Bir güne daha yan yana mutlu bir şekilde uyanmıştı Yanmaz çifti. Ağızlarından dualar, şükürler eksik olmaksızın devam ediyorlardı yaşamaya. Her şey çok şükür yolundaydı. Bebekleri sağlıklıydı. Keyifler de aslında yerindeydi ta ki Bedirhan ekmek almak için evden çıkıp geri gelene kadar. Aslında mahalledekilerden duyduklarını umursamıyordu ama canını sıkan tek şey mahallenin ağzına sakız olmalarıydı. Hele de kendi adının o kadının adıyla beraber anılmasını istemiyordu. Yabancıydı o kadın. Kendisiyle alakası yoktu. Olmayacaktı da.Bozulan keyifini karısına yansıtmamaya özen göstererek geçirmişti kahvaltıyı Bedirhan. Hayatının anlamının da keyfini kaçırmak ve onu üzmek istemiyordu. Yaren gözünden sakındığıydı, değerlisiydi ve boş yere onu huzursuz etmek istemiyordu.
Karısının, "Bedirhan.." diye seslenmesiyle daldığı düşüncelereden sıyrılan Bedirhan bakışlarını karısına çevirerek kendisine bir şey söylemek için hazır bekleyen karısına, "Söyle güzelim, hadi söyle de rahatla.." dedi gülümseyerek. Bu sözlerle onu kızdıracağını biliyordu ama biraz ona takılmak istiyordu. Ne isteyeceğini bilmiyordu ama karısının her isteği bir emirdi onun için ve Yaren'in şunu istiyorum demesi yeterdi.
Kocasının alaycı tavrıyla somurtan Yaren, "Niye öyle diyorsun ki belki isteyeceğim şeyi sen de isteyeceksin.." dedi gözlerini kısarak. Madem kocası oyun istiyordu Yaren'de oyunu kuralına göre oynayacaktı. 'Dışarı çıkalım mı' diye soracaktı ama vazgeçmişti.
Tek kaşını karizmatik şekilde kaldıran Bedirhan, "Söyle o zaman.." dedi merak içeren bir sesle.
Yanında oturan kocasından bakışlarını kaçıran Yaren, "Yok vazgeçtim." diyerek ayaklandı ve salonun çıkışına doğru yürüyüp kapıda durdu. Başını usulca çevirip kocasına baktı ve, "Öpeyim mi diyecektim ama neyse.." diyerek eliyle geçiştirdi. İşte intikam böyle alınırdı.
Duyduklarıyla yüzündeki gülümseme silinen Bedirhan, "Siktir.." deyip hızla ayağa kalkarak karısının arkasından koştu ve onun salondan çıkmasına müsaade etmeden dikkatle kendisine çekip sert olmayacak şekilde çevirip sırtını duvara yasladı, "Kaçıramam böyle güzel fırsatı hadi öp bakalım.." diyerek.
Kocasının ani hareketiyle öylece kalakalan Yaren ne diyeceğini bilemedi bir an. Böyle bir hareket beklemediği için şaşırmıştı. Başını kaldırarak kendisine büyük bir aşkla bakan kocasına baktı ve gülümsedi.
Boyunun kısa olmasıyla Bedirhan'da başını hafifçe eğmişti Yaren'e doğru.
Yaren kendisine beklentiyle bakan kocasına bir şeyler söylemek için tam ağzını açmıştı ki duyduğu zil sesiyle kıkırdamadan edemedi. Bedirhan'ın kaşları çatılırken Yaren sırıtarak, "Ya beni başta dinlesen böyle olmazdı işte.." dedi.
Hızlı bir şekilde karısının yanağına bir öpücük bırakan Bedirhan geri çekilerek söylenmeye başladı, "Şansıma tüküreyim zaten ben kim şanslı olmak kim. Kim kaybetmiş ki ben bulayım.." diyerek.
Kocasının bu haline elinde olmadan kıkırdayan Yaren, "Ne söylendin ya," dedi gülmemek için dudaklarını birbirine bastırarak.
"Yaren git şu kapıyı aç sinirlendirme beni,"
Yaren hemen kapıyı açmak için salondan çıktı. Bedirhan halen homurdanıyordu. Çok geçmeden de içeri Ahmet babası, Emir ve Demir girdi arkalarından da Yaren.
Bedirhan hemen ayağa kalkıp, "Hoş geldiniz," dedi düz bir şekilde, onları az önce bozdukları an için gördüğüne hiç de memnun olmamıştı.