~36

1.7K 163 25
                                    

Çok tatlı bir bölüm oldu o yüzden bu bölümü sevin, yorum da yapın lütfen~~


     Başımı indirip derin bir nefes bıraktım. Sonra yeniden kaldırıp okulun yüksek duvarının üzerine gardiyanlar gibi sıralanmış tellere baktım. Daha önce ders zamanı okuldan sadece ailemden biri beni çağırdığı için o da elimi kolumu sallaya sallaya ön kapıdan çıkmıştım. Zaten beraber kaçabileceğim kimse de yoktu etrafımda. Bu ilk oluyordu. Deniz ve ben olacaktık. Yoksa asla böyle bir işe kalkışmazdım. Bunu duyarsa annemin ne kadar endişeleneceğinin farkındaydım.

    "Akher, istersen tutup seni öteki tarafa fırlatabilirim." Şaşkınlıkla açılan gözlerim Deniz'i bulduğunda yüzünde bunu gerçekten de yapabileceğini gösteren bir ifade vardı. "Neden önden gitmiyorsun?" diye ona bir teklifte bulundum hemen arkasından da ekledim "Bayanlar önden." Yüzüne çarpık bir gülümseme yerleştirerek bana baktığında bütün vücudum kocaman bir kalbe dönüşmüş ve kan pompalamak için hızla çalışıyormuş gibi gelmişti.

   "Açıkçası..." derken sesinin tonunda eğlendiğini belli eden bir tını vardı. "Ben karşıya geçince vazgeçtim demenden korkuyorum."

    Gözlerimi devirmeden yapamadım. "Ben gelirim demeseydim zaten tek başına gidecektin..."

    "Evet ama bir kez gelirim dedin. Yoksa söylediklerinin arkasında durmayan biri misin?"

    Damarıma basmayı başarmıştı işte şimdi hızla duvara döndüm ve zıplayarak parmaklarımı tellerin arasına geçirdim. Zorla da olsa kendimi yukarı çekmeyi başarmıştım. Birinin beni görmesinden korkarak sokağı ve boş olduğundan emin olmak için okulun bahçesini kontrol ettikten sonra önce bir bacağımı sonra diğerini düşmemek için son derece dikkatli bir şekilde telin üstünden geçirerek öteki tarafa koydum ve yere atladım. Bacağım bir an da üzerine binen baskıyla dengesini sağlayamamış -bunda biraz da benim düzgün atlayamamış olmam etkili olmuş olabilir- ve beni yere yuvarlamıştı ama ufak bir düşüş olduğu için çok da önemli değildi. 

    Benim hemen arkamdan Deniz de son derece dengeli bir şekilde atlayınca ayağa kalkıp üstümü silkeledim ve yürümeye başladık. "Aslı okuldan kaçmayı pek sevmez, diğerleri de işleri olduğunu söyleyince tek başıma gitmek zorunda kaldığımı düşünmüştüm. Gelmen beni çok mutlu etti."

    "Yalnız kalmaktan bu kadar nefret ettiğini bilmiyordum." derken yüzünde aslında yalnız kalmadığı için değil de ben geldiğim için mutlu olduğunu ele veren bir ifade arayarak yan yan baktım.

    "Okuldan kaçmak eğlenceli ama tek başına olduğunda sadece işkence oluyor."

    Aradığımı bulamayınca bozulduğumu belli etmediğini düşündüğüm bir ses tonuyla konuştum. "Anladım."


   "Akher, ilk defa okuldan kaçıyorsun değil mi? Dönüp dönüp arkana bakıyorsun."

   Omuzlarımı düşürüp ona tamamen doğruyu söyledim. "Daha önce hiç okuldan kaçma ihtiyacı hissetmemiştim."

    Kahkahası boş sokak boyunca ilerlerken ters ters ona baktım. Benimle dalga geçmesini isteyeceğim son kişiydi.

    "Üzgünüm. Gerçekten üç sene içinde 'okuldan kaçma ihtiyacı hissetmeyen' bir öğrenciyle ilk defa karşılaşıyorum."  Okuldan kaçma ihtiyacı derken diğer kelimelerden daha çok üstünde durmuştu. 

   "İlklerini benimle yaşaman da güzel tabi."

   Tek kaşını kaldırarak bana baktığında belki de biraz ileri gitmiş olabileceğimi düşündüm ama bu söylediğim cümle tamamen arkadaşça bir anlama da geliyor olabilirdi sonuçta. Bana böyle bakmaya devam ederse iki gözümü parmaklarımla çıkarıp ceplerime tıkıştıracaktım, konuyu değiştirsem iyi olurdu. "Kardeşine söz verdiğin tokayı okul çıkışında da alabilirdin." Normalde zorla bir iki konu açmayı bile beceremeyen ben en saçma sapan şeyi seçmiş olsam bile konuşmanın gidişatını değiştirmeyi başarmıştım. Kendi puan haneme bir üçlük yazmalıydım. 

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin