~6

4K 253 22
                                    

    Silinmekten neredeyse yırtılacak hale gelen defterime baktım sonra da başımı kaldırıp önde hiçbir şey olmamış gibi dersi dinleyen iki oğlana.

    Neden yaptıkları barizdi; beni küçük düşürmek ve olduğumdan daha da aşağı bir konuma çekmek  istemişlerdi. Kendilerince altta kalanın canı çıksın oyunu oynuyorlardı. Evet soruyu çözmüştüm ve doğruydu. Ayrıca tahtada yalan söylemiştim, o konuyu eski okulumda işlemiştik hatta daha fazlasını görmüştük. Zeki olduğum için hızlandırılmış bir programdaydım, 2. okulumda. Ama dün akşam aldığım kararlar doğrultusunda inek gibi görünmemek adına yalan söylemiştim. Neyse ki hoca durumu kurtarmıştı. Eğer anlayışsız biri olsaydı altta kalıp canım çıkacaktı.

    Gözlerimi kapayıp kendimi sakinleştirmek için çabaladım. Sakinleşmek dışında bir şey yapamayacağım apaçık ortadaydı. Öndekileri dövecek miydim? İlk yumrukta bayılıp hastanelik olurdum kesin, yumruk atma şansı yakalarsam da kendi elimi kırardım. Bu güçsüz bedende doğduğum için daha da sinirlendim. Geçmişte kendimi geliştirmeye çalışmıştım. Karateye başladığımda ayağımı kırıp bir ay boyunca evde yatmıştım. Şansımı Aikido'da deneyeyim derken vücudumun orasında burasında çıkan morluklar yüzünden tıp literatürüne mor insan olarak geçme yolunda adım adım ilerlediğim için annem daha fazlasına izin vermemişti. Böylece kendimi güçlendirme çabalarım da son bulmuş oldu.

    Başıma atılan kağıtla kısa bir şok geçirsem de ismini hatırlayamadığım Koruyucu Melek I 'in bana bakıp gülümseyen yüzüyle aklımdaki kötü senaryolar son buldu. Eliyle kağıdı işaret edip açmamı söyledi.

   Dörde katlanmış ufak kağıdı düştüğü yerden alıp açtım.

    <O iki hödük adına özür dilerim. Tenefüste bu işi halledeceğim merak etme.

                                                  -Bu arada umarım ismimi hatırlıyorsundur! Ben Büşra :)>

   Gözlerimi çevirip ona baktım. ama çoktan önüne dönmüştü. Sınıf arkadaşlarıyla benim yüzümden tartışmasını istemiyordum. Hem nasıl halledecekti ki? Beni koruması sadece bu ikisinin bana daha fazla diş bilemesine neden olurdu. Şimdi bile yeterince kötülerdi. 

   Kağıdı ters çevirip <Gerek yok.> yazdım ve katlayıp hoca tahtada soru yazarken ona doğru fırlattım. İki sıra arkasına düşmüştü. Neyse ki o sırada Deniz oturuyordu. Kağıdı alıp sınıfa bakındı, beni görünce "Bu ne?" dercesine başını salladı. Parmağımla Büşra'yı işaret edince önde oturan kızı dürtüp bir şeyler söyledi ve kağıt rötarlı da olsa sonunda Büşra'ya ulaşmıştı.

   Benimle daha önce de bu kadar ilgilenen kızlar olmuştu. Onlar bir süre sonra sıkılıp beni olduğum gibi bırakmışlardı. Bu tip kızların gözünde bir macera gibi görünüyor olmalıydım herhalde. Büşra'da eninde sonunda sıkılıp beni bırakacaktı. Bu yüzden onunla samimi bir arkadaşlık kurmak gibi bir niyetim yoktu. Çünkü sonunda yara alan taraf hep ben oluyordum.

    Dersin bittiğini müjdeleyen zil çaldığında Büşra ve yanındaki kısa boylu arkadaşı pılını pırtısını toplayıp gelmiş öndeki iki oğlanın başına dikilmişlerdi. Şaşkın şaşkın ikisine bakakalmıştım. Beni ve bakışlarımı muhatap almadan oğlanlarla konuştu.

   "Yer değiştirelim." Söylediği tek bir kelime mucizevi bir etkiye sahipmiş gibi davranması beni daha da şok etmişti ama asıl şaşırtıcı olanı henüz görmemiştim.

   Sağ tarafta oturan oğlan sinirli bir nefes verirken eşyalarını toplamaya başladı ve yanındakine kafasıyla işaret verince o da toparlandı. Hiçbir şey söylemeden sırayı boşalttıklarında ciddi manada afallayıp kalmıştım. Tabi giderken şaşkın suratıma ters bakışlar atmayı da ihmal etmemişlerdi. O oğlana, hiç itiraz etmeden Büşra'nın dediğini yaptıran şeyin ne olduğunu gerçekten çok merak etmiştim çünkü itiraz bile etmeden kalkıp gitmişti.

Ters AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin