~28

2.2K 156 29
                                    

    Öğle arasına kadar ona ne soracağımı ve onun bana ne soracağını düşünüp durdum. Deniz'le ilgili bir şey sorsam ona karşı bir şeyler hissettiğimi hemen anlardı ama ben bunu kimsenin anlamasını istemiyordum. Sadece bende kalmalıydı. Büyüyecekse benim içimde büyümeliydi, karşılığı yoksa sadece bana acı vermeliydi. Bu yüzden Alp ve Büşra'nın arasında geçenleri sormaya karar verdim. Onlarla aynı sınıfta olduğuna göre biliyor olmalıydı. Onunsa bana broş olayıyla alakalı bir şeyler soracağından neredeyse emindim. Çünkü aklıma bana sorabileceği başka bir şey gelmiyordu.

     "Dalgınsın." kulağımın dibinden gelen sesle olduğum yerde hopladım. Yan tarafıma döndüğümde Sevde'nin siyah gözleriyle karşılaştım, nasıl bu kadar sessizce yanıma yaklaşabilmişti?

      "Biraz..." diyerek itiraf ettim çünkü soracağım soruyu düşünüyordum ve en sonunda karar vermiştim. 

     "Şura bu sınıfın bilgi ağıdır." dediğinde ne dediğini anlamamıştım. Bakışlarımdaki soruyu bu sefer o anlamayınca dillendirmek zorunda kaldım. "Şura mı?" Sıkıntıyla aldığı nefesi burnundan verirken dimdirek bana bakıyordu. "İlk ders yanında oturan kız." sanki onu gereksiz yere konuşturduğum için bana kızıyor gibiydi. Ama dediğinin tek kelimesini bile anlamamıştım. "Bilgi ağı?" bu soruyu korkarak sordum ve korktuğum tepkiyi de aldım, elinin parmaklarını sinirle sıranın üzerinde tıkırdatırken dudağını dişleyerek baktı bana. "Sınıfta ne olursa hepsini bilir." Sevde'ye korkuyla başımı salladım, çantasında çakı görmüştüm, her zaman parmaksız siyah eldivenler takıyordu, etrafa kaşları çatık bir şekilde kötü kötü bakıyordu, çok konuşmuyordu yani tam kötü adam profiline uyan bir kızdı. Gel de korkma şimdi. Gerçi insan cüssesine bakınca biraz rahatlıyordu, zayıflıktan ölecek kadar kara kuru bir şeydi. 

     Cümlesinin devamını getirmeyip gözlerimin içine zehirli oklar göndermeyi sürdürünce mecburen sordum "Yani?" bu sefer sinirle solumadı ya da dudağını ısırmadı sadece "Öğrenmek istemediğin şeyi sorma." dedikten sonra kalkıp kapının önünde iki saattir bir şey demeden gözlerini bize dikmiş bakan Büşra'nın yanına gitti. Bazen çok korkutucu olabiliyorlardı... Kötü adam Sevde, Sadist kız Mihri ve masum yüzünün ardına saklanan cadı Büşra, ben bunlara ilk zamanlar koruyucu melek mi demiştim? Hayır üçü de ayrı psikopattı.

     Ne demişti bu mafya tipli kız bana, -öğrenmek istemediğin şeyi sorma- Sormak istediğim şeyin cevabını gerçekten öğrenmek istiyordum! Ayrıca o benim ne soracağımı bilemezdi çünkü sadece iki dakika önce karar vermiştim. Acaba ne soracağımı sanıyordu ki böyle bir uyarı yapma gereği duymuştu... Yoksa Deniz'le ilgili bir şeyler mi sanmıştı... Bir de demek ki bu Şura denen kız bu oyunu herkesle oynuyordu. Baksana kız yanıma oturduğunda hemen ne istediğini bilmişlerdi... 

     Bir dakika Deniz'le ilgili bir şeyler mi sanmıştı?

      Deniz...?

     Yok canım ne alaka!

     Öğle arasına girdiğimizde her zaman beraber takıldığımız grubu ekip Şura'nın dediği yere geldim. Ortalarda kimseler yoktu ama iki dakika sonra sarı saçlarını savura savura yanıma koştu. "Merhaba! Gelmişsin."

    "Oyunu kabul etmiştim..." dedim ve elbette ki bu gürültüde duymadı ne dediğimi 

    "Anlamadım? Ne dedin?" Ben ve benim şu kısık sesim.

   "Önemli değil." derken sesim biraz daha kısılmıştı. 

   Ne dediğimi anlamadığından yüzde yüz emindim yine de anlamış gibi yaptı ve bana çatıya çıkan merdivenleri gösterdi. "Hadi o zaman gidelim!" Bir ona bir de merdivenlere baktım. "Orası kilitli değil mi? Ayrıca çatıda ne yapacağız oradan düşeriz!"

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin