Bölüm 9

150K 6.2K 567
                                    


Sabah kuşların cıvıltılarıyla uyanmıştı Yaren ve gece kabus görmediği için mutluydu. İlk defa kabus görmeden deliksiz rahat bir uyku çekmişti ve bu ona çok iyi gelmişti. Yataktan çıkıp, uzun kollu dizlerinin altında biten mavi elbisesini giyindi sonra da saçlarını tarayıp at kuyruğu yaptı. Yatağını da toplayıp kilitli kapısını açıp salona geçti. Adama ne kadar güvense de içindeki korkuyu yok edemiyordu. Evin sessiz oluşu Bedirhan'ın henüz kalkmadığını gösteriyordu. Mutfağa gidip adam kalkmadan kahvaltıyı hazırlamaya koyuldu.

Yarım saat sonra çay ve kahvaltı sofrası hazırdı ama Bedirhan hala kalkmamıştı, belli ki yorgundu. Genelde çoktan kalkmış ekmek almaya gitmiş olurdu.

Yaren adamın taze ekmek sevdiğini bildiği için ve onun halen kalkmadığı için bugün o ekmek almak istedi. Kapının yanındaki portmantodan siyah paltosunu alıp giydi, yanına evin anahtarını ve cüzdanını alıp çıktı evden. Aslında çıkmak istemiyordu evden ama adama çok yük oluyordu. Kendini ona karşı borçlu hissediyordu. Ekmek almak küçük bir şeyde olsa kız böyle biraz olsa borçunu ödemiş oluyor gibi hissediyordu. Derin bir nefes alıp yürümeye devam etti, kendini duyacaklarına hazırlamaya çalışarak. Başını eğip Bedirhan'la otogardan taksiyle geldiği vakit gördüğü küçük bakkala doğru adımlarını attı.

Yaren'in yerini doğru hatırladığı bakkala girmesiyle çıkması bir olmuştu. Tereddütle girdiği bakkaldan göz yaşları içinde çıkmıştı. Otuz saniye içinde, sadece otuz saniye içinde hayatı boyunca duymadığı hakaretleri duymuştu. Adam o kadar ağır konuşmuştu ki ne kadınlığı kalmıştı ne de namusu. Yerle bir etmişti adam onu. Paramparça etmişti sözleriyle. Hayatı boyunca namusuna laf gelmesin diye uğraşırken ne hale geldiğine bakınca içi acıdı. Hakketmemişti hiçbir sözü.

Bakkaldan uzaklaşan Yaren eve eli boş gidemeyeceğini anlayınca göz yaşlarını silip kenarda oynayan küçük bir çocuktan rica etmişti ekmek alması için çünkü adam ona 'buradan alışveriş yapamazsın!' demişti. Çocuk Yaren'in kendisine şeker alması için verdiği parayla kabul etmişti ekmek almayı.

Yaren çocuktan ekmek poşetini alıp teşekkür edip hızla eve doğru gitti. Duydukları kötü şeyler canını yakmıştı. Adamın o sözleri bıçak gibi yarmıştı etini. Kötü niyetli insanlar her yerdeydi. Ne olduğunu bilmeden sadece yargılıyorlardı. Gözlerinden firar eden bir kaç damlayı hızla sildi ve eve yaklaştığında kimseye bakmamaya çalışarak anahtarla kapıyı açtı ve hemen içeri girdi.

Evin sessiz oluşu Bedirhan'ın halen yattığını gösteriyordu. Buna sevinmişti Yaren çünkü adama olanlardan bahsetmek istemiyordu. Onun başına bela açmak istemiyordu. Ekmeği mutfağa bırakıp banyoya gitti. Emindi gözleri kızarmış olmalıydı ve adam kalkmadan yüzünü yıkamak istedi. Onu böyle görsün istemedi.

Yaren yüzünü güzelce yıkayıp, kuruladı. Banyonun kapısını açtığı gibi de Bedirhan'la burun buruna gelmiş ve korkuyla bir adım gerileyerek çığlığı basmıştı.

"Korkma benim," deyip ellerini kaldırmıştı Bedirhan kızı sakinleştirmek için.

Derin nefes alıp veren Yaren, "Günaydın.." dedi kısık bir sesle. Sabah ki neşesi yok olup gitmişti başına gelenlerden sonra.

Kızın yüzünü inceleyen Bedirhan gözlerindeki kızarıkları fark etmişti. Kaşlarını çatarak, "Günaydın da sen niye ağladın?" diye sordu. Kızın ağlaması onu rahatsız etti. İçi sızladı. Neden böyle hissetmişti bilmiyordu ama onun ağlaması hiç hoşuna gitmemişti.

"Hiç öylesine.." diye geçiştirdi Yaren yutkunarak.

"Emin misin?"

"Hı hı,"

Yaren'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin