"Buna sevindim." Oğlanın soluk halinden biraz sıyrılıp canlanmış gibi gözlerine bakarken aldığı hediyenin beğenilmiş olması gerçekten hoşuna gitmişti. Geçip yanına oturdu o da. Göz ucuyla dün o adamın tuttuğu bileği kontrol etti. Tam da tutulan yerde genişçe bir bileklik duruyordu. İyi kamuflaj diye düşündü.
Akher kulaklıklarını ve telefonunu özenle çantasının içine yerleştirirken sanki merak ettiği bir şey varmış ama soramıyormuş gibiydi. Büyük ihtimalle dün ile alakalı bir şey olduğunu tahmin etti ama o konuştuğunda bambaşka bir konudan bahsedince bir an afallar gibi oldu.
"Aslı'yla aranız düzeldi mi?" Yani merak ettiği konu bu muydu? Anlaşılan bu küslük meselesi onun için, kendisinin iki katı bir oğlanı alt eden kızdan daha önemliydi. Hem buna hem de gerçekten de hala Aslı'yla arasının bozuk olmasına matemli bir tebessümle güldü.
"Hayır. Bu kadar uzatacağını düşünmemiştim."
"Anlıyorum." Bunu dedikten sonra başka hiçbir şey söylemedi ya da söyleme girişiminde bulunmadı halbuki kız ona tavsiyeler vereceğini, bu konuyu sırf bu yüzden açtığını düşünmüştü. Ve oğlanın bu hareketinden gerçekten hoşlandı. İnsanlara bir derdini anlattığında sadece içini dökmek için anlatıyordu onlardan herhangi bir tavsiye istemek için değil ama anlattığı kişiler her zaman şöyle yapmalısın ya da böyle yap gibi şeyler söyleyip duruyordu ve o bundan gerçekten hoşlanmıyordu.
"Akher, garip bir insansın." Oğlanın şaşkınlıktan büyüyen gözleri kendisini bulduğunda onun bu şapşal ördek gibi görünen haline elinde olmadan güldü. Televizyondaki o saf ama zeki insanların gerçek hayatta da var olabileceğini hiç düşünmemişti ama tam karşısında duruyordu!
Oğlanın şaşkın hali yerini eski dalgın ve ciddi haline bıraktığında mizah anlayışı olmadığını bir kere daha ortaya koymuştu. "İyi anlamda garip." dediğinde oğlanın bu şakadan anlamaz haliyle çok eğleniyordu. "Farklı birisin bunu kast ettim. Ve bu iyi bir şey." Yüzündeki en ufak bir değişikliği yakalamak için dikkatle inceliyordu, Akher ona bakmadan yavaşça başını salladı. Ve kısık sesiyle konuştu.
"O zaman teşekkür ederim."
Sınıfa öğrenciler birer ikişer gelmeye başladığında Akher'in dilini nasıl çözeceğini düşünüyordu. Tanıdığı ketum insanlar arasında konuşması en zor olandı. İfadelerinden ne düşündüğünü apaçık okuyabiliyordu ama bu işini kolaylaştırmıyordu.
Büşra ve Sevde'nin arkasından Aslı girmişti sınıfa, Deniz'e doğru akşam uyumadığı belli olan gözleriyle kaçamak bir bakış attıktan sonra başını dikleştirip havadaki burnuyla beraber geçip yerine oturdu.
"Günaydın Akher! Deniz!" Büşra'nın neşesinden dünden beri hiç eksilmemişti anlaşılan.
"Sana da günaydın Neşeli İnsanlar Ülkesinin Mutlu Kraliçesi."
Akher yanında gülerken Büşra'nın da gülümsemesi genişledi. "Kraliçenize boyun eğin halkım!"
Oğlanı güldürdüğünde, sanki mutlu olmuştu... Garip his karnında ufak bir hareketlenmeye sebep oldu.
***
Tenefüste yine Aslı'nın dışarı çıktığını görünce yalnız başına takılmaktan çok sıkılacağı için Akher'i de peşinden sürükleyip dışarı çıktı. Kaç yıllık arkadaşlardı, küs bile olsalar ona biri bir laf edecek olsa gözünü kırpmadan ölesiye döverdi.
İki dakika içinde etrafına bir sürü insanın üşüştüğü kızın arkasından sabah ayazının son demlerini yaşayan havanın insanın açıkta kalan tenini ısırdığı bahçeye çıktılar. Deniz'in anlamadığı şey arkadaşının böyle saçma bir nedenden ötürü kıskançlık yapmasıydı. Birbirine bu kadar yakın iki insan nasıl olur da diğerine "Kimi seviyorsun?" diye sormadığı halde kendisine özel bir durumunu anlatmadığı için kızıp öyle kötü laflar söyleyebilirdi? Asıl canını yakansa ortada sevdiği biri olmadığı halde kızın bu yüzden ona küsüp uzaklaşmış olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşk
RomanceBilirsiniz işte, bazı insanlar farklıdır, mesela her kız narin ve kırılgan olmayabilir, ya da her erkek sert mizaçlı ve odun değildir. Bunun erkek ya da kadın olmakla bir ilgisi yoktur aslında, duyguların ilgisi olan tek şey insan olmaktır. Ve bazı...