Bölüm 46

75.6K 3.1K 35
                                    


Oturduğu yatağın ucunda karısına yüzünde sıcak bir tebessümle bakıyordu Bedirhan. Onunla artık iletişim kuruyor olması içini rahatlatmıştı. Ona bunları yaşatanlar bulunana kadar bu omuzlarında yük kalkmayacak olsa da karısının tekrardan hayata dönmesiyle biraz olsun hafiflediğini hissediyordu. Biliyordu karısının canı halen bebekleri için yanıyordu ama bundan sonra her şeyin yoluna gireceğine de emindi. Karısı bir adım atmıştı ya her şey düzelecekti. Düzelmek zorundaydı.

Bir saniye olsun ellerini bırakmayan kocasına bakan Yaren onu ne kadar özlediğini yeni fark ediyordu. Zeytin gözlerini yavaşça gezdirdi kocasının yakışıklı yüzünde. Gözleri birer yıldız gibi parlıyor olsa da perişanlığı uzayan sakallarından, çöken yüzünden ve alnındaki kazanın sebep olduğu morluktan belli oluyordu. Kendisiyle beraber o da çökmüştü. O da acı çekmişti. Bir elini kocasının avuçları arasından çıkaran Yaren usulca kaldırıp kocasının alnına dokundu hafifçe, acıtmak istemezcesine. Bedirhan'ın kaşlarını çatarak gözlerini kısmasıyla canının yandığını anlayan Yaren hemen elini indirdi. İçi gitti kocasının bu haline. Onun böyle bir dikkatsizlik yaptığı aklına gelince sinirlerinin zıpladığını hissediyordu. Kaşlarını çatarak kötü kötü baktı kocasına. Nasıl böyle düşüncesizlik yapmıştı ki?

Karısının bu haline kalbi hızlı hızlı atarken bakan Bedirhan, "Çatma kaşlarını.." dedi ne düşündüğünü tahmin ederek. Karısının kendisi için endişeleniyor olması acayip hoşuna gidiyordu. Kos koca, iri yarı adam muhtaçtı işte karşısındaki küçük karısından gelecek en ufak ilgiye, şefkate.

"Bir daha böyle bir dikkatsizlik yapma!" diye uyardı kocasını Yaren.

"Yapmam. Senin ağrın var mı? Nasılsın?" diyerek elini karısının yanağına yasladı Bedirhan. Bir an önce konuyu değiştirmek istiyordu çünkü daha sorması gereken mühim bir soru vardı.

Yanağını kocasının avucuna bastıran Yaren, "Yok. İyiyim," dedi. Ağrısı yoktu sadece bazen yanlışlıkla eli morluklara değdiği zaman sızlıyordu o kadar. Asıl acı veren hissettiği içindeki o büyük boşluktu. Ara sıra eli bilinçsizce karnına gidiyordu okşamak için oradaki varlığı ama gerçekler aklına gelince eli havada asılı kalıyordu. O el yumruk olup tekrardan yanına düşüyordu. İşte o zaman yüreğindeki o acı tarif edilemezdi.

Kocasının, "Şükür ki iyisin.." demesiyle daldığı düşüncelerden çıkan Yaren Bedirhan'ın, "Bizim buzdolabı Demir ne dedi de senin dikkatini çekti?" diye merakla sormasıyla başını eğerek, "Aslında sadece gerçekleri anlattı.. Olanları yani o kadar," diye mırıldandı.

Yaren'in başını eğmesiyle yutkunan Bedirhan eliyle karısının ensesinden tutarak başını göğüsüne bastırdı, "Anladım.." deyip burnunu karısının saçlarının arasına gömüp o güzel kokuyla ciğerlerini doldurarak. Yaren'in kokusunu içine öyle bir çekti ki sanki uzun zamandır nefessiz kalmış gibi.

Alnı kocasının göğüsüne yaslı olan Yaren kısık çıkan sesiyle içini yakan o soruyu sordu, "Ben seni çok mu üzdüm Bedirhan? Çok mu yalnız bıraktım?" diye. Demir abisinin söyledikleri ve kocasının çöken yüzünü görmesiyle aklı başına gelmişti sanki. Kendisiyle beraber kocası da mahvolmuştu ve Yaren bunu fark etmemişti bile. En çokta bu gerçek yakıyordu canını.

Yaren'in ses tonundan hoşlanmayan Bedirhan hemen iri elleriyle karısının yanaklarından tutarak kendisine bakmasını sağladı ve, "Hayır sakın böyle düşünme ben hep senin yanındaydım, yalnız değildim. Sen sadece kendinde değildin ama varlığın bile bana yetiyordu. Sen üzüldün bende senin kadar seninle üzüldüm ama geçecek hepsi. Biz beraber atlatacağız hepsini.." diyerek karısının kendisine cevap vermesine fırsat vermeden dudağını onun narin dudaklarına bastırdı. Başta sadece derin bir nefes alarak kıpırdanmasa da sonra özlemle öpmeye başladı hasret kaldığı dudakları. Ne kadar da çok özlemişti.

Yaren'imHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin