Bölüm 64

66K 2.4K 193
                                    


Ertesi sabaha gözlerini ısrarla çalan telefonla açmıştı Yanmaz çifti. Gece geç yattıkları için gözlerini açmakta zorlanmışladı ama arayan kişi de bir o kadar inatla, pes etmeden üst üste aramıştı. Yarı açık gözlerle eline aldığı telefonu açan Bedirhan arkadaşı Emir'in öfkeli bir şekilde sabaha kadar, gece bulunan çilekleri aramasını uykulu bir halde dinlemişti.

Emir kendisine bulunan çilekleri haber vermeyen ikizi ve Bedirhan'a çok öfkeliydi. Sabaha kadar kimsenin çilekleri bulmadığını varsayarak dolanıp durmuş sonunda açık bulduğu ilk manavdan bolca çilek alıp eve dönmüştü. Dönmüştü dönmesine ama masanın üstünde bir kase içinde gördüğü çileklerle sinirle evi inletmişti. Uyanan Demir ve Filiz'e öfkesini kustuktan sonra da sıra arkadaşına gelmişti.

Emir'in ara sıra ettiği küfürlere sonunda dayanamayan Bedirhan, "Uyanık mısın lan sen? Sen iki hamile kadının yanında ağzına mukayyet olma, sonra da vır vır öt! Ya bulamasaydık gece gece? Ha? Ya benim kızımın cildinde leke oluşsaydı senin yüzünden? Delirtme beni ağzına tükürürüm. İyi oldu sana! Yaren ve Filiz'e şunları şehir dışına yollayın demene say pislik!" diyerek suratına kapatmıştı telefonu ama homurdanmaları durmamıştı. Gece geç yatmışlardı ve böyle bir telefonla uyanmak sinirlerini bozmuştu.

Şaşkın bir şekilde kocasına bakan Yaren, "Gerçekten leke mi olurdu kızımın cildinde eğer çilek yemeseydim?" diye sordu endişeli bir şekilde. Daha önce duymamıştı böyle bir şeyi ve içini bir endişe kaplamıştı.

Telefonunu komodinin üzerine bırakarak yan şekilde karısına bakacak şekilde dönen Bedirhan, "Emin değilim ama internette hamilelikle ilgili bir şeyler okurken gördüm. Yani gerçek olmasa bile risk alamayız. En iyisi biz Emir'i eve almayalım kızımız doğana kadar." diyerek son sözleriyle beraber sırıttı.

İçine yerleşen korkuyla kocasının dediğini duymayan Yaren, "Bir daha ki randevumuz da soralım Rezan hanıma.." diyerek yüzünü astı. Ya Bedirhan'ın bulamayacağı bir şey aşerirse? Yutkunarak, "Allah korusun.." diye mırıldandı.

Karısının korkusunu anlayan adam usulca eliyle yanağını kavradı ve kendisine bakmasını sağlayarak gözlerinin içine büyük bir aşkla baktı ve, "Korkma hemen güzelim ben arayıp sordum bile okuduktan sonra ve Rezan hanım bunun tıbbi hiçbir dayanağının olmadığını söyledi.." dedi yanağını okşayarak. Karısını rahatlatmak istiyordu.

Derin bir nefes alarak, "İyi bari.." diyen Yaren ikna olmasa bile ses etmedi. Aniden karnında hissettiği kıpırtıyla kalbinin teklediğini hissetti. Yüzüne yerleşen sıcak bir gülümsemeyle başını yan çevirerek yanağındaki elin avuç içine ufak bir öpücük bırakıp, eliyle kavradığı iri eli karnının üzerine bastırdı.

Elinin altındaki tekmelerle derin bir iç çeken Bedirhan, "Çok şükür.." diye mırıldandı, kalbinin içi huzurla dolarken. Nasıl bir mucizeydi bu böyle. Nasıl güzel bir hediyeydi kızı. Hafif kalkarak başını eğen Bedirhan dudaklarını karısının kendini iyice belli eden göbeğine bastırıp, "Şükürler olsun Allah'ım." dedi ve geri çekilip tekrardan başını yastığa yaslayıp gözlerini sevdiği kadına dikti.

Yaren'i o kadar güzeldi ki bakmaya bir ömür doymazdı. Canıydı Yaren. Sevdiğiydi, seveniydi. Siyah saçları dağılmış, zeytin gözleri ise parlıyordu. Dudakları usulca kıvrılırken, "Çok seviyorum seni," dedi parlayan gözlerle.

"Ben de," diye mırıldandı Yaren kocasının kara gözlerine büyülenmişcesine bakarak. Eli kocasının siyah, gür saçlarının arasına girerken usulca okşadı.

Gülümseyen adam karısının yanağına hızlı bir öpücük bırakıp, "Kahvaltıdan sonra alışverişe gidelim yeni kıyafetler alalım sana.." dedi.

Yaren'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin