Bölüm 48

81.7K 3.1K 162
                                    


Bir hafta sonra

Eve geri döneli bir hafta olmuştu. Yaren acıların en büyüğünü yaşadığı bu eve döneli tam yedi gün olmuştu. Zaman acımasızca geçiyordu ve Yanmaz çifti acılarıyla yaşamayı öğreniyorlardı.

Öğrenmek zorundaydılar daha doğrusu çünkü hayat devam ediyordu.

Eski düzenlerine dönmüşlerdi her ne kadar kocasıyla araları soğuk olsa da ev gibisi yoktu. Evinde olmak daha iyi geliyordu Yaren'e. Eskisi gibi çok konuşmuyordu ama kendini evinde, kocasının yanında güvende hissediyordu. Fazla sessizleşmişti bunun farkındaydı ama elinden gelen bir şey yokmuş gibi hissediyordu. Bedirhan bile kendisine kızgın olmasına rağmen konuşması için uğraşıyordu içine kapanmaması için ama insanın içinden gelmeyince de olmuyordu. İsteksizdi Yaren. Hayata karşı soğumuş, yaşama sevincini kaybetmişti sanki.

Mutfağı toparlayan Yaren işini bitirince duvardaki saate baktı ve saatin öğle vaktini geçtiğini görünce salona geçti. Bedirhan ellerini başının altına koymuş üçlü koltuğa uzanmış şekilde televizyon izliyordu.

Bir haftadır karısını yalnız bırakmamak için o kalkmadan erkenden pastaneye gidip bir kaç saat durup sonra kahvaltı saati geri dönüyordu eve. Yaren'i düşünerek böyle bir çözüm bulmuştu karısı tam anlamda kendine gelene kadar. Görebiliyordu adam karısı eskisi gibi konuşkan değildi. Ara sıra konuşurken yüzüne yerleşen gülümseme bile zorakiydi. Bazen öyle bir dalıp gidiyordu ki Bedirhan üç, dört defa seslendikten sonra anca karısının dikkatini üzerine alabiliyordu. Bu duruma bir çare bulması gerekti farkındaydı ama ne yapacağını bilmiyordu. Belki Emir'den yardım isteyebilirdi...

"Kırgın mısın halen bana?" diye sordu Yaren tekli koltuğa oturarak. Gözlerini kocasıdan ayırmadan bekledi cevabını. Onunla böyle mesafeli olmak istemiyordu ama kendini ve onu iyi hissettirecek kadar da kendini güçlü hissetmiyordu.

Karısının sesini duymasıyla kalp atışları hızlanan Bedirhan ona bakmadan, "Değilim.." dedi mesafeli bir şekilde. Seven adama böyle sevdiğinden uzak durmak çok zor geliyordu. Resmen kendiyle savaşa girmişti Bedirhan.

Bu duruma artık çok üzülen Yaren işi alaya vurup, "Trip mi atıyorsun bana?" diyerek umutla baktı kocasına ama onun, "Hayır." demesiyle yutkunarak, "Yeni gelin gibi naz yapıyorsun o zaman bana?" dedi ve amacına ulaşarak kocasının uzandığı yerden, "Lan," diyerek aniden oturur pozisyona gelmesini izledi samimi şekilde gülerek.

Karısının gülüşüne takılı kalan Bedirhan bakışlarını bir türlü karısından alamadı. İlk defa böyle sıcacık şekilde gülmüştü karısı. Onun gülüşüyle evin içine güneş doğmuştu sanki. Kaç gündür soğuk davranayım diye uzak durmuştu karısından ve onu çok özlemişti. Yanı başındaki karısına hasret kalmıştı bir inat uğruna. Koskoca adam yüreğine söz geçiremiyordu.

Zorla yutkunarak, "Boşver söyleme.. Bilmek istemiyorum," dedi ve gözlerini sevdiğinden ayırmadan işaret parmağını göğüsüne bastırarak, "Yüreğimi susturamıyorum Yaren kulakları da yok ki tıkayayım arkadaş... Sol yanıma nasıl taht kurmuşsan artık benden çok seni istiyor. Gel buraya, gel kollarıma.. Ait olduğun yer burası.." diye devam etti kollarını iki yana açarak.

Kocasının sözleriyle kalp atışları hızlanan Yaren yüzüne yerleşen tebessümle hemen ayağa kalkarak vakit kaybetmeden kocasının yanına gidip oturdu ve hemen kollarını boynuna dolayıp, "Şu güzel yüreğinde olmasa yumuşacağın yok. Pis inatçı.." dedi.

"Benim nerem pis? Hem asıl inatçı sensin! Senin yüzünden sana hasret kaldım ben.." diyerek başını karısının boyun girintisine yaslayan Bedirhan derin derin nefes alarak o güzel kokuyu içine çekti.

Yaren'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin