Bir insan için bu kadar endişelenmek normal miydi?
"Normal değil..." diye mırıldandı. Onu rahatsız eden bir şeyle başını kaldırdı ve ona dikkatli dikkatli bakan iri yeşil gözlerle karşı karşıya geldi. Aklına Akher'in gözleri düşerken karşısında oturup dik dik ona bakan sarışın kızın biraz Akher'e benzediğini düşündü ister istemez. Gerçi o burada olsaydı, bir kıza benzetildiği için köpürürdü kesin! Onun sinirden çatılmış kaşları ve kötü bakışları aklına düşünce istemsizce gülümsedi ama bu kötü bir hareketti çünkü karşısındaki kız gözlerini kaçırmıştı ayrıca yanakları da kızarmıştı ki bu da iyi bir şey değildi. Ne yani, üzerinde lise forması vardı, liseye giden bir erkeğin saçlarını uzatmasına izin verilmeyeceğini düşünemeyecek kadar aptal mıydı bu kızlar da kendisini erkeğe benzetmekle kalmıyorlar bir de üstüne etkileniyorlardı? Hızla yüzündeki gülümsemeyi silerken aslında Akher'le aynı şeyi yaşadıklarını düşündü ikisi de ait olmadıkları ve ait olmak da istemedikleri cinse benzetiliyorlardı.
Telefonu çaldığında aklındakilerden arınıp elindeki telefonun ekranına baktı. Yanıp sönen ekranda "Şura" yazıyordu. Daha az önce Akher'le konuşup ona bir şeyler söylemiş olan Şura şimdi kendisini aradığına göre kesin konuşacağı konu Akher'le ilgiliydi. İkinci kez çalmasına izin vermeden açtı telefonu. "Efendim?"
"Merhaba Deniz! Laf salatasından hoşlanmadığını bildiğim için hemen konuya gireceğim. Akher'le ilgili."
"Dinliyorum." Bu kadar ciddi bir konu konuşuyor olmasalar aynı Akher gibi kısacık bir cevap verdiğine gülebilirdi ama Şura'nın sesi "Alaya alınacak bir durum değil." diye bas bas bağırıyordu resmen.
"Endişelenmesin diye ona bazı şeyleri söylemedim ama onun yakınında olan birilerinin bunu bilmesi lazım. Kaan göründüğü kadar masum biri değil."
"Nasıl göründüğü kadar masum biri değil?" Aklına bazı şeyler geliyordu ve bu bazı şeyler nedense hiç hoşuna gitmiyordu. Büşra bu belayı nereden bulmuştu da sarmıştı başlarına...!
"Ne demek istediğimi anladığını düşünüyorum. O psikopatın teki. Dikkat edin."
Anlamıştı, belalıydı, sağı solu belli olmayan psikopat tiplerdendi ve şimdi de gözüne Akher'i kestirmişti. Alnında atan damarı hissedebiliyordu. Telefonu kapattığında inmesi gereken durağa geldiklerini fark etmişti bir hışımla kalkıp kapıya gitti. Kaan şu an önünde olsa kendi elleriyle gayet rahat bir şekilde parçalayabilirdi onu!
Otobüsten inip ablasının iş yerine doğru yürürken sinirden dişlerini sıkıyordu resmen. Aslı'ya asılan erkekleri benzetmeden önce hissettiği öfkeden başka bir şey vardı içinde bunun farkındaydı ama ne olduğu konusunda hiçbir fikri yoktu ki bu onun daha çok canını sıkıyor ve öfkelenmesine neden oluyordu. "Önüme biri çıksa da kaşının üstünde neden gözün var diye şöyle bir güzel dövsem." diye düşünmeye başlamıştı.
Sakinleşmek için derin bir nefes aldı. Kaan şu an Akher'in yanında değildi, o zaman endişelenecek ya da sinirlenecek bir şey de yok demekti.
"Deniz!" arkasından gelen kalın erkek sesiyle beraber hemen döndü. Karşısında uzun boylu, hafif kaslı biri duruyordu. Gözlerini kısıp adamı baştan aşağı süzdükten sonra kim olduğunu hatırlamıştı. Kısılan gözlerine bir de çatılan kaşları eklendiğinde tükürür gibi "Hala ölmemişsin." dedi. İçten içe seviniyordu çünkü aradığı fırsat ayağına kadar gelmişti. Öfkesini rahatlıkla bu adamın üzerine kusabilirdi. Geçmişte ondan küçük bir kız tarafından dövülmeyi hazmedemediği için türlü oyunlara başvurmuş ve bu oyunların hepsi de bertaraf edilmiş pislik herifi duvara fırlatılmış amele sümüğünden beter etmek hiç problem olmazdı. Zaten karşısındaki de kavga için ona seslendiğini belli edercesine burnunun üstünden bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşk
RomanceBilirsiniz işte, bazı insanlar farklıdır, mesela her kız narin ve kırılgan olmayabilir, ya da her erkek sert mizaçlı ve odun değildir. Bunun erkek ya da kadın olmakla bir ilgisi yoktur aslında, duyguların ilgisi olan tek şey insan olmaktır. Ve bazı...