Kınanın bitmesi ve herkesin yavaş yavaş dağılmasıyla Yaren ve Filiz'de yorgun bir şekilde dışarı çıkmış erkekleri bekliyorlardı mekanın kapısında. Kına gecesi Yaren için çok güzel geçmişti. Başta herkese karşı önyargılı ve kırgın olsa da başına açılan dedikoduyla farkına vardığı bir gerçek vardı o da şuydu ki herkes aynı değildi. Herkesten ayrı bir masada oturan beş altı kadının herkesi küçümseyerek ve üsten üsten bakmasıyla Filiz'in de tabiriyle dedikoducu grubunu tanımıştı. Onları aldırmadan diğer kadınlarla anlaşmış ve kaynaşmıştı ve çok mutlu olmuştu.
Hayal ettiğinden daha güzel geçmişti kınası. Kınası yakılmış ve avucunu kapatmamasına rağmen altını avucuna büyük bir sevinçle Filiz koymuştu. Her ne kadar bir yanı mutlu olsa da kına yakılırken çok ağlamıştı. Bir yanı buruktu. Ailesizliğine, kimsesizliğine en önemlisi de annesizliğine ağlamıştı. Babasını küçük yaşta kaybettiği için hatırlamıyordu ama annesi.. Annesini çok özlüyordu. Annesizlik, kanatları kırık bir kuşmuş gibi hissettiriyordu ona.
Kınanın yapıldığı mekana gelen erkekler hemen arabadan inip onları bekleyen kızlara doğru yürüdüler.
Bedirhan kırmızı bindallısı içinde sevdiğini görünce kalp atışları hızlandı. Yaklaştıkça bir kez daha onun güzelliğiyle derin bir iç çekti. Akmış olan makyajı ve bozulmuş saçlarıyla bile bir melek kadar masum ve güzel duruyordu Yaren. Gözlerini ondan alamıyordu. İçi içine sığmıyordu. Bu güzel artık onundu. Onun Yaren'iydi.
Yaren gözlerini erkeklerin üzerinde gezdirirken Emir abisinin yüzüne bakarak, endişeli bir şekilde sordu, "Emir abi burnuna ne oldu?" diye.
Emir gözlerini kısarak elini sızlayan burnuna götürdü ve yavaşça ovalayarak, "Öküzün biri çarptı." dedi.
Arkadaşına ters ters bakan Bedirhan bakışlarını Yaren'e çevirip, "Bir şey olmaz ona. Senin gözlerin niye kızarmış öyle?" diye sordu kızın yüzünü dikkatle inceleyerek.
Yaren'den önce Filiz araya girerek, "Çok ağladı gelinin abi." dedi üzgünce ve, "Biz gidelim artık çok yoruldum.." dedi kocasının koluna girerek, başını omzuna yasladı ve yanlarındaki çifti yalnız bırakarak Emir'in önden gidip bulduğu taksiye doğru yürüdüler.
"Ben bırakırdım.." diye seslendi arkalarından Bedirhan ama Demir taksiye binmeden, "Bir şey olmaz kardeşim sen Yaren'i Ahmet babaya bırak geç olmadan. Malum yarın erken kalkacağız damat bey, hadi iyi geceler." deyip gitmişti.
Bakışlarını karısına çeviren Bedirhan'ın kaşları çatıldı. Yaren'in gözleri çok kızarmıştı bu da demekti ki çok ağlamıştı. Derin bir nefes alıp verdi ve tekrardan kızın o bakmaya kıyamadığı, ağlamaktan şişmiş siyah gözlerine baktı. Yaren'in ağlaması onunda canını sıkıyor hatta yakıyordu. Onun akıttığı o göz yaşları yüreğine birer kurşun gibi saplanıyordu. Yaren'in ağlamasını istemiyordu. Bu evlilik yüzünden ağlamasını hiç istemiyordu.