Tenefüs can sıkıcı bir dersi sona erdirip öğrencileri neşeye boğduğunda Aslı ile konuşmaya kesin olarak karar vermişti. Ne derdi olduğunu ne yapıp edip bulacaktı. Ne demek benden bir şeyleri gizliyor? diye düşünüp duruyordu.
Hoca çıkar çıkmaz, kapının arkasındaki duvara çarpmasına neden olacak şekilde bağırarak fırtına gibi sınıfa giren oğlan yüzünden aklındakileri uygulamayı biraz ertelemişti. Oğlan gidip Akher'in yakalarından tutarak onu ayağa kaldırdığında kireç gibi olan yüzünü gördüğündeyse düşündükleri bir anda uçup gitmişti.
Oğlan Akher'i sarsarken bir yandan da ona bağırıyordu. "Sen kendini ne zannediyorsun lan!" Sınıftakilerin bir anda gelişen bu olaya verebildikleri tek tepki oldukları yerde donmak olmuştu. "Piç! Benim arkadaşımı nasıl dövdürtürsün! Orospu çocuğu!" İlk uyanan Deniz oldu ve şu an sınıftaki cılız çocuğun o gün Alp ve Eren'in dövdüğü alt sınıftaki oğlanın arkadaşı olduğunu kavradı.
Ayağa fırladığı gibi soluğu onların yanında aldı, rahat hareket edebilmek için zaten geriye kaymış olan sırayı tutup bir köşeye fırlattı. Asıl şaşırdığı şeyse Akher'in oğlan karşısında hiçbir tepki vermiyor oluşuydu, sadece kocaman açılmış gözleriyle karşısındakine bakıyordu. Bunu sonra düşünecekti. Çuha çiçeğinin beyaz yapraklarından sarı lekeleri siliyormuş gibi nazikçe tutup oğlanın ellerini Akher'in yakasından çekti ve eliyle kolunu tutup onu arkasına iterek alt sınıftaki oğlanla arasına girdi.
"N'oluyor?" Sesi sakindi ama içinde binlerce tehdit barındırıyordu. Karşısındaki bu oğlan tek darbeyle yere yıkılacak cinstendi ama buna rağmen diklenebiliyordu.
"Seninle işim yok, çekil aradan!" Oğlanın kendini zor tutuyormuş gibi sıkılı yumrukları ve dişlerinin arasından konuşmasına rağmen Deniz son derece sakindi. "Yanılıyorsun... Eğer Akher'le bir işin varsa benimle de var demektir."
Alp ve Eren'de yanlarına gelip Deniz'in yanında dikilmeye başlayınca oğlan ağzını yamultarak "Çıh!" deyip arkasını döndü ve hızla sınıftan çıktı.
"Çıh mı?" dedi gelip Alp'in yanında durmuş olan Büşra şaşkınca. "O tepkiyi Asyalılar veriyor!"
"Japonlar..." Ürkek ve kısık sesin sahibine döndü. O anda fark etti ki Akher'i arkasına alırken sevgilisini korumaya çalışan bir erkek gibi davranmıştı. Aslı'nın dediği gerçekten de doğruydu. Onu kaşla göz arasında sahiplenmişti. Gözü Akher'in alnındaki ufak beze takıldı, daha yapım aşaması tamamlanırken heykeltıraşının öldüğü bir heykelin kusuru gibi duruyordu orada. Sabah da fark etmişti ama kendini rahatsız hissetmesin diye çok incelememişti...
"Başındaki dertler hiç bitmiyor."
"Bir cadı tarafından lanetlenmiş olmalıyım."
"Cadıların hepsini tanırım, ama seni lanetlediğini anlatan biriyle hiç karşılaşmadım..." Konuşan Büşra'ydı ve konuşmanın sonunu gülerek bitirdi. "Ama belki yabancı cadılardan biridir... Bir araştırmak lazım..."
Büşra'nın insanlar üzerinde garip bir etkisi olduğunu kesinlikle kabul ediyordu, kime nasıl yaklaşacağını her zaman biliyordu bu kız...
"Vay canına! Bu kız kılıklı oğlan sınıfınıza neşe getirmiş!" diye cıvıldayan bir kız sesiyle hepsi kapıya döndüler.
"Hey Aylin! Şamatayı kaçırdın." Aslı, kendi yanına gelmek yerine kalkıp kapıda duran Aylin'in yanına gitti.
"Önemli değil." dedi Aylin durduğu yerden kıpırdamaz ve yemek ister gibi Akher'e bakarken. "Yeni oğlanın bal dudaklarından dinleyebilirim şamatayı!" O gülerken Deniz bu çatlak arkadaşından korumak için Akher'i yeniden arkasına alma isteğini zorlukla bastırdı. 9. sınıftan tanıdığı çatlak Aylin ve ona dönüp "Derste görüşürüz." diyen Aslı sınıftan çıkarken sadece arkalarından baktı. Sonra Akher'e döndü. "İyi misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters Aşk
RomanceBilirsiniz işte, bazı insanlar farklıdır, mesela her kız narin ve kırılgan olmayabilir, ya da her erkek sert mizaçlı ve odun değildir. Bunun erkek ya da kadın olmakla bir ilgisi yoktur aslında, duyguların ilgisi olan tek şey insan olmaktır. Ve bazı...