2 Hafta sonra...Vurulma olayının üzerinden tam iki hafta geçmişti. Ve bu süre içinde Bedirhan iyileşmişti. Yaren'in iyi bakımıyla tamamen kendini toparlamıştı. Küçücük bir sıyrıkta olsa Yaren kocasına büyük bir ameliyat geçirmiş gibi bakmış, üzerine düşmüştü. Kendini suçlu bulduğu için kocasına gözü gibi bakmıştı. Gerçi kendini suçlamasa bile bakardı sevdiği adama. O yaşadığı korkuyu asla unutamazdı. Çok korkmuştu sevdiği adamı kanlar içinde gördüğünde. O an kalbi, yüreği paramparça olmuştu. Dünyası başına yıkılmıştı. Ama kocası iyiydi ya, ne kadar şükür etse azdı.
Evlendiği günden sonra daha da alışmıştı Bedirhan'a Yaren. Kendini rahat hissediyordu kocasının yanında. Artık onun da güveneceği, sığınabileceği biri vardı hayatında. Ona sahip çıkan kocası vardı. Ve ona bir şey olma ihtimali bile canını yakıyordu. Düğün gecesi Kadir'in dedikleri bir türlü aklından çıkmıyordu. O korku kalbinin üstüne çöreklenmiş, gitmiyordu. İki haftadır neredeyse hiç dışarı çıkmamıştı. Bedirhan ne kadar ben varım yanında diye ısrar edip dışarı çıkmalarını söylesede çok korkuyordu Yaren. Kadir'i tanıyordu ve bu daha da korkmasına sebep oluyordu. Bu zamana kadar yaşadıkları bir tür fragmandı biliyordu çünkü eğer Kadir onu yakalarsa daha kötüsünü yapacağına adı gibi emindi. Kocası onun bu korkusu yüzünden bazen kızsa da sonra onun rahatlaması için elinden geleni yapıyordu.
Karısından habersiz, gizliden polis arkadaşı olan Gökhan'la sürekli irtibattaydı Bedirhan, ondan Kadir ve diğer adamla ilgili hep bilgi almak için ama henüz hiçbir haber yoktu. İkisi de kayıptı ve bu canını sıkıyordu.
Yaren bu korku yüzünden her gece kocasının kollarının arasında yatmaya alışmıştı iki haftadır. Başta utansada artık onun kollarında olmadan yatabileceğine bile emin değildi artık. Aralarında halen görünmeyen bir duvar vardı ama ikisi de sevdalarını sakladıkça bu duvar hep var olacaktı. Biri kaybetmekten korkarken diğeri ise sevilmemekten korkuyordu. İkisi de birbirlerine açıldıktan sonra neler olacağını bilmedikleri için şu an ellerinde olanlarla yetinmeye çalışıyorlardı. İkisi de en iyi bildikleri şeyi yapıyorlardı, azla yetiniyorlardı.
Bedirhan yüreğini günden güne daha da çok yakan sevdasıyla mutluydu. Karısı farkında olmasa bile yüreğine, kendisine iyi geliyordu. Artık düzenli bir hayatı vardı. İşten eve gelince onu bekleyen bir karısı, evden içeri girdiğinde yemek kokuları, en önemlisi sıcak bir yuvası vardı. Önceden olmayan bir yuvası, evini şenlendiren bir karısı; sevdiği vardı artık.
Yorgun bir iş gününden sonra Bedirhan işten eve gelmişti. Kendi anahtarıyla kapıyı açıp içeri girdi hızla. Ayakkabısını çıkartıp kenara koydu ve terliklerini giyerek salona doğru yürüdü. Bugün biraz geç çıkmıştı pastaneden. Bir işçisi hasta olduğu için bugünlük temizlik işi ona kalmıştı.
Hızla salonda kendini üçlü koltuğa atan adam uzanarak derin bir nefes alıp verdi ve gözlerini yumdu. Çok yorulmuştu bugün.
Yaren kocasının yemeğe gelmeyeceğini bildiği için mutfakta kendine bir sandviç hazırlamış ve yemişti. Bedirhan yemek yiyip geleceği için yemek yapmakla uğraşmamıştı.
Mutfağı temizleyip salona geçen Yaren kocasını üçlü koltuğa uzanmış şekilde görünce aniden korkuyla çığlık attı. Evde yalnız olduğunu düşünürken onu aniden görünce yüreği ağzına gelmişti.
Bedirhan duyduğu çığlıkla hızla gözlerini açıp ayağa fırladı. Kapı ağzında karısını eli kalbinin üzerinde görünce kendine güzelce küfür etti içinden. Onun korkacağını düşünememişti yorgunluktan. Aklına bile gelmemişti. Hızlı adımlar atarak karısının yanına gitti ve hemen güçlü kolları arasına aldı, "Korkma benim." diye onu yatıştırmaya çalışarak.