Hava kararmış ve soğumuştu. Sokakta sadece bir kaç kişi vardı, onlar da evlerine doğru yol almış yürüyorlardı hızlı adımlarla. Dizlerinin altında biten elbise hariçinde üstünde sadece ince bir hırka olan Yaren gece soğuğunu hissetmedi bile. Nereye gittiğini bilmeden hızlı adımlar atarak yürüyordu. Aklı durmuştu. Kalbi de sevilme ihtimaliyle coşuyordu.Halen inanamıyordu, kocası onu öpmüştü. Öpmüştü! Sevmese öyle bir şey yapmazdı herhalde.. Düşündüğü şeyin doğru olmasını umut ediyordu fakat henüz farkına varamadığı bir gerçekse arkasında bıraktığı, kırdığı kalpti. Sanki onu öpen kocası değilmiş gibi unutmuştu onu şu an. Kendisine yabancı olan bu duyguyla ne yapacağını bilmiyordu. Bilmemekle beraber utanıyordu da. Hayatında ilk defa yaşadığı o anın şaşkınlığıyla kaçmıştı daha doğrusu nasıl bir tepki vermesi gerektiğini bilmediği için oradan uzaklaşmıştı.
Sevdiğini kırdığını, sevdiğini diri diri gömdüğünü bilse ruhunu teslim edeceğini bilse olduğu yerde bir adım atmazdı ama bilemedi işte..
Bedirhan karısının çıkıp gitmesiyle öylece kala kalmıştı. Reddedildiğini, istenmediğini anlamıştı ve bu canını yaktı. Kalbini paramparça etti bu gerçek. Bunca yıldan sonra ilk defa şansını denemişti ama o da boş çıkmıştı. Cesaret edip, sevdiğini, sevebileceğini göstermek istemişti ama olmamıştı. Karısına sevdasını haykırmak istemişti, her insan gibi bunu sevdiğiyle paylaşmaktı amacı ama hem sevdiğini ağlatmıştı hem de kendi kalbini ateşlere atmıştı. Korktuğu başına gelmiş karısı gitmişti. Gidiyordu. Bırakıyordu onu.
Bu düşünceleri kenara bırakan Bedirhan öfkeyle sertçe duvara yumruğunu geçirdi sonra da hızla üstüne ceketini alıp karısının peşinden koştu. Her ne kadar karısı onu istemese de Yaren'in yanı kendi yanıydı. Gece vakit dışarıda olması bile hataydı, hele de abisi ve o Mert denen adam halen yakalanmamışken. İstemezse bir daha dokunmazdı karısına, yeter ki yanından gitmesindi. Gitmesine izin veremezdi. Kaldıramazdı. Gözünün önünde olsun ama onu sevmesin diye düşündü. Bu düşünce canını yaksa da umrunda olmadı. Muhtaçtı ona. Yapamazdı onsuz.
Bedirhan görüş alanına giren karısıyla daha hızlı koştu ve, "Yaren!" diye bağırdı arkasından durması için.
Yaren duyduğu sesle olduğu yerde durdu nefes nefese. Sevdiğinin sesiyle kendine gelebilmişti. Eli ayağı birbirine girdi bir an. Nasıl kocasına bakacağını, nasıl davranacağını bilmiyordu. Tecrübesizdi. Zorla yutkunarak arkasını döndü ve hızla kendisine doğru gelen kocasına baktı ve hemen başını eğdi. Halen kırdığı kalbin farkında değildi. Şaşkındı. Kendi haline dalmıştı.
"Nereye gidiyorsun sen?" diyebildi sertçe Bedirhan nefes nefese. Öfkeli olsa da korku gözlerinden okunabiliyordu. Karısını bulmanın verdiği rahatlıkla onu kendine çekip sıkıca sarıldı ama karısının bundan da rahatsız olacağını düşününce hemen geri çekildi. O iyi olsun, yanında olsun başka bir şey istemiyordu.
Kocasının güven veren kollarının geri çekilmesiyle üşüdüğünü hissetti Yaren. Bir ömür kalabilirdi o kollarda. Sinirliydi kocası ve haklıydı da. Neden kaçmıştı ki sanki? Yaptığı aptallığın yeni farkına varmıştı.
"Öz..özür dilerim." dedi başını kaldırıp sevdiği adama bakarak. O siyah gözlerde gördüğü hayal kırıklığıyla kendine küfür etti içinden. Nasıl kıymıştı kocasına? Ona en büyük kötülüğü yapmıştı istemeyerek de olsa.
Bedirhan karısının kızarmış gözlerine bakıp kendine lanet etti. Ellerini yumruk yapıp, kendi için zor olan sözler döküldü dilinden, "Özür dileme. Hata bende... Bir anda oldu. Bir daha dokunmam sana söz, hadi eve gidelim." deyip ceketini çıkartıp karısının omuzlarına attı ve hızla geri çekildi. Ona dokunsa yanacakmış gibi geliyordu bu yüzden uzak duracaktı. Halbuki yangının en büyüğü içinde, yüreğindeydi.