~41

1.5K 115 21
                                    

Hayır bu hikayeyi unutmadım ama az sonra okuyacağınız bölüm beş kereden fazla silinip yazıldı. En mükemmeli olması gerekiyordu. En son silmeyi de herhalde bilgisayar yazıp yazıp silmeme alışmış olacak ki kendi sildi. Yoksa çok daha önce ve çok daha uzun olarak gelecekti bu bölüm. Neyse üzgünüm bölümün en iyisi olması gerekiyordu ama yine de içime sinmedi. Çünkü anlatmak istediğim düşünceleri yeterince iyi yazıya aktarabildim mi emin değilim...

      "Nasıl yani? Aslı'ya gerçekten bunları mı söyledin?"

    Kumral saçlarını tepesinden bağlayıp gelişigüzel bir topuz yapmış olan ablasının şaşkın yüzüne baktı. Kendi de şaşırıyordu aslında bu duruma,  bu lafları gerçekten de arkadaşına söylemişti. Yavaşça kafasını salladı.

    Tezgâhın üzerindeki bulaşıkları yıkama işine geri dönen ablası bir süre sessiz kaldıktan sonra "Sen bir insana böyle şeyler söyleyecek biri değilsin, hem de çocukluğu beraber geçirdiğiniz en yakın dostuna... Aslında başka bir şey yapmak istiyor olabilir misin?"

    "Başka bir şey mi?" diye sorarken ablasının dediğini kafasında tartmaya başlamıştı.

    "Mesela, bir adam karısına yıl dönümü sürprizi hazırlıyordur ama karısı bunu anlamasın diye ondan uzak durur ve soğuk davranır."

    "Demek istediğini anladım... Ben..." Düşünceleri başka bir yöne kaymaya başladığında mırıldandı. "Bilmiyorum, Aslı benimle ilgilenmek yerine kendi üzerine ilgiyi isteyince bir anda sinirlendim ve ne söylediğimin farkında değildim..."

    "Ona anlatacağın bir şeyler mi vardı?"

    Bu soruya cevap vermek yerine kendi kendine konuştu. "Ben çok kötü bir arkadaşım... Neden yaptım?"

    "Peki Aslı'yla aranızdaki bu mesafenin nedeni neydi? Siz hep birbirinize öncelik tanırdınız?"

    "Ne değil, kim..." dedi Deniz omuzları düşük bir şekilde. "Akher..."

    Ablası yeniden bulaşık yıkama işini bırakıp Deniz'e dönerken gözlerinde gerçekten şaşkınlık vardı. "Çuha çiçeği?"

    "Onun garip biri olduğunu düşünüyorum ve bu yüzden onunla arkadaş olmak istiyorum. Aslı da bu durumdan hiç hoşlanmıyor..."

    Ablası onun sözünü kesti. "Bir oğlan için arkadaşını mı satıyorsun? Sen iyi misin? Yoksa aşık mı oldun?"

    Deniz bir robot gibi mekanik hareketlerle başını kaldırdığında gözlerinden sadece ama sadece şaşkınlık okunuyordu. Dili beyinciğinde bir refleks haline gelmiş cümleyi tekrar etti yine "Biliyorsun sadece beni yenebilen bir erkeğe aşık olurum..." Bu doğruydu evet ama hissettiği şeylere sadece merak diyemiyordu.

    Ablası "Duygularını artık serbest bırak..." dediğinde düşüncelerinden sıyrılıp ona baktı; yüzündeki yarı üzgün ve yarı kararlı ifade ve kendinden emin duruşu onun şimdi söyleyeceklerini uzun süredir düşündüğünü ortaya koyuyordu.

    "Nasıl..." diye başlayıp bir soru soracakken ablası onun sözünü kesti. Sanki kelimeler hemen ağzından çıkmazsa kuş olup uçacaklar gibiydi.

     "Annem ve babam öldüğünden beri duygularını kalbindeki bir kafese hapsetmiş gibisin... Farkında değilim sanma. Hiçbir şey yokmuş gibi davranıyorsun. Sanki seni hiç etkilememiş gibi! Görünüşünle ördüğün o sert duvarın arkasına saklamışsın üzüntünü senin bile haberin yok! En azından Aslı var diye avunuyordum ama sen onu bile kendinden uzağa itmeye çalışıyorsun."

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin