildim. Sonra gözlerimi Tarık Akar yazısına çevirdim. İçimde kopan fırtınalara  aldırmadan yaşamak zorundaydım. Kısık bir sesle seslendim.

17 YAŞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin