Onsuz bir gece geçirmişti Bedirhan. Yalnız geçen bir gece, sonra yine onsuz geçen bir gün ve hava tekrardan kararmıştı. Kapattıkları pastanenin ışıkları kapalıydı ve Bedirhan oturduğu sandalyede boş boş pastanenin camından dışarıyı izliyordu. Sokak lambasının aydınlattığı pastanede tek başınaydı yine. Saatin geç olmasıyla sokakta ki diğer dükkanlar kapanmıştı sadece onun pastanesinin kapısı açıktı. İçi yanıyordu. Tek başına eve gitmek istemiyordu.Sevdiği yokken içi içine sığmamıştı dün gece o boş evde. Uykusuz geçen bir geceden sonra kahvaltı bile yapmadan pastaneye gelmişti. Yüreğine ağır gelen duygularla iş yerinde oyalanmaya çalışmıştı tüm gün ama olmamıştı. Hiçbir şeyin tadı yoktu. Hiçbir şeyin anlamı yoktu. Evini yuva yapan Yaren'di. Onsuz ev boştu, soğuktu. Onsuzluk çok kötüydü. Bu hayatta insanoğlu er ya da geç her şeye alışıyordu ama Bedirhan Yaren'sizliğe alışmak istemiyordu. Bu onun için ölümle eş değerdi.
Açık kapıda beliren gölgeyle donuk bakışlarını oraya çeviren Bedirhan arkadaşı Demir'i gördü. Tüm gün arkadaşı aramıştı ama aramalarına cevap vermemişti.
"Hayırdır birader Karadeniz de gemilerin mi battı?" diyerek arkadaşının karşısındaki boş sandalyeyi çekip oturdu Demir.
"Yok bir şey.." diyerek arkadaşını aldırmadan camdan dışarı bakmaya devam etti Bedirhan.
Arkadaşının birden değişen tavrını anlamayan Demir sert bir şekilde, "Anlat." dedi.
"Evine git Demir geç oldu."
"Naz yapma yapıştırırım şimdi suratına Bedirhan. Konuş lan, dinliyorum."
Arkadaşının öfkeli sesiyle daha fazla itiraz edemeyeceğini anlayan Bedirhan derin bir nefes alıp verip, "Ne oldu?" diyerek yüzünü sertçe ovaladı sonra sözlerine, "Dünyam yine başıma yıkılmak üzere. Üzerime lanetlenmiş gibi yalnızlık. Mutluluk yanıma bile yaklaşmıyor. Çok mu kötüyüm lan ben? Doğruyu söyle kötüyüm değil mi, yoksa niye hep yalnız kalan ben olayım ki?" diyerek devam etti.
Arkadaşının sözlerinden hiçbir şey anlamayan Demir sesini yükselterek, "İçmeden sarhoş mu oldun lan sen? Sabrımı taşırmak üzeresin anlat yoksa patlatacağım ağzının ortasına." dedi kaşlarını çatarak.
Bakışlarını arkadaşına çeviren Bedirhan, "Ben yanlış bir şey yaptım her şeyi mahvettim.." diyerek açıklamaya çalıştı.
Demir mümkünmüş gibi daha da kaşlarını çatarak, "Ne yaptın lan?" diye sordu telaşla. Ne olduğunu anlamıyordu ve uyuşuk arkadaşının ağzından zorla laf alıyordu, bu da sinirlerini bozuyordu.
"Yaren'i öptüm ve benden kaçıyor."
"Anlamadım?"
Demir'in yine anlamadığını anlayan Bedirhan, "İki gün önce Yaren'i öptüm ve kız ağlayıp çıkıp gitti evden. Ben.. Bende peşinden koşup geri getirdim." deyip olan biteni anlattı arkadaşına. Nihat'ı gördükleri kısmı pas geçerek diğer her şeyi, karısına 'bana acıma' deyişini hatta sabah da 'pişmanım' deyip karısının sinirlenmesini hepsini anlattı. Arkadaşı çaresizliğini görsün istedi. Korktuğu başına geliyordu ve bunu birisiyle paylaşması gerekiyordu. Demir'in gelmesi bir yana da iyi olmuştu. Düşünüp düşünüp aklını, kalbini yoracağına içini döküp en azından biraz olsun rahatlatacaktı.
Pür dikkat arkadaşını dinleyen Demir sonunda ne olduğunu anladığı için biraz rahatlamıştı fakat arkadaşının kör oluşu ve gerçekleri görmemesi onun sinirlenmesine sebep oldu. Öfkeli çıkan sesine engel olamadan, "Emir şimdi burada olsa ne der biliyor musun?" diye sordu.