Haftanın son sınavını da atlatmıştım ama ruhum bedenimden çekilmiş gibi hissediyordum. Ön sıramda oturan kızın elinde farklı bir kitap görünce ona doğru uzandım ve sayfanın üst kısmında yazan kitabın ismini okumaya çalıştım. "Haşlanmış Harikalar Diyarı ve Dünyanın Sonu" ismi sesli mırıldandığım için başını okuduğu satırlardan kaldırıp henüz kitabın hayal aleminden sıyrılamayan hülyalı gözleriyle bana baktı. "Senin daha çok Stephen King sevdiğini sanıyordum?" Diye sorduğumda gözlerini kırptı ve saniyelik bir farkla bıkmış bir ifade yerleşti yüzüne. Büşra'nın elinde genelde korku romanları oluyordu bu yüzden biraz şaşırmıştım.
"Dün geceden beri okuyorum, hatta iki yüzüncü sayfaya geldim neredeyse ama ne anladın diye bir sor bana." İç çekti ve ben susup devam etmesini bekledim. "Hiçbir şey anlamadım. Ne anlatıyor bu adam? Nasıl bir dünyada yaşadığını kesinlikle merak etmiyorum." Pat diye kapattı kitabı ve sırasının altına fırlattı. "Başka bir yol bulmalıyım." Diye kendi kendine konuştuğunda olayı anlayarak gülmemek için dudaklarımı dişledim. Geçen konuştuğumuz Alp'in yanına yakışan kız profilini fazla ciddiye almış gibi duruyordu. Oysa ben sadece dalga geçiyordum, Alp de köşeye sıkıştığı ve utandığı için saçmalıyordu
"Belki de sergileri denemelisin." Diye sürdürdüm oyunu. Dikkatini çektiğimi görünce de biraz daha heveslendirdim. "Bir resim sergisi hem eğlenceli olabilir hem de seni o kitabı okuyarak olmak istediğin biri gibi gösterebilir."
Gözleri kısılınca bu teklifi değerlendirdiğini düşündüm sonra göz bebekleri parladı. Yüz ifadesi yüzünden irkilip refleks olarak geri yerime oturmuştum. "Haklısın." Dedi neşeli bir ses tonuyla. "O kitabı okuyarak vakit kaybetmek yerine bir sergiye gitmeliyiz!"
"Dur. Biz mi?" Bana cevap vermeden yerinden fırladı ve neredeyse depar atarak çıktı sınıftan. O an onunla eğlenmek gerçekten eğlenceliydi ama hafta sonu kendimi bir fotoğraf yarışmasının sergisinde bulmak için aynı şeyi söyleyemezdim.
Önce hafta sonu hepimizin boş olduğunu öğrenmiş, sonra internetten belediyenin etkinliklerini araştırmış ve en son bir fotoğraf yarışmasına katılan eserlerin sergileneceği halka açık bir etkinliğin cumartesi günü yapılacağını öğrenmişti. Kızdaki azme hayrandım ama tatilimi yatağımda yatıp anime izleyerek ya da kitap okuyarak geçirmek yerine insanların arasında beklediğimin aksine gürültülü olan bu sergi salonunda harcamak ona verdiğim aklı geri almak istememe neden oluyordu.
Önümdeki üzerine gölgelerin düştüğü uyuyan bebek resmine bakarken yarışmanın teması olan sevgiyle bebeğin ne alakası olduğunu düşünüyordum. Resim güzeldi ama... Belki de anne sevgisi? Hiç yararı yoktu. Fotoğraftan zerre anlamıyordum.
Hafta sonunu neden berbat etmek istediğini bilmediğim Deniz de bizimle beraber gelmeyi kabul etmişti. 'Yalnız avlanmak yok' kuralına sahip olan kurt sürümüz yine bir aradaydı. Tabi ki el solo lobo Aslı hariç.
"Birinci olan resimdeki oğlan mıydı kız mıydı hiç anlamadım ama gözlerim bayram etti." Duyduğum yüksek çıkan yabancı sesle beraber dikkatim dağıldı. Dalgınlıkla başımı sesin geldiği yöne çevirince ortada duran resmin etrafını çeviren üç kızı gördüm. "İnternette görsem kesinlikle shoplamışlar derdim." Gözlerim bir süre onların üzerinde oyalanınca hissetmiş gibi bana baktılar sonra daha hararetli bir şekilde fısıldadılar birbirlerine. Konuştuklarından sadece "Bu o değil mi?" Dedikleri kısmı duyabilmiştim.
"Akher!" Büşra nefes nefese yanıma geldi, zaten küçücük bir alandı iki adımda nasıl nefes nefese kalabilmişti ki?
"Modellik yaptığından haberim yoktu." Deniz'in soğuk sesi hemen Büşra'nın arkasından geldiğinde gözlerimi ona çevirdim. Yüzünden bir şey anlamak zordu ama lütfen, bunlar neyden bahsediyordu? Sonunda dedektif hanım hiçbir şey anlamadığımı fark ettiğinde açıklama yaptı ve ben şok oldum. "Birinci olan resimde sen varsın." Nasıl ben vardım? Kim ben vardım? Ben mi vardım? Onların peşinden birinci olan fotoğrafın önündeki kalabalığı geçip sonunda onu gördüğümde beynimde şimşekler çaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşk
RomanceBilirsiniz işte, bazı insanlar farklıdır, mesela her kız narin ve kırılgan olmayabilir, ya da her erkek sert mizaçlı ve odun değildir. Bunun erkek ya da kadın olmakla bir ilgisi yoktur aslında, duyguların ilgisi olan tek şey insan olmaktır. Ve bazı...