Bir hafta sonraO yaşanan yanlış anlamanın üzerinden bir hafta geçmişti. Ve dolu dolu geçen bir hafta sonrasında Emir muradına ermiş ve sevdiği kızı istemişti. Aşık olduğunu haykırarak Ahmet babasının başının etini yemişti sevdiğini istemesi için ve başarmıştı sonunda. Kardeşinin ve diğerlerinin acele ediyorsun demelerini umursamadan Lale'sini Allah'ın emriyle istemişti. Kız isteme merasimi, her ne kadar müstakbel kaynanası sayesinde soğuk terler dökmesine sebep olsa da kendisi sonuça bakıyordu. Öyle ya da böyle vermişti babası sevdiğini. Önemli olan da buydu.
Kız evinden çıkan gençler ve Ahmet baba yavaş yavaş evlerine doğru yürüyorlardı. Gece olmasına rağmen güzel olan havanın tadını çıkarıyorlardı uzun süren bir kız isteme sonrası. Demir karısıyla yan yana yürürken yüzünü şekilden şekile sokuyordu kahkahasını durdurabilmek için ama olmuyordu. Onun bu hali bir kişi hariç herkesi gülümsetiyordu. Gülüşmeleri süslüyordu karanlık sokağı.
"Gülme lan," dedi sertçe Emir, kravatını sinirle çözerken. Bu sözlerinden sonra gülüşmeler daha da artınca iyice kaşlarını çattı adam. Gözleri kendisine sırıtan yaşlı adama değince çocuklar gibi, "Baba sen yapma bari.." diyerek isyan etti.
Emir abisinin bu haline tebessüm eden Yaren onun için içten içe üzülüyordu çünkü Lale'nin annesiyle başı dertteydi. Kadın iki saat içinde durmadan sorular sorup bezdirmişti abisini. Kız istemeye değil de sanki sorguya çekilmeye gitmişlerdi. Tabi kız annesiydi, her şeyi sorup öğrenmek hakkıydı ama kadın dozunu biraz değil baya kaçırmıştı.
"Yandın abi sen." dedi Yaren sırıtarak.
"Abim sen yapma bari.."
Pis pis sırıtan Filiz'de, "Emir abi Allah yardımcın olsun.." dedi alay yüklü bir sesle.
Duyduğu sesle hemen öfkeli bakışlarını yengesine çeviren Emir, "Sen hiç konuşma yenge hanım! Ulan evimizde yılan beslemişiz. İki dakika da sattın beni!" diyerek sesini yükseltti.
Emir'in sinirlenmesini aldırmayan Filiz alaycı ses tonuyla, "Ne yapayım Emir abi kızı istiyorsan kaynanaya iyi davranacaksın, ben de kaleyi içten fethetmek için suyuna gittim kadının.." dedi.
Yengesinin sözleriyle iyice zıvanadan çıkan Emir hayretler içinde, "Suyuna mı gitmek? Ulan kız razı evlenmeye, babası vermiş kızı, içtik o kahveye benzemeyen zehiri. Allah aşkına söylesene sen kimin suyuna gidiyorsun acaba? Bir de demiyor mu en az bir sene nişanlı kalsınlar. Şeytan diyor bir kaşık su da boğ.." dedi.
"Kimi boğuyorsun sen? Haklı benim karım daha birbirinizi tanımıyorsunuz bile.." dedi Demir düşüncelerini belirterek ve ekledi, "Ne acelen var? Kaçmıyor ya kız." diye.
"Aşığım ulan seviyorum size ne?!" diyerek kendinden emin ve bir o kadar sert bir şekilde konuştu Emir.
Emir'in bu haline sırıtan Demir bir türlü aklından çıkmayan kardeşinin Lale ile tanışma anı ile, "Doğru köpekten kaçarken aşık olmuştun değil mi sen?" diyerek güldü.
Emir abisinin somurtmasıyla onun bu haline dayanamayan Yaren, "Sakin ol abi, aldık kızı nasıl olsa." diyerek içten bir şekilde gülümsedi.
Kardeşi gibi gördüğü Yaren'e gülümseyen Emir hemen yanına giderek, "Gel kız buraya.." deyip kolunun altına çekti ve diğerlerine kötü kötü bakarak, "Herkesin gerçek yüzü bugün çıktı ortaya zaten." dedi.
Arkadaşının bu hareketine sinirlenen Bedirhan hızla karısını kolundan tutarak kendine doğru çekti. Ahmet babası yanlarında diye elini bile tutmamıştı ama Emir'in bu hareketi onu kıskandırmıştı. Kendisi ona yaklaşmamak için uğraşırken arkadaşının kolaylıkla böyle yapmasını kıskanmıştı. Öfkeli bakışlarını Emir'in üzerinden ayırmadan sertçe, "Evlenmeden ölmek istemezsin değil mi?" diyerek tısladı arkadaşına doğru.