Odama girince aynanın karşısına geçtim ve üzerime geçirdiğim t-shirtü yavaşça kaldırıp karnıma baktım. Vücudumun diğer bölgeleri gibi albino beyazlığına sahip karnımın yan tarafında kenarları sarımsı yeşilimsi bir hal almış olan siyah bir leke vardı. Öğle arasında dirseğini karnıma geçiren oğlan oldukça güçlü olmalıydı ki karnımı bu kadar berbat bir hale getirebilmişti. Yemek masasına otururken hissetmiştim acısını, önceden de vardı biraz acı ama bu derece kötü olduğunu tahmin etmemiştim. Midemin kalkmasına neden olan siyahlığa bakmayı kesip t-shirtümü geri indirdim ve bu sefer yakasını çekiştirerek omzumu meydana çıkardım. Tahmin ettiğim gibi orada da morarmış bir bölge vardı ama neyse ki karnımdaki kadar kötü bir morluk değildi omzumdaki.
Derin bir nefes bırakırken omzumu da kapattım. Aslında ilk gün için baya iyi sayılırdı. Çok fazla itilip kakılmamıştım hatta bir kişiyle gayet normal bir şekilde konuşabilmiştim bile! Üç sene boyunca değiştirdiğim üç özel okuldan sonra devlet okuluna gitmem fikri babamdan çıkmıştı, orada da benim gibi farklı çocuklar olabileceğini onlarla iyi geçinebileceğimi savunmuştu. İlk günden bir şey söylemek zordu aslında yine de buraya alışabilirmişim gibi hissediyordum.
Karnımdaki acı yüzünden inlememeye dikkat ederek yatağa uzandım ve tavanı seyretmeye başladım. "Bazı kararlar almalıyım." sanki tavanda beni dinleyen birileri varmış da onlarla konuşuyormuşum gibi sesli söylemiştim. "Gay oğlan yaftasının yanına bir de inek öğrenci olmak istemiyorum. Bana inek deyip dalga geçmeyecekleri kesin ama arkamdan konuşacaklar, şuna baksana nasıl da zeki? Acaba onun türü hep böyle mi? Zeki olsa kaç yazar yumuşak o. Kesin kopya da vermez, baksana burnu bir karış yukarda! İnekler hep öyle olmaz mı zaten? Hahahaha!" sessizce kötü karakter kahkahası attıktan sonra gözlerimi kapatıp bir süre kendimi, kendi karanlığımda boğdum. "Bu sefer böyle olmamalı, gerekirse sınavlarda soruları bildiğim halde yanlış cevap veririm, ya da hiç yazmam." Gözlerimi açıp yeniden beni dinleyen tavana diktim. "Bu iyi bir fikir, her ne kadar ailemi memnun etmeyecek olsa da... Önemli değil eğer mutlu görünürsem bunu da umursamayacaklardır."
"Ve en zor karar..." dedim artık okul değiştirerek ailemi üzmek ve onları benimle daha fazla uğraşmak zorunda bırakmak istemiyordum, benim için endişelenmelerini ve sırf bu yüzden stres yapmalarını da istemiyordum işte bu yüzden... "Bu okulda bana ne olursa olsun, onlara bunu hissettirmeyeceğim." burnum sızlamaya başlamıştı, aklıma dolan anılardan kurtulmak için gözlerimi kapattığımda bir damla yaş yuvarlanarak yanaklarımdan aşağı düştü. Sol kolumu kaldırarak gözlerimin üzerine siper ettim ve yaşların gözlerimden düşmesine izin verdim.
Lacivert ve siyah renklerinin üzerinde oynaşan sarı-kırmızı-turuncu ışıklar oldukça bulanık görünüyordu, gözlerimdeki yaşlar yüzünden olmalıydı.
"Bakın bakın kimler gelmiş? Bizimle oynamaya mı geldin yoksa!" Çok içtiği sesinden bile belli olan oğlana doğru döndüm. Buraya neden gelmiştim ki? Onlara inanıp da peşlerine neden takılmıştım acaba? Annemi arayıp arkadaşlarımla gezeceğimi söylediğimde benim adıma sevinmişti, ama bu gezmenin gidip içki içmek olduğunu bilseydi sevinmezdi herhalde.
Ben hiç içmemiştim ve bundan sonra da içmeye pek niyetim olduğu söylenemezdi. Bu yüzden kollarımı tutup yanaklarımı bastırarak ağzıma dökmeye çalışmışlardı, şimdiyse buradaydık ve sınıfımda olan diğer oğlan karşımda durmuş bana sırıtıyordu. Renkler daha da bulanıklaşıp birbirinin içine girerken bir çıkış yolu aramaya çalışıyordum ama gittikçe koyulaşan renkler beni aralarına alıp boğmaya çalışıyordu, hepsi incelip bükülüp karnıma girmeye başladılar, bütün dünya karnıma sığmaya çalışıyormuş gibiydi, nefes alamıyordum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşk
RomanceBilirsiniz işte, bazı insanlar farklıdır, mesela her kız narin ve kırılgan olmayabilir, ya da her erkek sert mizaçlı ve odun değildir. Bunun erkek ya da kadın olmakla bir ilgisi yoktur aslında, duyguların ilgisi olan tek şey insan olmaktır. Ve bazı...