~52

1K 78 13
                                    


***

   Evin en büyük kızı salonun kapısından şöyle bir içeri baktı, kendini göstermek istemediği için son derece sessizdi. Deniz içeride her şeyden habersiz bir şekilde bir komedi programı izliyor ama bütün esprilere buz gibi bir ifadeyle bakıyor, sesini bile çıkarmıyordu. Damla iç çekerek kapıdan uzaklaştı ve saate baktı. Vakit neredeyse tamamdı. Bu sefer dış kapının yanına gidip elinden geldiği kadar sessiz bir şekilde açtı. Ama yakalanmıştı.

   "Abla? Biri mi geldi?" içeriden Deniz'in sesi geldiğinde merdivenlere göz attı hızla, görünürde kimse yoktu.

   "Ev çok havasız kapıyı pencereyi açtım biraz havalansın diye!" verdiği cevaptan sonra herhangi bir ses ya da homurtu gelmediğine göre sorun yoktu. Zaten son zamanlarda Deniz her şey karşısında böylesine sessiz duruyordu -neredeyse o akşam ona söyledikleri yüzünden suçlu hissedecekti- bu yüzden en küçük kardeşi ve Aslı'nın annesiyle bir plan yapmışlardı. İşe yarayacağından emindi. Merdivenlerin başında nefes nefese kalmış iki kızı gördüğünde yaptıkları bu plan başarıya ulaşmak üzereydi. Derya, Aslı'nın ağzını bezle bağlamış kollarından tutarak onu merdivenlerden yukarı çekiyordu. Hemen dışarı çıkıp Derya'ya yardım etmek için öne atıldı ve kızın diğer kolunu da o tuttu. Aslı çırpınıp kurtulmak için uğraşırken onu eve sokmuşlardı bile. "Aliye teyze nerede?" diye sordu Derya'ya çünkü planlarına göre Derya, Aslı'yı tek başına zapt edemezse diye o da yanlarında gelecekti.

   "Çorbayı daha yeni ocağa koymuş sadece evin kapısına kadar geldi sonra geri döndü." O başını salladıktan sonra kollarından tuttukları kızı evin içine soktular.

   İkisi çırpınmaktan saçı başı dağılmış kızı Deniz'in olduğu salondan içeri atıp kapıyı da hızla üzerlerine kilitlediler. "Aranızdaki problemi halletmeden sizi oradan çıkamayacağız!" Bağıran büyük kardeşti. Hemen ardından Derya da bağırdı onlara. "Yemek ya da su yok! Ya barışırsınız ya da... Ölürsünüz!"

   İçerideki iki kız birbirlerine şaşkınca bakarken Deniz uzandığı koltukta doğrulmuş Aslı da ağzındaki bağırmaya çalışırken tükürükleriyle ıslattığı bezi çıkarmıştı. Doğrusu buraya gelmemek için çok uğraşmıştı ama Derya kendi hassas bünyesinden beklenmeyecek bir güce sahipti... Kapının önünde dikilen ikilinin gittiğini belirten ayak seslerini duyduklarında ne yapacaklarından emin olmayarak bakışlarını birbirleri dışında herhangi bir yere çevirmişlerdi. Aslı onunla hiçbir şekilde uzlaşma yoluna gitmemekte kararlıyken Deniz konuya nereden girmesi gerektiğini düşünüyordu. Uzun zamandır o da Aslı'yla arasını düzeltmek istiyordu ama tek düşündüğü konu bu değildi ve içinden çıkamayacağı bir hale bürünmüştü neredeyse her şey. Bu yüzden hiçbir sorununa da çözüm bulamıyordu.

   Arkadaşı ayağa kalkıp karşı taraftaki koltuğa oturduğunda gözleriyle onu takip etti. Onun inadını biliyordu, kesinlikle konuşmayacaktı ve ilk adımı Deniz'den bekleyecekti. En sonunda düşüncelerini bir sıraya koyamayacağını fark edince bodoslama olarak konuşmaya dalmaya karar verdi. Arkadaşı ona cevap verir miydi bilmiyordu ama içindekileri Aslı'dan başka anlatacak kimsesi de yoktu. Hayatında ilk defa anlatamadığı şeyler yüzünden boğulacağını hissediyordu. Deniz en derin duygularını bile hep içinde yaşayan bir insandı, bu konuda ablası o kadar haklıydı ki... Çünkü duygusal olduğu zaman diğerleri onu daha çok kırmak için orada oluyordu hep. Bu yüzden başka insanlarla arasına bir set çekmek, en yakınındakileri bile içinin kuytularına almamak konusunda kendinin bile daha yeni fark ettiği sert bir kuralı vardı. Ablasını, kardeşini hatta Aslı'yı bile içeri almamıştı ama şimdi oğlanın biri yüzünden yıllardır inşa ettiği o sarsılmaz kişiliği darbe alıyor ve cesedini mumyalayıp mezara indirdiği duygusal tarafı hortluyordu. "Ben de olsam kıskanırdım." dedi Aslı'ya. Sonra söylediğinin yeterince açık olmadığını fark edince hemen açıklamaya girişti. "Eğer senin hayatına birden bire başka biri girse ve sen benden çok onunla ilgilenmeye başlasan senin yaptıklarının aynısını yapardım." Gözlerini dizlerinin üzerine koyduğu ellerine çevirdi. Aslı'nın katı yüzüne bakmak konuşmaya devam etmekteki cesaretini kırıyordu. "Sana söylediğim şeyler çok acımasızcaydı. Özür dilerim. Aslında öyle düşünmüyordum sadece senin bencil olduğunu ve benimle ilgilenmediğini düşünerek sinirlenip ağzımdan çıktılar... Bir anda içimde her şey değişti... Nasıl anlatacağımı bilmiyorum hala ama öyle karmaşık hissettim ki bocaladım... Ve kabul et bu süreçte sen de çok bencil davrandın. Bana yardım etmek yerine kendini düşündün ama yanlış anlama seni suçlamıyorum Aslı, çünkü ben de olsam aynen senin yaptığını yapar hatta üzerine aramızı bu hale sokan kişinin suratına iki de yumruk çakardım."

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin